FARUK ERGAN

Tarih: 05.11.2021 11:49

ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ….!

Facebook Twitter Linked-in

Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit. Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama. TDK.

Eleştirmek; yeni bir görüş beyan etmek veya yapılan bir yanlışı düzeltmek amacıyla yapılır. İnsani eleştiri yapmak yerine, karşısındakini yok etmek, zor durumda bırakmak veya iftira etmekten hiç imtina etmezler. Çözüm sunmadan, üretmeden ve alternatif sunarak tenkit etmek yerine, birilerine yalakalık yapmanın, şirin görünmenin ve makam elde etmenin gayreti içinde olurlar. Siyasi iktidarı eleştirel yazılar, panelistler ve röportaj verenler, o iktidar için velinimet olmalıdır. Bir insanın veya grubun doğruyu bulma ve hatasını telafi etmesinin en gerçekçi yolu eleştirilere kulak vermesidir. Yargı yoluyla eleştirenlere şantaj yapmaması ve tehdit etmemesi, kendilerini ben her şeyi bilirim egosundan kurtarmaya yardımcı olur. Doktorun hastasına yazdığı reçete ne ise, ne kadar gerekliyse, zıt fikirlerin birbirlerine hakaret etmeden mücadele etmesi, tartışma seviyesinin yükselmesine, görgü kurallarının gelişmesine ve insanca konuşabilmenin yolunu açmasına yarar sağlar.

Sadece toplumsal düzeyde değil, kurumlar, partiler ve yönetim düzeyinde de yanlışların yaygın, etkili ve yapıcı bir biçimde eleştirilmemesi hasarın büyük ve şiddetli olmasına yol açmaktadır. Demokrasilerin gelişmediği ve az gelişmiş toplumlarda fikirlerin gelişmesi, hoşgörü anlayışının toleransı ve nezaket kurallarının sağlıklı işlemesi mümkün olmayabilir. Konuşabilme kabiliyeti olmayan ve okumayan Ülkelerin insanları hakaret dilini kullanmakta ölçü tanımazlar. Hele ki sevdiği ve değer verdiği şahsiyetler çirkinlikten besleniyor ve Kamu kaynaklarını onların kullanımına açıyorlarsa, onlar da kalemini ve dilini her yöne çevirmekte zül görmezler.

Sevdiğiniz birinin yaptığı bir iş, ürün ve fikir asla tamamen kötü veya asla tamamen iyi olamaz. Mutlaka eksiklikler, fazlalıklar vardır. Mutlaka iyi tarafları, kötü tarafları, açıkları, hataları ve doğruları olacaktır. Eleştiri çoğunlukla karşı tarafı saldırganlaştırır. Çünkü eleştiren taraf üstünlük iması içerir, birde nezaket ve konuşma üslubunu bilmiyorsa, camızın göle daldığı gibi söze başlar ve eleştirilen kişi savunma pozisyonu alır. Bunu kırmanın en iyi yolu, eleştirinin en başından sakin ve seviyeli yapılıyor olmasına dikkat edilmelidir. Suçlayıcı, yerici ve aşağılayıcı bir şekilde olmamalıdır, eleştirmek için çukurlaşmanın gereği yoktur. Bu haftaki yazımı Ali Fuat Başgilin şu sözüyle bitirmek istiyorum.

“Fikirlerden korkmayınız. Emin olunki yeryüzünde zararlı tek fikir, eleştiri süzgecinden geçmeyendir.”   

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —