CHP, Kayseri Milletvekili Aşkın Genç.
Tek başına mücadele ediyor nerede ise iktidar ortakları ile il bazında.
Yerelden genele, genelden yerele sorunlar yumağı ile de boğuşuyor.
Bu bir yana kendi parti içi sorunları ile de boğuşmak durumunda.
Malum il yönetimi değişti.
Bu değişim ile de birlikte birçok şey değişeceğe benziyor.
Görevden almalar başladı.
Eski yönetimin borç sarmalı ile ilgili yeni il başkanı Ümit Özer’in borçlara dair üstü kapalı göndermeleri vardı.
13 Aralık’ta CHP Genel başkanı Özgür Özel, ilimize geliyor.
Borçlara bahis konusu olan yeni il binasının açılışını yapacak.
CHP, kendi hedefi bağlamında iktidar yolculuğunda hem kendi içsel sorularını, hem de Türkiye’nin sorunlarını çözebilmek için epey efor sarf ediyor.
Bakalım CHP Genel başkanı Özgür Özel’in ilimize gelişi ile birlikte 2025’in son günlerinde iktidar söylemleri ile dikkat çeken CHP’de il bazında ne gibi gelişmeler yaşanacak?
TÜİK VERİLERİ…
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç’in geçen hafta epey önemli açıklamaları oldu.
Yine bunlardan derleme bir yazı.
TÜİK verilerinin ücret artışlarında hileye dönüştürülmemesi gerektiğini belirten Genç, güven krizine dikkati çekerek, “Açıklanan enflasyon rakamlarının ardından Mehmet Şimşek bir tweet attı, çok olumlu gittiğinden bahsediyor. Ama o 0,87’ye sakın aldanmayın. Alt başlıklara baktığınız zaman konutta, gıdada, eğitimde çok ciddi yükselişler var. Bunlar direkt vatandaşlarımızı etkileyen şeyler.
Bu günlerde asgari ücret belirlenme görüşmeleri başlıyor.
Hep diyoruz ya:
Devlet vatandaşına hile yapar mı?
Devlet vatandaşını kandırır mı?
Devlet ile milletin arasında güvenin esas olması lazım.
Vatandaşın devletine, hükümetine güvenebilmesi lazım. Ama siz rakamları düşük göstermeye çalışıp, arkasından vereceğiniz zamları o düşük rakamları esas alarak verirseniz burada da çok ciddi bir güven kaybına neden olursunuz” diye konuştu.
EN AZ 39 BİN TL OLMALI…
Türkiye’de hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı milyonlarca yurttaşın ortak derdi haline geldi.
Markette, pazarda, kirada, faturada artan fiyatlar geniş toplum kesimlerini yoksulluğun sınırına sürüklerken, açıklanan enflasyon verileriyle vatandaşın yaşadığı gerçekler arasındaki fark büyüyor.
Genç, “Türkiye’nin dört bir yanında hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı artık ortak bir kader hâline geldi. Asgari ücret 22 bin lirada bırakılırken açlık sınırı 30 bin lirayı geçti; emekli maaşı 16 bin lira bandında sürünürken yoksulluk sınırı 97 bin liraya ulaştı. Avrupa’da emekliler yılda iki kez tatile giderken, bizim emeklimiz pazara bile zor gidiyor; çocuklarımızın beslenme çantaları boş kalıyor. TÜİK rakamları ne derse desin, gerçek enflasyon mutfakta yazıyor. Asgari ücret en az 39 bin TL olmalıdır!” dedi.
Genç, Türkiye’nin her köşesinde hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısının ortak sorun olduğuna dikkati çekerek, “Ülkenin neresine gidersek gidelim hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı, hemen hemen sorunlar ortak. Ülkemizin doğusunda da batısında da kuzeyinde de güneyinde de çok ciddi bir fakirleşme var, geçim sıkıntısı var. Yatağa aç giren çocuklar, kirasını ödeyemeyen aileler, boşanmalar… Oldukça zor bir süreçten geçiyoruz. 23 yıllık AKP iktidarı döneminde geldiğimiz noktada açlık sınırı 30 bin TL, yoksulluk sınırı 97 bin TL ve bunun yanı sıra asgari ücret 22 bin 104 TL, emekli maaşı da 16 bin 881 TL” dedi.
ZEYTİNİN KİLOSU 400 TL,
PEYNİR 600 TL’DEN AŞAĞI YOK
TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının hayatın gerçekleriyle uyuşmadığını vurgulayan Genç, “Artık yılın son günlerine yaklaşıyoruz, dün itibarıyla kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK’e göre aylık yüzde 0,87, yıllık ise yüzde 31. ENAG’a göre yüzde 57. TÜİK ne kadar düşük gösterirse göstersin rakamları; hepimiz sokağa çıkıyoruz, markete çıkıyoruz, alışveriş yapıyoruz, pazarlara gidiyoruz… Onlar düştü deyince düşüyor mu enflasyon? Evine kırmızı et götüremeyen vatandaşlarımız, bırakın kırmızı eti beyaz et bile alamıyorlar. Markete gidin, en ucuz zeytinin kilosu 400 TL. 600 TL’den aşağı peynir alamıyorsunuz. Zaten çocuklar okullara beslenmeleri boş gidiyor. Ama iktidara baktığınız zaman, Mehmet Şimşek’e baktığınız zaman ‘ekonomide her şey yolunda’” ifadelerini kullandı.
