kg

MUSTAFA CENGİZ


ERKEN YA DA BASKIN SEÇİM OLUR MU, OLURSA SONUÇLARI NE OLUR?!...

2024 Yılını bitiriyoruz. Ekonominin durumu malum. Ancak Suriye’den esen rüzgar ve terörü bitirmek üzerine kurgulanmış yeni senaryolar ile Türkiye yeni yepyeni bir gündeme bayrak açmış durumda yeni yıl ile birlikte. Soru şu şimdi: Erken ya da baskın seçim olur mu, olursa sonuçları ne olur?!... 31 Mart yerel seçimlerinden birinci Parti olarak çıkan CHP’de genel başkan Özgün Özel, bir çok kişinin ısrarcı “Derhal Erken Genel seçim” çağrılarına rağmen seçim tarihini olası 2027 olarak açıklamıştı. Şimdiler de o da rotayı değiştirmiş durumda. Meydanlarda diyor ki “Derhal Seçim.” AKP’li Mustafa Elitaş: "Erken seçim değil öne alınmış seçim olabilir. 2025 yılında da milletimizin yararına, memleketimizin yarınlarına dair hizmet üretmeye devam edeceğiz. Durmak yok yola devam..!"


2024 Yılını bitiriyoruz.

Ekonominin durumu malum.

Ancak Suriye’den esen rüzgar ve terörü bitirmek üzerine kurgulanmış yeni senaryolar ile Türkiye yeni yepyeni bir gündeme bayrak açmış durumda yeni yıl ile birlikte.

Soru şu şimdi: Erken ya da baskın seçim olur mu, olursa sonuçları ne olur?!...

31 Mart yerel seçimlerinden birinci Parti olarak çıkan CHP’de genel başkan Özgün Özel, bir çok kişinin ısrarcı “Derhal Erken Genel seçim” çağrılarına rağmen seçim tarihini olası 2027 olarak açıklamıştı.

Şimdiler de o da rotayı değiştirmiş durumda.

Meydanlarda diyor ki “Derhal Seçim.”

7 Eylül'de de demişti ki Özgür Özel'den Erdoğan'a:

"2025 Kasım ayına kadar erken seçim isterse, biz varız. 

Ancak 2025 Kasım ayından sonra erken seçime biz yokuz, bir daha aday olamaz."

CHP’li Ali Mahir Başarır: “Türkiye'deki bu pislikleri, bu rezaletleri sandık temizler! 

Baharda erken seçim yapın, kim kazanıyorsa Anayasa'yı o yapsın.” diyor. 

Bolu'nun CHP'li belediye başkanı Tanju Özcan: 

"Türk Milleti’nin icazetini almadan kimse böyle girişimlerde bulunamaz.

Derhal erken seçim yapılmalıdır." eleştirisinde bulunuyor malum şahısla ilgili olarak. 

Muhalefetten hakkında soruşturma başlatılan BTP Genel başkanı Hüseyin Baş'ı da unutmamak lazım.

O da vurdu mu epey ses getirmeye devam ediyor.

Peki bu süreç nasıl buralara geldi?

SANIRIM OLGUNLAŞTI…

Herkesin endişesi geride kalan Genel seçimler sonrasında TBMM’ye ilk kez giren ve iki yıl dolmadan özlük haklarını hak etmeyen vekillerle ilgili sıkıntılı süreçti.

Yani bir anlamda “Bayrak acarlarsa, bir çuval incirin berbat olma ihtimali bir hayli fazla idi. “

Sanırım bu süreç doldu.

Mayıs ayı itibarı ile acar vekillerinde Yedi sülalesi Türkiye Cumhuriyetinin tüm olanaklarından sonuna kadar yararlanabilecek yasal haklara, Süper Emeklilik ve ölene kadar tüm sağlık hizmetlerinden yararlanmak başta olmak üzere çok sayıda sınırsız hakka sahip oluyorlar.

Yani TBMM’nin tümden yenilenmesine mani bir durum yok.

Ya da şu anda nazlanan vekillerin yerine “Anayasa değişikliğine şartsız şurtsuz evet diyecek bir yeni vekiller ordusu şart”

Malum transfer işleri epey pahalıya patlıyor.

Semeri ile seksene oturuyor.

En iyisi sıfır kilometre TBMM ve 400 Vekilin tek bir taleple yeni Anayasa için “Evet” demelerine imkan sağlayabilecek bir altyapı. 

ÖZGÜR ÖZEL NE DİYOR?

Herkesin gözü onda.

Her söylemi, eylemi çok ama çok önemli hem Türkiye hem de muhalefet için. 

Son olarak Tandoğan Meydanı’nda “Sefalet ücretine ve krizin yükünü yoksulların, emeklilerin, emekçilerin sırtına bırakan politikalara birlikte itiraz edeceğiz!” diyerek çıktı kürsüye. 

CHP Genel başkanı Özgür Özel, "Emeklinin maaşına gelince para yok, zengin müteahhitlere milyarları saçarken kaynak çok! 

Ama kaçışınız yok…

O kaynaklar yandaşa değil, emekli Memduh Amca’ya gidecek!

Halk kazanacak, siz kaybedeceksiniz!

Ankara'da "Yurttaş Sesleniyor, Hakkımızı Alacağız" mitinginde halkımızla buluştuk.

Sokakta, meydanda, fabrikada yoksulla, emekçiyle, emekliyle birlikte mücadele edeceğiz. 

Mutlaka sandığı getireceğiz, bu iktidarı göndereceğiz!

Milyonların sesi duyulmadığında meydanlar konuşur. 

Gerçek Meclis burasıdır, meydanlardır, halktır!

Erdoğan, salon siyasetçisi olma, meydanlardan korkma, çık dışarı ve halka kulak ver! 

Bak vatandaş sana ne diyor:

Geçim yok, seçim var!"

ARIKAN’IN GÖRÜŞLERİ…

Onlarda meydanlarda.

Ardı ardına her ilde mümkün olduğunca düzenledikleri etkinliklerle hem Asgari ücreti protesto ediyorlar, hem de erken seçim çağrılarını yineliyorlar.

Bakın ne diyor SP Genel bakanı Mahmut Arıkan?

“Keşke açıklanmasaydı!

Ücret asgari, yoksulluk azami!

Asgari ücreti değerlendirmek amacıyla Türk-İş Genel Başkanı Sn. Ergün Atalay ile bir araya geldik. 

Emekçiyi koruyan, tavizsiz duruşundan dolayı teşekkür ediyorum.

Bu rakamın adı zulümdür. 

Emeğe zulümdür. 

Emekçiye zulümdür. 

Alın terine zulümdür. Kiraların % 60, pazar fiyatlarının %100 arttığı bir ortamda çalışana %30 zam vermek çalışana zulmetmektir.

Milletimizin kabul etmediği, kabul edemeyeceği bu ücreti biz de kabul etmiyoruz. 

Bu işin peşini bırakmayacağız.

İstanbul il başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 yıl önce yaptığı haklı çağrıyı, Sayın Cumhurbaşkanına hatırlatıyor ve soruyoruz;

Kim nasıl ödeyecek?”

ERKEN VE BASKIN GENEL SEÇİM

Bu konuya dair Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’ın da önemli öngörüleri var.

Bakın ne diyor Özdağ, seçim sürecine dair kendi tespitleri ile?

“Erken ve BASKIN genel seçim geliyor. Neden mi?

1)8 Ekim 2024’de Yüksek Seçim Kurulu seçim pusulaları için ihaleye çıktı. 

2)AKP Mayıs 2025’de yapılacak kongresini Şubat 2025’e aldı. Bu yeni AKP yönetimine ihtiyaç var demek. Genel Başkan yardımcıları ve bakanlar değişecek, 

3)Erdoğan “normalleşmeyi” askıya aldı. Mardin ve Muğla il kongrelerinde seçim konuşması yaptı, 

4)AKP İstanbul il başkanlığına Bağcılar belediye başkanını görevinden istifa ettirerek getirecek, 

5)Saray’a giden son ankette AKP yüksek çıkmış, 

6) Esad’ın devrilmesi ile Erdoğan seçimde kullanacağı konuyu buldu: Suriye’yi fethettik. 

7) Ocak ayında anket şirketleri AKP milletvekillerini de soracakmış. AKP milletvekillerini seçimden önce yapılan anketlerde sorgular. 

8)Mayıs 2025’de milletvekillerinin 2 senelik süreleri doluyor.

Özetle AKP hem erken hem baskın bir seçime hazırlanıyor. 

Bu seçim için makul tarih Haziran 2025 görünüyor. 

Tabii Ekim 2025’de olabilir. 

Ancak “Suriye’de zafer ve fetih” stratejisini zaman geçtikçe anlatmak ve inandırmak zor olacağı için Haziran 2025 tercih edilebilir. 

Zafer Partisi bütün kadroları ile seçimlere hazırlanmaktadır. “

Çarşı, Pazar geziyor ve diyor ki Ümit Özdağ erken seçim çağrısı yaparken:

“Pazarda AKP'ye büyük bir öfke var. 

Seçime gidelim ve halk kaynaklarımızın nasıl harcanacağına karar versin.”

BU DA SEÇİM İRONİSİ...

LDP'nin eski bakanı Cem Toker:

Dert etmeyin, sıkın dişinizi…

Şunun şurasında sandığın zamanında gelmesine sadece 41 ay kaldı…

2025, 2026, 2027 ve 2028’in ilk 5 ayı…

Üç sene inim inim inletir, 2028 başında veya erken seçim yaparsa seçimlerden birkaç ay önce sağlam bir zam yapar..

Unutursunuz bu sefalet günlerini! 

Yine gider verirsiniz oyunuzu!

DUYDUNUZ MU?

AKP’li Mustafa Elitaş:

"Erken seçim değil öne alınmış seçim olabilir.

2025 yılında da milletimizin yararına, memleketimizin yarınlarına dair hizmet üretmeye devam edeceğiz.

Durmak yok yola devam..!"

İYİ HESAP YAPIN!...

Şu anda başta CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ile birlikte Zafer Partisi ve muhalif tüm partiler Erken Seçim için hazır ve hazırlar.

Tandoğan'dan çıkan sonuç mu?

"Erken değil hemen seçim 

İktidar Hükümet istifa!"

İlk kez bu kadar net ve sert bir çağrı oldu iktidara.

Bakalım geri dönüşü nasıl olacak AK Parti ve MHP'nin, yani Cumhur ittifakının.

Aslında AK Parti kongre takvimin öne çekerek bazı hazırlıklarının olduğunu göstermişti.

Son kamuoyu yoklamaları da öyle ya da böyle AK Partiyi uzun bir aradan sonra CHP’nin önünde gösteriyor bir kaç puan ile de olsa.

Özgür Özel, “Millet isterse!” diyerek erken seçim kıvılcımını çaktı.. 

O zaman sormak lazım millete "Erken seçim istiyor musunuz millet?" diye... 

Onlarda biran önce Türkiye’nin geleceğinin netleşmesini istiyorlar.

Bu seçim bir anlamda “Ya hep, ya hiç” seçimi olacak.

Yani karnı da gelebilir, sırtına.

Ya herru, ya merru diyeceklerini hesaplarını iyi yapmaları gerekiyor.

Başka söze gerek var mı?