RECEP BULUT


ERCİYES ÜNİVERSİTESİ’NDE NELER OLUYOR?

Altın’ın, Rektör seçilmesinden sonra bakım ve onarıma alınan Erciyes Üniversitesi’nin Talas Caddesi üzerinde ki giriş kapısı üzerinde yer alan T.C. ibaresinin onarım bittikten sonra tekrar konulmaması tartışma yarattı...


BİLİNÇLİ Mİ KONULMADI, 

YOKSA UNUTULDU MU?

Prof. Dr. Fatih Altın’ın Rektör seçilmesinden sonra bakım ve onarıma alınan Erciyes Üniversitesi’nin Talas Caddesi üzerinde ki giriş kapısı üzerinde yer alan T.C. ibaresinin onarım bittikten sonra tekrar konulmaması hem siyasilerin hem de sivil toplum örgütlerinin tepkisine neden oldu. Öte yandan Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilmesi planlan “Toplumsal Cinsiyet ve Spor “ konulu bir etkinlik Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşları tarafından “Sinsi Sapkınlık” olarak yorumlanarak oluşturulan baskı sonucu iptal ettirildi.

Erciyes Üniversitesi Kampüs alanının belli başlı iki giriş kapısı var…

Biri 30 Ağustos Caddesi’nden gelip Talas’a giderken yol ayrımı, diğeri de Talas Caddesi’nden gelen (eskiden ana kapıydı) kapı…

Tabii Gevher Nesibe Hastanesi Acil giriş kapısını da hesaba katmaz isek…

Prof. Dr. Fatih Altın Rektörlük makamına oturduktan kısa bir süre sonra Talas Caddesi üzerinde ki kapı bakım ve onarıma alındı… Belki de bu kapının bakım ve onarım işi eski Rektör Prof. Dr. Mustafa Çalış döneminde iş programına da alınmış olabilir…

Her neyse hummalı bir bakım onarım işi başladı ve bir süre sonra bakım onarım işi tamamlandı. Cidden eskiden Erciyes Üniversitesi’nin Ana giriş kapısı olması hasebiyle bu kapının büyük bir önemi vardı… Rektörlük makamına buradan girilir, makam arabaları buradan kabul edilirdi… Sabancı Kültür Sitesi’nde ki etkinliklere de bu kapıdan gelinirdi… Yani anlayacağınız Erciyes Üniversitesi’nin en önemli kapısı buraydı… Fakat Rektörlük 30 Ağustos Caddesi’nden gelen şehrin kuzey batısında ki yeni bölüme taşınınca bu kapı da eski canlılığın yitirmişti… Doğrusu bu nedenle bu kapı da epeyi ihmal edilmişti… Herhalde bu nedenledir ki bu kapı da bir hayli yıpranmış olmalı ki üniversite yönetim bu kapıyı bakım ve onarıma almıştı… Onarım çalışmaları da büyük bir hızla tamamlanmış, kapının eli-yüzü açılmıştı. Fakat kapı da bir eksiklik vardı; Eskiden kapının üstüne boydan boya “T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ” ibaresi yazılıydı… Sağın da ise kırmızı zemin üzerin de boydan boya Türk bayrağı ve bitişiğinde de koyu mavi zemin üzerinde Erciyes Üniversitesi Logosu vardı… Yani tabela uyumlu bir şekilde “eksiksiz” birbirini tamamlıyordu…

Onarılan yeni kapı da ise solda adeta Cumhurbaşkanı forsun da kullanılan sadece bir Türk bayrağı simgesi, sağın da T.C.’si atılmış sadece “ERCİYESİ ÜNİVERSİTESİ” yazısı ve onun devamında da kahverengi bir zemin üstüne Erciyes Üniversitesinin yuvarlak logosu konulmuş… İlk bakışta yeni dizayn hoş görülebilir… Özellikle eski yazı da “ERCİYES ÜNİVERSİTESİ” ibaresi hem zemin hem de kullanılan yazı karakteri aynı renk tonunda olduğu için üniversite adı pek seçilemiyordu… Tek kelimeyle silik kalıyordu! Yeni başlık gayet net ve dolgun bir yazı puntosu kullanılarak yazılmış ve dolayısıyla bir kilometre öteden beri bile rahatlıkla okunabilir… Bu bakımdan kabul etmek gerekir ki başarılı bir dizayn! Amma velakin, özellikle geri de bıraktığımızı sandığımız kamu kuruluşlarından T.C.’yı kaldırma kampanyasını hatırlatırcasına “T.C.” ibaresinin kaldırılmış olması haklı olarak T.C. konusunda hassas olan bazı çevrelerin tepkisini çekti… Çok mu zordu değerli hocam o tabelaya bir T.C. ibaresi sığdırmak? Tabela da yer mi kalmadı? Geçmişte yapılan bazı saçma sapan savunmalar da olduğu gibi cidden maliyeti mi arttırıyordu? Tabelanın ahengini mi bozuyordu? Yoksa aklınıza gelmedi mi, unuttunuz mu? Ötesini hiç mi hiç düşünmekte yazmakta istemiyorum! Ama göreve geldiğiniz günden beri üniversitede ki bazı yanlış uygulamaları gördükçe, “Acaba hocanın gücü mü yetmiyor? Sözü mü geçmiyor?”  diye tereddüde düşmeden de edemiyorum… Zihninizin buna yatkın olduğu kanaatinde değilim! Ancak peş peşe gelen bu tür olumsuzluklar şahsen beni ciddi anlam da tereddüde bırakıyor! Hele hele T.C. tartışmalarının patlak verdiği geçen hafta bana yansıyan bir başka konu tereddütlerimi bir hayli arttırmış durumda!  Bu etkinliğin iptali “Kaç Baba Kaç” oyunu için daha önce tahsis ettiğiniz salonun iptalinden beter! Bu doğrudan doğruya sizin üniversitenizin bir etkinliği… Üstelikte sizden önce iki yıl da benzer etkinlik gerçekleştirilmiş… 

Lafı daha fazla uzatmayayım meselenin özü şu;

Malum Erciyes Üniversitesi’nin İktisat Fakültesi’ne bağlı bir Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (Kısaltılmış adıyla KAÇAUM)  var… 

Bu merkez de 24 Aralık 2022 saat 13.00’de “Toplumsal Cinsiyet ve Spor” konulu bir etkinliğin düzenlendiği duyurulmuş…

Bu etkinlik öğretim üyeleri ve öğrenciler arasında iki yıldır yapılıyormuş! Bu yıl ki etkinliğin konusu da “Toplumsal Cinsiyet ve Spor”… Yani kadın ve erkeğin daha başarılı olabileceği spor dalları! Erkek kas gücü gerektiren boks ve benzer alanlar da daha başarılı olurken, kadınlar da jimnastik, voleybol ve basketbol gibi dallarında daha başarılı olabilir konuları üzerinde fikir jimnastiği yapmak! İşin topu topu özü bu! 

Allah aşkına hocam herkesin namusu, şerefi, haysiyeti bu kadar ortaya mı düşmüş? Herkes “sinsi sinsi LGBT’li olma” yarışına mı koyulmuş? Herkes işi gücü bırakmış da “milleti LGBT’li yapma” çaba ve gayretine mi düşmüş? Bu ne ucuz propaganda yöntemi? Bu ne bayağılık? Bu ne saçmalık? Herkesin namus, şeref ve haysiyet anlayışı bu kadar mı ucuz? Milletin namusu, şeref ve haysiyeti bu kadar ayağa mı düştü?  6 Yaşında ki kız çocuğunun tarikat şeyhi babası götürüp müridine teslim ederken “gıkı çıkmayan” bu insanlar işi gücü bırakmış “Vay efendim bunlar sinsi sinsi LGBT propagandası yapıyor!” diye nasıl bu memleketin Valisini,  Belediye Başkanını ayaklandırıp bu etkinliği iptal ettirebilirler? Bu memleketin Valisi, bu memleketin Belediye Başkanı, milletvekilleri ve Siyasi Parti İl Başkanları, hatta hatta bakanlar nasıl bu tür şeylere itibar ederler?  Siz o ara nerelerdeydiniz? Hiç mi o etkinliği düzenleyen, organize edenlere sormadınız; “Nedir bunun aslı astarı? Siz cidden sinsi sinsi LGBT propagandası mı yapıyorsunuz?” demediniz? Her şey bu kadar basit mi? Her şey bu kadar kolay mı? Nerede kaldı sizin ilim-irfan yuvası üniversite anlayışınız? İyi ki ortaçağ da yaşamadınız? Dünya Güneş gezegeni etrafında dönüyor diyen Galileo önce siz asardınız? O üniversite de ilim-bilim nasıl yeşerecek? Nasıl gelişecek? Nasıl barınacak? 

