KADİR DAYIOĞLU


ENFLASYON

“Nas var nas. Faiz neden, enflasyon sonuç… Bu can bu tende olduğu müddetçe, faiz artırmayı beklemeyin benden!”...


“Nas var nas. Faiz neden, enflasyon sonuç… Bu can bu tende olduğu müddetçe, faiz artırmayı beklemeyin benden!”, veciz ve Nobellik tezi, şimdi pek duymaz olduk… Yoksa “nas”, ulema tarafından “nesh” mi edildi? 

***

Enflasyon da fırladı, pahalılık da, faiz de… Fiyatlar el yakıyor. Döviz fiyatları dur durak bilmiyor… “Lirada kalın, dövize yönelmeyin, yanarsınız!” sözüne uyanlar yandık ki hem de nasıl… “Parası pul oldu!” Pul olan para, “hop!” diye uçup gitti, “varsıların” cebine… 

***

Şimdi deniz bitti, gemi karaya vurdu, kurtarmak için çabalayıp duruyoruz… Tulumba da su kalmadı; gençlere dönüp; “çıkar telefonunu!” diyen, emekli amcalar, yıldırım çarpmışa döndü. Ah bir de; “onda var, bende niye yok!” diyebilse. 

***

İkinci dünya harbi şartlarında, “karneye bağlanan”, 1970’lerde “ambargo” nedeniyle bulunmayan malları diline dolayıp, duranların şimdi sesi soluğu kesildi. Susmayıp da ne yapsınlar ki… Et kuyruğu, ekmek kuyruğu; askıda ekmek; askıda “bakkal borç defteri”ödemek; çöp kutusundan yiyecek toplamak; kapanırken, pazar yerinde beklemek, son yirmi yılın ürünü… Buna, acıdır ama “etme bulma dünyası!” derler. 

***

Önce bir anımsatma yapalım; “Enflasyon, bir ekonominin genel mal ve hizmet fiyatlarının sürekli ve istikrarlı bir şekilde artış gösterdiği ekonomik olgudur. Bu artış, genellikle belirli bir dönemdeki fiyat seviyelerinin önceki döneme göre yükselmesi olarak ifade edilir.”

***

“Sık sık birbiri yerine kullanılsa da ‘enflasyon’, ‘fiyat artışı’ ve ‘hayat pahalılığı’ birbirinden oldukça farklı olgulardır. Enflasyon, genel olarak tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarının artış gösterdiği bir durumu ifade ederken, fiyat artışı belirli bir mal veya hizmetin fiyatının yükselmesini anlatır. Hayat pahalılığı ise elde edilen gelirin fiyat artışının gerisinde kalması halidir”.

***

Artık, TÜİK tarafından da gizlenemeyen,Türkiye’de devam eden yüksek enflasyon, on dokuz ülkenin toplam enflasyonunu yaklaşık 11 puan geride bıraktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tüketici enflasyonu, şubatta yüzde 67,07. On dokuz ülkenin toplam enflasyonu yüzde 56,2’de kalırken Türkiye’nin enflasyonu tek başına bu ülkelerin toplamına fark atmış oldu.

***

Sözcü gazetesinin haberine göre; Türkiye, bu enflasyon oranıyla Avrupa ülkeleri arasında zirvedeki yerini büyük farkla korumaya devam ederken dünyada ise Arjantin, Lübnan, Suriye, Venezuela’dan sonra beşinci, en yüksek enflasyona sahip ülke konumunda.

***

Dünyanın en büyük nüfusuna sahip ikinci ülke olan Hindistan’dan Japonya’ya kadar Somali ve Tanzanya gibi ülkelerin enflasyon oranları dahil, on dokuz ülkenin toplam enflasyonunu aşan Türkiye’nin enflasyonu, yıllardır savaşta bulunan ülkelerin enflasyon oranlarını da katlıyor.

***

On dokuz ülkenin toplam enflasyonu yüzde 56,2 seviyesindeyken, Türkiye’nin ise yüzde 67,07’lik resmi enflasyonu ile dahi 10,87 puanlık fark atıyor. Söz konusu ülkeler arasında Türkiye’den sonra en yüksek orana sahip Somali’nin enflasyonu yüzde 6,2 seviyesinde bulunuyor.

***

Meraklıları için vereyim, on dokuz ülkeyi. Parantez içerisindeki rakamlar yüzde olarak yıllık enflasyon. Unutmayın bunların çoğu bizi çok kıskanıyor, bizi parçalamak için sıraya girmiş durumdalar. Bunlar, Somali (6,2), Hindistan (5,1), Norveç (4,7), İngiltere (4), Bulgaristan (3,8), Belçika (3,2, ABD (3,1), Yunanistan (3,1), Tanzanya (3), Fransa (2,9), Kanada (2,9), İspanya (2,8), Hollanda (2,8), İsrail (2,6), Almanya (2,5), Japonya (2,2), İsviçre (1,3), İtalya 0,8) ve Çin (-0,8).

***

Öte yandan dünyada gıda fiyatları gerilemeye devam ederken TÜİK verilerine göre Türkiye gıda enflasyonu ise şubatta yüzde 71,12 olarak ölçüldü. DİSK-AR hesaplamasına göre ise dar gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 111,7’ye çıktı.

***

Sonuçta enflasyon; en acımasız, en adaletsiz bir “vergi” türüdür. Kaşıkla verileni, kepçe ile geri alırlar… Bir de bakmışsınız, tüm varlıklarınız, vergi olarak uçup gitmiş.