NEBAHAT ERDOĞAN


EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR…

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti‘nin yasama organıdır. Demokrasinin olmazsa olmazıdır bir anlamda. 23 Nisan 1920’de Osmanlı Devleti’nin İtilaf Devletleri’nce işgaline ve Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’un işgalinin ardından, kapatılmasına direniş göstermek üzere kurulmuştur. Düşman işgali altındaki Anadolu Rumeli topraklarında, Mustafa Kemal Paşa öndeliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başlatacak ve Cumhuriyete giden yolda önemli adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 23 Nisan 1920’de açıldı…


Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti‘nin yasama organıdır. 

Demokrasinin olmazsa olmazıdır bir anlamda. 

23 Nisan 1920’de Osmanlı Devleti’nin İtilaf Devletleri’nce işgaline ve Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’un işgalinin ardından, kapatılmasına direniş göstermek üzere kurulmuştur.

Düşman işgali altındaki Anadolu Rumeli topraklarında, Mustafa Kemal Paşa öndeliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başlatacak ve Cumhuriyete giden yolda önemli adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 23 Nisan 1920’de açıldı…

-Kuruluş amacı ise;

-Milli iradeyi hakim kılmak,

-Bağımsızlığı korumak,

-Ulusal güçleri bir arada tutmak,

-Egemenliği sağlayacak gücü koruma altına almak.

Peki bugün tablo ne hiç düşündünüz mü? 

Milletvekillerinin son dönemde aldığı maaşlar ve kendilerine sağlanan başta Kıyak Emeklilik olmak üzere bir çok konu başlığı tartışılır hale gelmiş durumda. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin duvarında “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözü Türk halkının, geleceği konusunda söz söyleme hakkı sadece Türk halkına aittir anlamı ifade ediyor.

Hele hele de bu mana şu günlerde gerçekleşen son ABD gezisi ile başlayan Meşruiyet tartışmalarının yaşandığı bir anlamda daha da manalı bir şekilde ete kemiğe bürünüyor. 

Ülkemizin çıkarlarını, milletin sorunlarını araştırıp çözüme bağlamak için, milletvekillerinin bir çatı altında toplanmasını sağlayan yine halktır.

Halk, seçim yoluyla,kendisini ifade etmesi için, vekilini seçer.

TBMM’nin Yasam-Yürütme-Yangı gibi üç önemli saç ayağı mevcuttur. 

Meclise giden milletvekilleri, halkın yaşamı, yaşam koşulları ve tüm sorunlarını dile getirip çözmekle yükümlüdür, yani bir yerde ödevidir onun.

Tabii günümüzde, halkın sorunlarını, sıkıntılarını dile getiren, milletvekillerimiz sonuca ulaşabiliyor mu?

Bu soruya çoğunuz “Hayır” dediğini duyar gibiyim.

Milletvekillerinin çalışmaları, ülkemiz için, vatandaş için, sunulan soru önergelerinin çoğu red oylarıyla meclisten geri dönüyor.

Neden?

Çünkü, tek adam rejimi işlediğinden dolayı, milletvekillerinin ülke için, halk için çalışmaları maalesef sonuç vermiyor.

Biliyorsunuz ülkemizde son olarak Başkalık sistemi adı altında bir sisteme geçilerek bir anlamda TBMM By pas edilmiş, hatta ve hatta hükümetin bakanları bileatama yöntemi ile görev yapmaya başlamışlardı. 

Milletin iradesi her yönü ile yok sayılıyor.

Buna kararnameleri de örnek vermemiz mümkün.

“Ben yaptım oldu” mantığı her yere hakim. 

Halkın iradesi ve egemenliğin yok sayıldığı, bir meclis hiçbir zaman tek bir karar merci ile sağlıklı adımlar atılamaz.

Bunun sonucunu, son yıllarda hepimiz iliklerimize kadar yaşıyoruz.

Normalleşme süreciyle başlayan, terörü bitirme planları ise;

“Terör bitecek, kardeşlik gelecek, adımlarımızı terörsüz Türkiye hedefine yönelik atıyoruz”  bu sözlerle, yine milletin iradesi ve şehit ailelerinin kararı hiçe sayılarak adımlar atıldı.

Her konuda tek bir mercinin karar vermesi durumunda bizlere de bir soru sormak düşüyor…

Peki…

Egemenlik kayıtsız, şartsız kimin?

Ve…

Yeni yasama yılı…

1 Ekim 2025 Gazi Meclisi 2,5 ay sonra kapılarını açtı…

Yeni yasama yılında nasıl kararlar çıkacak hep birlikte göreceğiz. 

En önemli konu ise bu açılış şimdiye kadar Meclis açılışlarının bir ilki oldu gibi.

Atatürk’ün kurduğu parti CHP ve yine Atatürk’ün kurduğu Meclis’in açılışında olmayacağını açıkladı ve bunu da eyleme dönüştürerek ilk oturuma katılmadı. 

Bazı kararların ve yaptırımların, CHP üzerinde uygulanmasını protesto etmek, uğradıkları haksızlıklara karşı savaş açmış, kişiye göre işlenen yargı kararına itirazlarına karşı aldıkları bu karar, olumlu veya olumsuz karşılansa da davalarındaki haklılık payı tartışmaya açık.

Yapılan operasyonların, son dönemde sadece CHP Belediyelerine yönelik olması, Meclis kürsüsünde, anayasaya bağlı kalmaya edilen yeminlerin tutulmadığını gözler önüne seriyor.

TBMM’NİN AÇILIŞINDAN NOTLAR…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılış konuşmasında ana başlıklar olarak;

"Türkiye ekonomisi hamdolsun büyümesini sürdürdü!"

 “Enflasyonu bu yılın sonunda %30’un altına, 

2026 yılında ise %20’nin altına indirmeyi planlıyoruz"

"Türk lirasına olan güven her geçen gün artmaya başladı”

"İşsizlik oranımız tam 28 aydır tek hanelerde"

"Yerel yönetimlerde mali disiplini güçlendirecek adımları da devreye alarak kamuda şeffaflığı, hesap verebilirliği ve verimliliği daha da pekiştireceğiz."

24 yıllık zaman zarfı içerisinde bu ana başlıkları hiç değişmediği ortada.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş iseaçılış konuşmasında, ne kadar “Meclis, halkın taleplerinin karşılama yeridir” dese de, halk sorunlarının giderilmediğini görüyoruz.

Geçtiğimiz yıl, normalleşme süreci içinde başlayan Meclis açılışı, yıl içerisinde,  onunyerine, mecliste sokak kavgalarını aratmayan, yumruklamalar, tekmeler, tokatlar, sandalyeler havalarda uçuştu.

Hiçbir sorun çözülmediği gibi, vekillerin soru önergelerinin dosyalanıp tozlu raflara kaldırıldı.

AK Parti ve MHP oyları ile genel olarak muhalefetin soru önergeleri reddedildi gelenek olduğu üzere. 

Son söz söyleme hakkının sadece Türk halkına ait olan kararlar ise göz göre göre yok sayıldı.

Gelinen noktada “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” sözü, sadece meclis duvarında asılı kalıyor.

Yasamanın, kanunların, anayasa kurallarının uygulanmadığı sürece…

“Egemenlik kayıtsız, şartsız kimin?” diye sormaya devam edeceğiz.

“Milli emeller, Milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün Millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir.” M.KEMAL ATATÜRK