FARUK ERGAN

Tarih: 24.05.2024 13:41

DÜŞÜNÜYORUM DA…

Facebook Twitter Linked-in

İnsan yaradılışının en başından beri, kendisini diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği düşünebilme yetisine sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Düşünebilme yetisine sahip olan insanların bazıları ki geneli kapsamaz, sistematik ve anlaşılabilir düşünme yapısına sahip olanlar,dünya için veya insanlık için yararlı fikirler üretir. Yeterince bilgi toplamadan veya konunun uzmanı olmadan karar vermezler, toplumun tamamını veya bir kısmını rencide edici paylaşımlardan sakınırlar. Siyasi görüşü, inancı ve yaşam biçiminden dolayı başkalarını aşağılamaz veya hakaret dili kullanmazlar.
Düşünüyorum da; İnsanlığın, inancın, bilimin ve yaradanın yasakladığı, toplumun geneli tarafından kabul görmeyen yaşam biçimini özümsemiş insanların yazışmalarını, fikirlerini, paylaştıkları videoları ve beğenerek yorum yapanları süzgecimden geçiriyorum, irdeliyorum ve düşünüyorum da aynı kalitede olduklarına karar veriyorum. İnsanın kötü kararlar sonucu ortaya çıkacak davranışlarının esiri olmasını, karşılaşılan güçlükleri ve zorlukları önceden fark ederek, onlara karşı hazırlıklı olması için eğitimin çok önemi olduğunu fark etmesi gerekmektedir. Kalite asla tesadüfi değildir diye kullandığımız bir terim vardır, bu kalite insana durduğu yerde yakışmaz, oturmaz. İnsanın bu kaliteye yakışması için donanımlı, eğitimli ve etik kurallara bağlı olması kaçınılmazdır. Günümüzde bu kaliteyi üzerinde taşımaktan aciz insanlar toplum tarafından çok daha muteber insan oluyor, küfrüne, hakaretine, aşağılamasına bayılan ve onaylayan insanda veya onları kopyalamaya çalışanlarda kalite olabilir mi? Bireyin düşüncelerini kontrol edebilmeyi öğrenmesi çok önemlidir ve asgari düzeyde insanlaşabilmesi zaruret arzetmektedir.
Düşünüyorum da; Kitap okumak, arada bir yazmak ama kelime ve cümleleri yerinde kullanarak, bir de öz Türkçe kullanarak, küfür ve hakaret içermeden, mümkünse eğitici ve öğretici olmak şartı ile örnek kişilik mesajı vermek çok önemli. Kitap okumak, hayal gücünü geliştirir, kelime dağarcığını zenginleştirir ve zihnini daha iyi çalıştırır. Bazı dostların okumaya fırsat bulamıyorum demelerine çok üzülüyorum. Okuma alışkanlığı kolay kolay elde edilecek bir durum değildir, bunun için öncelikle sebat ve kararlı olmak gerekmektedir. Günlük yaşamda Tv. İzlemek, sosyal medyada vakit geçirmek, kahveye gidip okey oynamak, arkadaş grubunda gırgır şamata yapmak bazıları için daha eğlenceli geldiğini düşünürsek, doğal olarak okumaya adapte olmak zor gelebilir. Söylemeden geçmek istemem, dostlar bir program dahilinde okuyacağınız kitabı belirledikten sonra isteyerek okumaya başlarsanız, inanın size hayatı sevdirir, doğayı sevdirir, insanları ve çocukları sevdirir, fakat siyasetçilerden biraz uzaklaştırır. Gözünüze bakarak söyledikleri yalana inanmazsınız, alkış tutmazsınız, sizi kullanmalarına izin vermezsiniz ve insanca yaşamaya başladığınız için içiniz müsterih olur.
“Düşünüyorum da; Ulaşamadığın köyün bu tarafında yatacaksın, kendini heder etmekten iyidir.” Faruk Ergan


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —