FARUK ERGAN


EN ÇOK BEN İSTERİM.

“Yerli ve Milli ne kadar üretim varsa, hepsinin süper kahramanları, Atatürk’ün gösterdiği hedefe koşan ve sorgulayan, çağdaş eğitimli gençler vardır. Bunları görmeye doyamam.” Faruk Ergan


Büyük Atatürk’ün kurduğu ve bizlerin yükseltmekle sorumlu olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Atatürk ilkelerinin ve laikliğin yaşam biçimi olmasını, çağdaş eğitimin gelişmesini, ülke çıkarlarını koruyan onurlu dış siyaseti, eşit haklardan faydalanan tüm insanların, ayrım yapılmadan ve ötekileştirilmeden insan yerine konduğunu, tarım ve sanayide dünya devi olan bir ülke görmeyi en çok ben isterim. Zerre kadar ihanet eden, bir metelik değerinde kamu hakkını yiyen, ihalelere fesat karıştıran, insanların dini ve milli duygularını çıkarı için kullanan, çocuk ve kadın tacizlerini görmezden gelen ve gayri insani yaşam biçimini kendisine şiar edenlerin yüce mahkemelerde yargılanmasını en çok ben isterim.

Genelkurmay mensuplarının, Diyanet işleri Başkanlığı personelinin ve yüce Mahkeme yargıçlarının siyasete bulaşmamasını, İktidar veya Muhalefet lehine ve aleyhine olacak şekilde taraf olmamalarını en çok ben isterim. Ülke güvenliğini korumakla sorumlusun, iktidara methiyeler düzmek ve gereğinden fazla iltifat etmek Ordu mensuplarına yakışmıyor. İsrafın haram olduğunu, abartılı ve görgüsüzce yaşamanın seviyesizlik olduğunu, doğruları, sadece doğruları anlatmakla sorumlu olduğunu ve o görevini ifa etmenden dolayı ücret aldığını bileceksin. Yüce Türk Milleti adına karar vermeye yetkin olduğunu bilerek, hiçbir baskı, tavsiye ve istek üzerine karar veremeyeceğini unutmaman gerekmektedir. Zira Adaletin siyasallaşmasına ve vicdani kanaatinin sömürülmesine izin verirsen, hem ülkenin, hem de yargının ışıkları söner. 

Okuyan, araştıran, icat çıkartan ve dünya gençliği ile aynı seviyelerde yarışan, güzel konuşan, saygın ve nezaketli, kurallara uyan, yasalara saygılı ama biat etmeyen gençlerin yetişmesini en çok ben isterim. Düşüncesi, inancı ve yaşam biçiminden dolayı hakarete uğramayan, fakat eğitimi ve donanım bakımından en üst seviyede olanların işsiz kalmalarını, mülakat denen ucubeden dolayı elenmelerini, asla görmek ve bilmek istemem. Kimseye muhtaç olmadan günlük hayatını idame ettiren, istediği zaman yurt içi ve yurt dışı seyahatlere çıkabilen, Pazar yerinde artık toplamayan ve özgürce konuşabilen emeklilerin olmasını en çok ben isterim.

Ne kadar başarısız olursa olsun koltuğundan kalkmayan politikacılar, eğitim camiasında bir türlü emekliliğini isteyip de yerlerini gençlere bırakmayan yaşlı başlı öğretmenler, ülke ekonomisine katkı sağlamaktan aciz, sadece bürokrat olma havasını atmaya doymayan insanlar, düşün yakamızdan. Tüm olumsuzlukları dibine kadar yaşadığımız halde bir türlü bitiremeyen siyasiler, zeki ve başarılı gençlerin yaşadıkları diz boyu güçlüğü görmeyenler, sadece siyasi iktidara yakınlığının meyvelerini yiyen asalakların kötürüm olduklarını görmeyi çok isterim. Kamu kaynaklarını kendi parası gibi kullanan elitlerin çocuk veya torunları için yurt dışında milyonluk eğitim harcamaları yaparken, maddi imkanı olmadığı için burs alan gençler, mezun oldukları okuldan sonra istihdam edilmedilerse öğrenim kredisi borçlarını nasıl ödeyecekler? Yeri ve zamanı gelince edilmeyen itirazlar ve suskunluklar veya siyasetçilere gereğinden fazla verilen hoşgörünün ilerideki yıllar için büyük tehlike olacağını da bari sizler isteyin ve görün. 

“Yerli ve Milli ne kadar üretim varsa, hepsinin süper kahramanları, Atatürk’ün gösterdiği hedefe koşan ve sorgulayan, çağdaş eğitimli gençler vardır. Bunları görmeye doyamam.” Faruk Ergan