FARUK ERGAN

Tarih: 28.06.2024 13:22

FİKİR AYRILIĞI.

Facebook Twitter Linked-in

FİKİR AYRILIĞI.

İnsan sosyal bir varlık olduğuna göre, iletişim kurmadan ve tek başına yaşayamayacağı gibi, toplum içerisinde, iş hayatında ve özel hayatında herkesle hem fikir olarak da yaşayamaz. 

İnancı, siyasi düşüncesi, yaşam biçimi ve tercihleri bir başkasıyla uyuşmak zorunda değil. 

Fikir ayrılığı yaşayan insanlar da, akrabalık bağlarını devam ettireceği ve kopamayacağı gibi ilk defa akraba olmaları da, cenaze veya düğünlerde bir araya gelmeleri de insani bir davranıştır. Aynı çatı altında yaşayan tüm aile fertlerinin her konuda hemfikir olmaları beklenemez, zira ben insanım diyenler her insanın ayrı kişilik, ayrı beyin ve ayrı kalp taşıdıklarını düşünebilmelidirler.

İnsanların fikir ayrılığı yaşayarak tartışmaları ilişkilerde büyük bir sorunun varlığına işaret etmez. 

Bu ve benzeri tartışmalar, görüş ve fikir ayrılığının yaşanıyor olması karşı tarafa hakaret etmeyi, ilişkileri bitirme ve toplumun bazı kesimleri tarafından linç edilmesine sebep olamaz. 

Tartışma sırasında insanlara ait olumsuz genelleme ve suçlamalar yapmak, insanların kendilerini savunmaya geçmesini kaçınılmaz kılar. 

İşyerimizde yaşanan huzursuzlukların en önemli bir bölümü, çalışanlar arasında kendi görüşünün dikkate alınmadığını, görüşlerinin ve isteklerinin yerine getirilmediğini düşünmesinden kaynaklanmaktadır. 

Bu durumda karşılaştığımız zaman kızmak yerine farklı fikirleri dikkate almak, tartışmak ve değerlendirmek iş yerinin daha fazla karlılığının olacağını ve kurumsal bir yapı kazanacağını göz önünde bulundurmak, beraberinde sağlıklı büyümeyi getirecektir.

Ülkemizdeki yönetimlerde alışık olmadığımız uygulamalar vardır. Şirketler, dernekler, spor kulüpleri, siyasi partiler veya herhangi bir kurumun başkanı seçilen kişi yönetim kurulunda kendisiyle hemfikir olmayan ve görüş ayrılığı taşıyan yöneticilerle çalışmak istemez. Özellikle siyasi partilerde biat kültürünün hakim olduğu bir yapılanma vardır. 

Parti kararına ters düşen ve aynı yönde oy kullanmayan Milletvekili, İl yönetimi ve diğer yöneticiler kesin ihraç talebi ile disipline sevk edilirler. 

Zira tüm Partilerin tüzüğünde bu madde vardır. Bir toplumda herkesin aynı fikirde olması, tartışma ortamının olmaması ve aykırı düşüncelere yer verilmemesi sağlıklı ve ülke yararına karar alınmasını zorlaştıracaktır. 

Sosyal demokrat, Milliyetçi, Merkez sağ veya başka ne ad altında siyasi parti varsa, tamamının Liderleri demokrasi ve fikir özgürlüğünü özümseyememişler, kim Genel Başkanlığa seçilirse o partiye özgürlük ve demokrasi gelmiyor veya hiçbir partide yapılan faaliyetler şeffaf ve şaibesiz olamıyor. Otoriter yönetici kapasite ve bilgisinin verdiği yetkiyi kullanmak yerine, oturduğu koltuğun verdiği hafifliği ve şatafatlı yaşamayı kullanmaktan imtina etmezler. 

Liderler fikir ayrılığını, insani ölçüler içerisinde tartışmayı, liyakat ve bilimin vazgeçilmez olduğunu kabul etmezler. 

Halkın inançlarını sömürmekten ve omzuna basarak yükselmekten, riyakarlık yapmaktan ve kamu kaynaklarını ölçüsüzce kullanmaktan zerre kadar geri adım atmazlar. 

Bu tür uygulamalara itiraz ederek ses çıkartmaya çalışan, eğitim ve ahlaki değerleri yüksek olanlar fitne çıkartmakla itham edilir ve uzaklaştırılırlar. 

“Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister”.           Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK    


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —