KADİR DAYIOĞLU


DSİ NE İŞ YAPAR?

DSİ 12. Bölge Müdürü Rahmi Şahin, 2024 yılında olduğu gibi 2025 yılında da önemli projeleri hayata geçireceklerini söyledi. Şahin, çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.


DSİ 12. Bölge Müdürü Rahmi Şahin, 2024 yılında olduğu gibi 2025 yılında da önemli projeleri hayata geçireceklerini söyledi. Şahin, çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.

***

Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Müdürlük, Kayseri başta olmak üzere Kırşehir, Nevşehir, Yozgat illerinin toplam 42 bin küsur kilometre karelik bir alanda görev yapıyor.  Kurum, yeraltı sularından tarım alanlarının sulanması, korunmasına, su yapılarından taşkın kanallarına kadar farklı alanlarda faaliyetler yürütüyor. 

***

Tabii Sayın Müdürümüz, “büyük projelerin” peşinde koştuğundan, “küçük projelere” vakit ayıramıyor. Keşke basın açıklamasında, çalıştıkları projeleri, bir bir açıklasalardı. Yok, “o kadar çok ki, hangi birini açıklayım!”, diyorsa, bir lafımız yok. 

***

Bu taktirde ya web sitelerinde açıklasınlar ya da bizim gazeteye ulaştırırlarsa memnun oluruz. Oradan bana ulaştırırlar. Gerçi “su yapılarından” anlamam ama okuduğumu biraz anlarım.

***

Mesela, bittiği günden beri bir türlü su tutmayan, kabak tadı veren, Kıranardı (Öküz Çukuru) Göleti’nin sızdırmazlık işi; mesela böyle bir yapıdan, sayın müdürümüzün bilgisi var mı?

***

Kaderine terk edildi. İşin aslını bilmeyen bir turist, görse, inanın Roma döneminden kalma sanır… 

***

Sayın Müdürüm, ilgili arkadaşlar bilirler, bu fakir bu projenin üzerinde çok durdu… “Ferhat’ın dağları deldiği” günümüzde, avuç içi kadarlık bir su yapısınınız sızdırmasının giderilmemesi, beni bağışlayın çok ayıp; DSİ’ye hiç yakıştıramam…

***

Tabii, bu durumu AK Parti Milletvekili Dr. Cahit Cıngı da çok iyi biliyor. Milletvekili olmadan, bana esip yağıp gürlüyordu. Milletvekili olunca, inanın sevinmiştim, “yumruğunu masaya vurur!” bu işi halleder sanıyordum ama o da büyük projeler peşinde koştuğundan; sevgili dostumuz, “Ankara havasına iyi ayak uydurduğundan!” geçmişte bana söylediklerini unuttu.

***

Sayın Müdürüm, mesela konuşmanızda Yamula sulamasına hiç değindiniz mi? Pompaj ve Dadağı sulaması ne durumda? En azından sulama kanalları bitti mi? 

***

Sayın Müdürüm, bilmem biliyor musunuz, Yamula barajı işletmecisi Elektrik Üretim AŞ’nin imtiyazı bu yıl doluyor? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kusura kalmayın, Büyükşehir Belediyesi ve dahi Kayseri ve dahi Yozgat ve dahi Nevşehir ve dahi Kırşehir milletvekilleri de ilgilenmeyince, görev bize düşüyor.

***

Sayın Müdürüm, nerelisiniz bilmiyorum! Kayseri’de bir söz var: “Kız kocayınca görev halaya; oğlan kocayınca dayıya düşer!”. Ben de o hesap, yıllardır gevezelik yapıyorum. İnanın, bu konuda yazdıklarım; “ciltler sığmayan bir kitap” olur. Keşke, bunu Büyükşehir bastırsa, zerreyi miktar para ve pul da istemem…

***

Sayın Müdürüm, yaza yaza usandım; yazmaya başladığımdan bugüne kadar, kaç bölge müdürü gelip geçti, sayısını unuttum. “Biz hancı siz yolcu hesabı”, siz de gideceksiniz ama biz bu kente yaşayacağız, Allah izin verirse.

***

İnanın, af buyurun, elli beş yıllık bir mühendis olarak, çok üzülüyorum, avuç içi kadar bir göletin su kaçırması nasıl önlenemez? Şayet, Büyükşehir Belediyesi, konunun önem ve ciddiyetini anlayabilseydi, kavrayabilseydi, onlar bile hallederlerdi. 

***

Bu su yapısının önemini anlatacak değilim. Ama şu kadarını söyleyeyim; Tekir sularının bir kısmı toplanacak ve bu su ile hem tesislere ve hem de Hisarcık ve Kıranardı’nın bağ/bahçe sulamaları yapılacak.

***

Bilmem biliyor musunuz? Bu bölgede ne kadar pınar varsa, hepsinin suyunu alıp tesislere götürdüler. Temmuz sonunda bu sular da kalmaz. Ama bölge habitatının yok edildiğinin farkında mısınız? 

***

Tekir Göleti, ekonomik ömrünü doldurdu. Teressübat ile doldu… Kalan aktif hacminin yüzde 40’ına Büyükşehir el koydu, tesisler için… Bu yetmiyormuş gibi; Öküz ve Çaylak çukurlarından gelen (Kıranardı arkı) suyun üzerine beş bin tonluk su deposu yapıldı. Günün altı saati, su bu depoya çevriliyor. Kıranardı Kent Ormanının ihtiyacı için.

***

Bu su da yetmediğinden, geçen sene gittiğimde, çayırlar kurumaya başlamıştı. Yani, Sayın Müdürüm, sizin anlayacağınız, “hem öküzden ve hem de küpten” olduk. Sonuçta, “havza habitatını” ölüme terk ettik. Artık, ruhuna Fatiha okumanız, farz oldu… Bizlere de “amin!”, demek.