KADİR DAYIOĞLU


‘ESED, ESAD OLDU!’ ve MANGAL PARTİSİ

Bir de baktık, biz Şam’da namaz kılalım derken, Suriyeli sığınmacılar, bizim camilerimizde namaz kılmaya başladı.


Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ile “normalleşme” adımları için,"Esad ile görüşme iradesini ortaya koyduk, artık karşı taraftan yanıt bekliyoruz" dedi. 

Bugüne kadar “Esed” diye seslendiği Suriye liderine bu kez “Esad” dedi. Yani, “Esed”, “Esad” oldu…Bu tam bir”siyasal popülizmdir”. Siyasette normaldir. Yadırgamam…

***

Bakalım, “ne zaman kardeşim Esad!” olacak!” “Olmaz olmaz!” demeyin, “olur mu, olur!”, yapılan işin adı siyaset. Ama olay, ünlü antik çağ düşünürlerinden Herakleitos’un, değişim ve dönüşümün temel ifadesi; “aynı nehirde iki defa yıkanılmaz” sözünün bir benzeri değildir. 

***

Zira, su aynı su değildir, yıkanılan su akıp gitmiştir, artık. Ne diyelim, haydi hayırlısı diyelim!

***

Hatırlayalım, Ahmet Davutoğlu’nun Suriye’de iç savaşın patlak verdiği dönemde,“Şam’da Emevi Camii’nde Namaz Kılacağız” dediği iddiası doğru değilmiş. 

Bahse konu söz Sayın Erdoğan tarafından 5 Eylül 2012 tarihinde yaptığı bir konuşmada dile getirilmiş. Davutoğlu böyle açıkladı. 

***

Bir de baktık, biz Şam’da namaz kılalım derken, Suriyeli sığınmacılar, bizim camilerimizde namaz kılmaya başladı.

***

Ama “Ba’deHarabül Basra;(Galat kullanımı Ba’delharabül Basra) "İş işten geçtikten sonra”, sözünün tam yeri mi, tam zamanı mı? Bilemem… Ne diyelim, “büyüklerimiz bizi bizden iyi düşünür, düşünen kafalara zararlı fikirler üşüşürmüş!”

***

“Esed”, tekrar “Esad”olunca eş zamanlı, Esad“genel af” ilan etti. Bakalım, Suriyeli “sığınmacıların” kaçı ülkesine dönecek. Göreceğiz. İnşallah, huzur içerisinde, ülkelerine dönerler!

***

Ama dönenin pek fazla olacağını sanmıyorum. Bir kısmı vatandaş, bir kısmı da seçmen oldu.Unutmayın, bu ülkede seçim hiç eksik olmaz. Seçmene ihtiyaç var. Peki, bu seçmen kimin işine yarar?

***

Gelelim mangal partisine… Başkan Memduh Büyükkılıç, Erciyes Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nin tanıtımı için, Gençlik ve Spor Bakanı ile Erciyes’e çıktı. Yanlarında da AK Partili milletvekilleri vardı. Bu esnada, Kayseri Ticaret Borsası’nın, sucuğumuzun tanıtımına matuf, hazırladığımangal partisine de katıldılar. Onlar da mangala yelpaze yaptılar, ellerinde ki kartonlarla. Ama yukarıda Allah var, yemediler, yollarına devam ettiler. 

***

Bundan normal bir şey olamaz ama açlığın, yokluğun, yoksulluğun kol gezdiği ülkemizde, böyle bir gösteri, haklı olarak, dikkat çekti, şiddetli eleştiriler de peşinden geldi. Zira, bir kilo pastırma iki bin, bir kilo kaliteli sucuk fiyatı bin liraya dayanmıştı.

***

Borsa bunu haklı olarak yapabilir. Zira, pastırma ve sucuk üreticileri, kendi üyeleri. Bunların ürünlerini de tanıtmak hakları ama siyasiler, hele hele iktidar mensupları o kareye girmemeliydi. Majör hata…

***

Tabii, aynı Borsa, bununla birlikte, bir yandan bin, bir yandan da “dana etinden” yapılan, iki yüz, iki yüz elli liraya satılan sucukla ilgili bir açıklama yapabilse. Bu korkunç fark, neyin nesi?

***

Mesela ben, bir yabancı olsam, bu denli fiyat farkı olan ve dana etinden yapılan sucukların hiç birisine sıcak bakmam… Tabii, Büyükşehir ve Valilik de buna bir yanıt vermeli. 

***

Dana etinden yapıldığı söylen sucuk, aynı dükkanda, farklı markada, hem bin ve hem de iki yüz liraya satılıyor. Bunun, sebebi hikmeti nedir? Öyle ya, dana kıyma kilosunun ortalama beş yüz liraolduğu bir ortamda, bundan yapılan sucuğun, kilo fiyatı bunun nasıl yarı fiyatı olabilir ki?  Tabii, aynı etten yapılan kilo fiyatı bin lira olan sucuk da sorgulanmalı.

***

Bu bir sıkıntı. Bir taftan, haklı olarak, bir ürünün tanıtımı için gayret sarf edilirken, diğer taraftan bu fiyat farkını kimseye anlatamazsınız. İsterseniz, Erciyes’in zirvesinde mangal gösterileri yapın.

***

Tabii, yapılan eleştirilerden, haklı olarak rahatsız oldu Başkan Büyükkılıç. İyi niyetleKayseri’nin ürünlerini, her şeye rağmen, tanıtmaya devam edeceğiz, demiş. İşi inada bindirmiş… Kendisi bilir… Nitekim, 4 Ekim’de de mantı etkinliği yapıp, dağıtacaklarmış. Bakalım, bir kepçe mantı için, muhterem ahali birbirini, mantıdan önce, yiyecek mi? 

***

“Askıda ekmeğin”, “askıda yemeğin” olduğu, çöplerden sebze ve meyvenin toplandığı bir ortamda, neden insanlar, mantı için, önce birbirlerini yemesin ki?

***

Tabii, başta Büyükkılıç olmak üzere, diğer büyüklerimize acizane bir tavsiyem olacak. Tabii, kabul görürse. Bu tür etkinliklere, hele hele bu ortamda asla katılmayın. Zira; “tok açın halinden ne anlar!” sözü haklılık kazanıyor. Bırakınız bu tür etkinlikleri, meslek örgütleri ve sektör temsilcileri yapsın.

***

İnşallah bir gün, bu şehirde üretilen “katma değeri” yüksek ürünler tanıtılır. Öyle, mantı-makarna; pastırma-sucukla, bırakınız dünyayı, ülkemizde bile yerimizi almayız.

***

Bu tespitimi, yıllar öncesi yaptığımda, kulakları çınlasın valimiz, değerli insan Nihat Canpolat, telefonla arayıp; “Kadir Bey, haklısınız!” demişti. Aradan yıllar geçti, ihraç ürünlerimiz arasında, “katma değeri” yüksek ürün, yüzde 5 ile yüzde 10 arasında… Bu oran, yüzde 25-30’u buldu mu, her gün mangal partisi yapabilir; mantı dağıtabilirsiniz.