Gönüllü Kültür Teşekkülleri, “o sinsi etkinliği” iptal ettirmenin “derin hazzıyla” “teşekkür açıklaması” yapmış, bu “sinsi etkinliği” iptal ettirmekte kendilerine destek veren Valiye, Belediye Başkanına, milletvekillerine, siyasi parti il başkanlarına ve hatta hatta bakanlara teşekkür ediyor…

Açıklama aynen şöyle:

“SİNSİ SAPKINLIKLARA 

İZİN  VERİLEMEZ!

 "Önce Batı ülkelerinde başlayan, daha sonra Türkiye'miz dahil dünyanın birçok yerinde yayılmaya başlayan, YARATILIŞ fıtratımızı bozmaya yönelik akımlar, toplumu ifşaat çalışmalarından vazgeçmiyorlar. Allah'ın yarattığı kadın ve erkeğin dışında eşcinsellik, cinsiyetsizlik, eşcinsel evlilik akımlarının eğitim ve reklamını yaparak Allah'ın insan nesli için koyduğu fıtrata Savaş açan İnsanlık ve Ahlak düşmanı akım ve bunların temsilcileri, buldukları her fırsatı değerlendirmekten geri durmuyorlar. Bu sinsi çalışmalardan biri de Erciyes Üniversitemizde,  Kadın çalışmaları Araştırma Merkezi denen sanal bir organizasyonla toplumsal cinsiyet ve cinsiyet ve spor adı altında 10 Aralık günü uygulanmak istenmiştir. Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşlarının sapık uygulamayı zamanında haber alması, Kayseri Valisini, Büyükşehir Belediye Başkanını, Erciyes Üniversitesi Rektörümüzü, Milletvekilleri ve Bakanları haberdar edip, uygulamanın kaldırılmasını talep etmesi üzerine, sapgın program Erciyes Üniversitesi Rektörlüğümüze iptal edilmiştir. Konuya gösterdikleri duyarlılık için,  Sayın Valimize, Belediye Başkanımıza, Bakanlarımıza, Rektörümüze ve Siyasi Parti İl Başkanlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bu tür konulara duyarlılık ve itirazlarımızın devam edeceğini bilinmesini Kamuoyuna hatırlatıyoruz." 

Yazılı açıklama da ne bir imla kuralı var ne bir cümle eve kelime bütünlüğü! Ne sapkını yazabiliyorlar ne de doğru dürüst bir cümle kurabiliyorlar! Ama öyle bir güçlü önsezileri var ki “sinsi sinsi yürütülen sapkınlığı” gayet iyi biliyorlar! Ahmet Taş Başkan Allah aşkına nedir bu rezalet? Sen ki yıllardır mazlumdan ve mağdurdan yana değil misin ki böyle bir açıklamaya izin veriyorsun? Sen de mi artık “gücünü” mağrur ve de “bürokratik oligarşiden” alıyorsun? İktidar olmak böyle bir şey herhalde Ahmet Başkan? Ha ne dersin? 

**

ERÜ TABELASINDAN 'T.C.' İBARESİNİN 

KALDIRILMASINA KİM NE TEPKİ VERDİ?

Erciyes Üniversitesi'nin girişindeki tabelada tadilattan sonra  'T.C.' ibaresinin kaldırılması siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin tepkisine yok açtı. CHP, İyi parti ve DP yaptıkları açıklamalarla ERÜ yönetimine tepki göstererek kınadı.

CHP İL BAŞKANI ÜMİT ÖZER!

CHP İl Başkanı Ümit Özer, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasın da,”  Hayırdır! Türkiye Cumhuriyeti'nin simgesi TC ibaresi neden rahatsız etti? Size de mi "maliyet yüksek" geldi! O koltuklarınızı, "yerli, milli" havası atıp, caka sattığınız o sıcak makamlarınızı o simge için, bu ülke için canlarını siper eden, feda eden Atatürk ve silah arkadaşlarına yani vatan kahramanlarına borçlusunuz. Bu keyfiliğinizin nedeni apaçık ortada, ama asla umutsuzluk yok, çok az kaldı güzel yarınlara” dedi.

DP İL BAŞKANI  ÖNER YİĞİTOĞLU!

Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı Öner Yiğitoğlu ise "Türkiye Cumhuriyetinin Nimetlerinden sonuna kadar faydalanarak profesör olan Fatih Altın, Rektörlük koltuğuna oturunca ilk icraatı T.C yazısını kaldırmak oldu. Ağır Gelir T.C taşıyamazsınız. 6 Ay sonra duvarlara da beyinlere de çakacağız Türkiye Cumhuriyetini. Az kaldı." Şeklinde açıklama yaptı. 

İYİ PARTİ BELEDİYE MECLİS GRUP 

BAŞKAN VEKİLİ KAZIM YÜCEL! 

İyi Parti Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve Grup Başkanvekili Kazım Yücel de, “Erciyes Üniversitesinin girişi yenilendikten sonra, Rektör Prof. Dr. Fatih Altun T. C. İbaresini neden kaldırttınız? Türkiye Cumhuriyeti’nin okuttuğu siz neslimizin T.C. ‘den bu denli rahatsızlığınızı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 83 milyonu biz vatandaşlar siz gibileri anlamakta zorlanıyoruz ve bir gün atama ile sizde gidersiniz, ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşatılır, bilesiniz” ifadelerini kullandı.

**

HABERİNİZ VAR MI? SULTAN SAZI KUŞ CENNETİ’NDE 

1  MİLYON  250 BİN KUŞ  TÜRÜ VARMIŞ! 

Halk Tv’nin sevilen programı “Serhan Asker’le Görkemli Hatıralar” programına katılan CHP İl Başkanı Ümit Özer’in kırdığı potlar günün en hararetli tartışma konusu oldu. Sultan Sazı Kuş Cenneti’ni Yahyalı sınırları içinde gösteren Özer, Kuş Cenneti’nde 1 milyon 250 bin kuş türünün yaşadığını söyledi. Oysa Dünya da sadece 9 bin ile 10 bin adet kuş türünün yaşadığı tahmin edilirken Sultan Sazı Kuş Cenneti’nde ise sadece 351 kuş türü yaşıyor. Özer, ayrıca başka İllere kaptırılan sucuk ve pastırma ile mantının halk iktidarıyla tekrar Kayseri’ye kazandırılacağını da iddia etti.

ÜMİT ÖZER POT ÜSTÜNE POT KIRDI! 

Geçtiğimiz Cumartesi günü HalkTv’de Serhan Asker’in sunduğu “Serhan Asker’le Görkemli Hatıralar” canlı yayın programı vardı… Program Cumartesi günü sabah saat 10.00’da başlayıp saat 12.50’ye kadar sürdü…

Tarihi Kayseri Kalesi’nin içinden yapılan canlı yayın programına CHP Milletvekili Çetin Arık, CHP İl Başkanı Ümit Özer’de katıldı… Aslında CHP İl Başkanı Özer’in canlı yayın programın da yer almıyordu… Serhan Asker genellikle gittiği İller de parti İl Başkanlarını pek almıyor… Belediye Başkanları ve milletvekilleri katılıyor…Ve yöresel sanatçılar… Kayseri’de de öyleydi… Fakat İl Başkanı Özer bastırınca programa almak zorunda kaldılar… Zaten bu durum netlik kazanana kadar CHP İl’den üyelerine mesaj da atılmadı. Ne zaman CHP İl Başkanı Özer’in katılacağı netlik kazandı ondan sonra saat Cuma günü saat 15.00’den sonra üyeler program duyuru mesajı yollandı. Daha önce Çetin Arık aynı mesajı yollamıştı. Neyse CHP İl Başkanı Özer geldikten sonra idareten eline bir mikrofon verildi ve bir de altına sandalye çekildi…

“SUCUK, PASTIRMA VE  MANTIYI

 BAŞKA ŞEHİRLERA KAPTIRDIK” DEDİ!

Özer konuşmasında öne, “Maalesef Kayseri sucuk, pastırma ve mantısını başka şehirler kaptırdı” dedi. Serhan Asker, “Niye kaptırdınız? Hangi şehirlere kaptırdınız?” diye espri yaptı. 

Özer, Afyon, Kastamonu ve Tekirdağ İllerinin adını verdikten sonra, “İnşallah halk iktidarında tekrar alacağız” dedi. Milletvekili Çetin Arık ise adeta İl Başkanını tekzip edercesine tam tersi bir çıkışla, sucuk, pastırma ve mantının başkentinin Kayseri olduğunu üzerine basa basa vurguladı. 

Kayseri sucuk ve pastırmasının değerini çemeni ve havasından aldığını söyledi. 

Ancak CHP İl Başkanı Ümit Özer, esas potu, Sultansazı Kuş Cenneti’nde ki kuş türü sayısını verirken kırdı… Normalde Yeşilhisar sınırları içinde yer alan Sultansazı Kuş Cenneti’nin memleketi Yahyalı sınırları içindeymiş gibi anlatan Özer, Sultansazı Kuş Cenneti’nde tamı tamına 1 milyon 250 bin kuş türünün yaşadığını söyledi… Az-buz değil! 1 milyon 250 bin kuş türü! 

Program sunucusu, “Çok değil mi 351 adet alan olmasın!” diye hafifçe fısıldıyor ama hızını alamayan Özer, “Hayır! Hayır 1 milyon 250 bin adet kuş türü yaşıyor!” diye ısrar ediyor. Aslında Çetin Arık’ta hafif bir ses tonuyla, “Binlerce kuş türü” diye geçiştiriyor. Aslında doğru rakamı program sunucusu Serhan Asker veriyor… Normal de Sultan Sazı Kuş Cenneti’nde Kayseri Valiliği’nin kayıtlarında da 351 adet civarında geçiyor… Ama ben şahsen o kadar türün bile kaldığın kanaatinde değilim. Bırakın Kayseri Sultan Sazı Kuş Cenneti’ni dünya da ki kuş türü sayısı 9 bin ile 10 bin civarında telaffuz ediliyor… Kayseri Sultan Sazı Kuş Cenneti’nde 1 milyon 250 bin kuş türü nerdeee? Program süresince beni de arayanlar oldu, “Ümit Hanım kasıtlı olarak Sultan Sazı Kuş Cenneti’ni kendi memleketi Yahyalı sınırları içindeymiş gibi anlatıyor. Oysa Yeşilhisar toprakları içinde!” diye arayanlar oldu. Anlaşılan ona da bu konu da çık mesaj gelmiş olmalı ki program bitiminde yana yana bu yanlışını düzeltme telaşına düştü…

Programın ilerleyen saatlerinde ise en büyük düş kırıklığı programa Kayseri’ye gelerek programa bizzat katılacağı havası verilen ünlü sanatçı Selda Bağcan’ın sadece telefonla katılmış olması…             Üstelik görüntülü değil sadece sesli olarak katılması… Hele hele o koca koca İl Yönetim Kurulu üyelerinin ellerinde cep telefonlarıyla ekrandan gözükebilmek için kamera karşısında nasıl yırtındıklarına ne demeli? Yazık! Çok yazık! Fırsat bu fırsat Kayseri peş peşe kırılan potlarla değil çok daha iyi anlatılabilirdi? Böyle olunca beğeniyle izlenen Serhan Asker’in programı da değerini yitiriyor benden hatırlatması…