KADİR DAYIOĞLU


FABRİKALAR DOĞURAN FABRİKA, HES KABLO

Bu süreçte şirket için belirlenen ilk etapta belirlenen 22 milyar liralık muhammen bedeli de 18,6 milyar TL’ye kadar düşürülmüştü (Temmuz/2025). Son olarak 9 Eylül 2025’te düzenlenen ihalede satışın gerçekleştiği açıklandı.


Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesinde bulunan HES Kablo, daha önce birçok kez satışa çıkarılmış ancak ihaleler ya yeterli teklif gelmemesi ya da farklı sebeplerle sonuçsuz kalmıştı. Bu süreçte şirket için belirlenen ilk etapta belirlenen 22 milyar liralık muhammen bedeli de 18,6 milyar TL’ye kadar düşürülmüştü (Temmuz/2025). Son olarak 9 Eylül 2025’te düzenlenen ihalede satışın gerçekleştiği açıklandı.” (Basından) 

***

Rizeli, bir rivayete göre Güneysulu Ramazan ÖZTÜRK’ün Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Nakkaş Holding tarafından satın alındı. Kaça satıldı, bilmiyorum. Sahibinin kim olduğu benim için önemli değil. Kim olursa olsun… Önemli olan, şirketin giderek hem nitelik ve hem de nicelik kazanması. Hayırlı ve uğurlu olsun. 

***

Ama bildiğim bir şey var, HES Kablonun kuruluş hikayesi ve Uzun yıllar, “İSO İlk 500 sanayi” kuruluşları arasında, “ilk 150” firma arasına girmesi. 

***

Bir de ilk ihaleye kaç kişi girdi, neden üçüncü ihalede de talip çıkmadı. Sonra satıldı? Neden, Kayserililerden kimse ihaleye girmedi? Oldu da haberimiz mi yok? Mesela, Kibar Holding girebilirdi… Şahsen ben bilmiyorum. Aldığım bilgiye göre, yaklaşık 400 milyon dolara (Yaklaşık 16 milyar lira) satılmış. Ne derece de doğru bilmem!

***

HES Kablo, 1970’lerde, yoğun ilgi gören, sonunda, kurucu ortakları “buhar olan”, “çok ortaklı şirketlerin” hazin hikayesinden bir “hikaye”. Bu hikayeyi en iyi bilenlerden, kuruluşunda içinde olan ve başta geleni Av. Ömer Baktır… Kurucularının çoğu rahmet-i Rahmana kavuştu. Baktır hayatta… Dostumuzun, bu hikayeyi yazması kaçınılmaz. Bildikleri, gördükleri, duydukları kendisi ile mezara giderse çok yazık olur ve vebal altında da kalır.

***

Ben de hikayenin bir bölümünü, “Kayseri’de Ticaret ve Sanayi Hayatı” (Büyükşehir Belediyesi Yayınları) aktarmaya çalışacağım. PDF nüshası Belediyenin web sitesinde mevcut. Merak eden bakabilir.

***

HES, Hacılar Elektrik Sanayi’nin kısaltılmışı. Genellikle “HES” diye anılır. Bir anlamda HES KABLO Kayseri’de, çok sayıda, önemli şirketin kurulmasına öncülük eden önemli bir kuruluş olarak karşımıza çıkmaktadır.

***

1974 yılında Hacılar/Kayseri İlçesine mensup bir grup girişimci, çok ortaklı, HES KABLO’yu kurdu. Bu tesis, döneminin çok önemli yatırımlarından birisi. Kayseri sanayi tarihinin önemli kilometre taşlarından. Tesiste, 154 kV’a kadar kuvvetli akım, zayıf akım kablosunun yanı sıra, elektroliz yolu ile elektrolitik som bakır tel, emaye bobin teli; daha sonraları Fiber Optik kablo; 2004’ten itibaren de alüminyum ve çelik alüminyum iletken üretilmeye başladı.

***

HES KABLO’ya, önceleri dışarıdan ortak almadılar. Bölgecilik yaptılar. “Hacılarlıların tasarruflarının” devasa yatırımlara yetmeyeceğini anladılar. Zaman içerisinde, “Hacıılarlılar” dışındakileri de ortak aldılar. Başlangıçta 832 Hacılarlının ortaklığı ile başlayan (seksen küsür bin ve eşit hisse) HES Kablo daha sonra 8 ailenin, 1999’dan sonra ağırlıklı olarak 2 ailenin [Boydak, sanırım Gürdoğanlar] kontrolüne geçti. 

***

Bugün, Boydak Holding’e ait bir kuruluş olan HES Kablo, hakim ortak Boydak ailesinin bazı fertlerinin, “Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yardım ve yataklık yapma” eyleminden mahkum olması sonucunda, önce “kayyuma” teslim edilen tesis, mahkeme kararı ile “müsadere edilerek”, Holdinge bağlı diğerleri gibi Hazine’nin malı oldu.

***

Bir Hacılarlı olan Kurtuluş Cengiz’in “Yav İşte Fabrikalaşsak” isimli doktora tezinde, önemli bir girişimci kuşağa sahip Hacılar/Kayseri, Hacılallılar ve bunların sahip oldukları ticari işletmeleri konu etmekte. Hem Kayseri’de ve hem de ülke genelinde kurulan “çok ortaklı” şirketlerin akıbeti ile ilgili ilginç bilgiler vermekte. Mutlaka okunması gereken bir çalışma. Bir de bir vesile ile sohbet etme fırsatı bulduğum Avukat Ömer Baktır’ın da çok ilginç, ilginç olduğu kadar da düşündürücü tespit ve yorumları var. 

***

Zaten, anılan eserde de önemli bir bölümünü anlatmış, Cengiz’e… Aslında, HES Kablo ve gruba bağlı şirketlerin ortaklık hikayesi, ülkemizde çok yaşanan, “el değiştirme hikayelerinden” sadece birisi.

***

Daha sonra ki yıllarda ortaklar, makine üretimi yapan HES MAKİNE’yi (1990), fiber optik kablo üreten HES FİBEL’i (1990) ve nihayet sıvı ve toz deterjan üreten HES KİMYA’yı (1992), ağırlıklı olarak elektrik kablosu (220 kV’a kadar), çelik halat; alüminyum ve çelik alüminyum iletken üreten HAS ÇELİK’i (1989) kurdular. 

***

İlk dönem HES Grubun lokomotifliğini her ikisi de elektrik mühendisi merhum Mustafa Derin, merhum Sadettin Erkan ve özellikle o yıllarda Avrupa’da “hukuk doktorası” yapan avukat Ömer Baktır yaptı. Bunlara, Özbekler, Kılıçlar, Boydaklar, Gürdoğanlar, Rasim Çetinkaya vs. destek oldu. Daha sonra, bu tesisler ve ticari işletmeler ortaklar arasında paylaşıldı. HES Kablo, Boydaklar’da kaldı. Başlangıçtaki, sekiz yüzü aşkın ortağın, az ya da çok katkıları, biranda buhar oldu gitti.

***

Hep şunu sordum ve yanıt aradım: Bu tür ortaklıklarda, hissedarlar, ileride zorunlu olarak yapılacak sermaye artırımlarına yani “tezyidi sermayeye” katkı verebilirler mi? Sanırım, sıkıntıda burada başlıyor. Bunlar; sermaye artırımına yanıt veremeyince, doğal olarak, hisse payları da küçülüyor; giderek sıfıra yaklaşıyor. Tabii, bu küçük hisseler, başlangıçta, can suyu oluyor, çarkın ilk muharriki oluyor. 

***

Bu değerlendirmenin, “menkul kıymet borsaları” üzerinden yapılmayan tüm iştirakler için geçerli olduğunu belirtmek isterim. O yıllarda, ülkemizde sermaye piyasası (İMKB sonra BİST) oluşmadığından, bu görevi “çantacılar” üstlenmişti. Tabii, bu deneyim çok acı oldu, küçük “tasarruf sahipleri” için.

***

HES Kablo, her yıl, “İSO İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” arasında ve hem de ön sıralarda yer alır. Nitekim; 2016 yılında 80. ; 2017 yılında 82. Sıraya girdi. Bugün, 78,1 milyon dolarlık ihracat yapan, 1 048 kişilik istihdam sağlayan bir kuruluş.

***

Bir Anı

Bir gün, bacanağım merhum Kemal Timuçin anlatmıştı… Beton santralarının adının yeni yeni duyulmaya başladığında merhum Sakıp Sabancı ile bir sohbetlerinde; “Kemal Ağa, sen, nakliye, hafriyat, toprak vs. işlerinden anlarsın. Bunları da yapıyorsun… Gel, seninle Avrupa’dakiler gibi beton santralleri kuralım!”, teklifinde bulunmuş.

Timuçin, teşekkür etmiş ve şu karşılığı vermiş: “Bak Ağa!”, demiş ve devam etmiş: “Şirketi kurarız… İşler iyi gitmeye başlar… Bu sefer ilave betonyer vs. alma ihtiyacı doğar. Mesela, yüz tane… Onun için de sermaye artırımına gidilir. Bu artışı da karşılamam mümkün değil. Bu durumda şapkamı, ceketimi alır, kapı dışarı olurum. O nedenle ben yokum böyle bir işte!”, der.

***

Dostlar, sermayeyi tabana yaymak için kurulan şirketlerin, ortaklıkların, tamamına yakını, merhum Bacanağımın dediği gibi oldu?

***

Tabii, temel soru şu: Acaba kurucu ortaklar, HES Kablo’da olduğu gibi, ilerideki sermaye artırımlarını, ödeyebilirler miydi? Çoğu şirketlerin “çantacıları”, Avrupa’da kapı kapı dolaşıp, hisse sattılar. Zaman geçince, hangi fabrikadan hisse aldıklarını unutanlara bile rastladık.