“BU KRİZ MEVCUT İKTİDARLA ÇÖZÜLEMEZ”
İktidarın ekonomi yönetimini eleştiren Genç, “Artık iktidar yönetme kabiliyetini kaybetti. Bu ülkenin hızla bir iktidar değişikliğine ihtiyaç var. İktidar değişikliği olmadan ekonomik sorunların çözülmesi mümkün değil. Eğer çözebilmiş olsalardı 23 yılda AKP bu sorunları çözebilirdi. Bu şartlarda bile ekonomik koşulları düzeltemedilerse bundan sonra düzeltmeleri mümkün değil. Zaten ekonominin temeli de hukuk ve adalete dayanmakta. Dış yatırımcı gelmiyor, kaynak girmiyor ülkeye, yabancı yatırımcı gelmekten korkuyor. Çünkü onların çalışabileceği hukuki atmosfer söz konusu değil ülkemizde. Yarının ne olacağını bilmiyorlar. Anlık değişen kanunlar, oranlar… Hükümete güven kaybı söz konusu” dedi.
GÜNDE 20 MİLYON TL PROPAGANDAYA
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada İletişim Başkanlığı’nın günlük 20 milyon liralık propaganda harcamasına, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ise günlük yaklaşık 478 milyon lirayı bulan giderine dikkat çekti. Bütçenin Türkiye’nin gerçek ihtiyaçlarından koptuğunu belirten Genç, “Bu ülkede vatandaş yoksullukla mücadele ederken, gençler iş bulamazken, esnaf dükkân kapatırken; Saray’a bağlı kurumların bütçesi şişiriliyor, üstelik hesap vermekten de kaçınılıyor. Bu bütçe siyasete göre yapılıyor, milletin değil” dedi.
2026 BÜTÇESİNE DAİR…
CHP’li Genç, konuşmasında şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2026 yılı bütçesi Türkiye’nin hangi alana kaynak ayırdığını, hangi alanlara ayırmadığını net biçimde ortaya koymaktadır. Bugün, özellikle, bir kuruma dikkat çekmek istiyorum; İletişim Başkanlığı. 2024 yılında bu kurumun 5 milyar 57 milyon lira harcamış, bunun 4 milyar 18 milyon lirası mal ve hizmet alımları yani yapılan her 5 liralık harcamanın 4 lirası kampanyalara, reklamlara, tanıtım ve iletişim ihaleleriyle gitmiş. Her 100 liranın yaklaşık 80 lirası propaganda için, geriye kalan 20 lira diğer her şey için harcanmış.
“KRİZ BÜYÜDÜKÇE İLETİŞİM
BÜTÇESİ DE BÜYÜYOR”
Bu tablo bize neyi anlatmakta? İletişim Başkanlığı bir kamu kurumu olmaktan ziyade, sarayın profesyonel propaganda ajansıdır. Bu yetmiyor, 2026 yılı için İletişim Başkanlığının bütçesi 7 milyar 560 milyon liraya çıkarılıyor. İki yılda yaklaşık yüzde 50’lik bir artış söz konusu. Günlük hesaba vurursak sadece bu kurum için günde 20 milyon liranın üzerinde bir bütçeden söz etmekteyiz. Her gün 20 milyon lira afişe, reklama, filmlere ve kampanyaya ve toptan algı yönetimine gitmektir. Millet dişinden tırnağından artırırken kamunun iletişim yükü iki yılda neredeyse yarı yarıya büyümüş. Kriz büyüdükçe iletişim bütçesi de büyüyor.
“DİYANET GÜNDE 478 MİLYON
LİRALIK KAYNAK KULLANIYOR”
Şimdi, gelelim Diyanet İşleri Başkanlığına. Diyanetin 2024 yılı kesin hesap gideri 97 milyar 259 milyon lira, 2025 yılı için 130 milyar 119 milyon lira ödenek ayrılıyor. 2026 yılına geldiğimizde ise bütçe 174 milyar 389 milyon liraya çıkıyor yani iki yılda Diyanet bütçesi yaklaşık 77 milyar lira artıyor, neredeyse 2 katına çıkan bir bütçeden söz ediyoruz. Günlük karşılığıyla, Diyanet için günde yarım milyara yakın, yaklaşık 478 milyon liralık bir kaynak kullanılıyor. Sormak isterim ki bu artış toplumsal ihtiyaçtan mı kaynaklanıyor yoksa siyasi tercihlerden mi? Ve maalesef burada da aynı manzarayla karşı karşıyayız. Bugün burada Diyanet İşleri Başkanımız yok, 174 milyarlık bütçesi görüşülürken gelip Meclise kendisi bir cümleyle dahi hesap vermiyor, vermek istemiyor. İletişim Başkanının da Diyanet İşleri Başkanının da gelmediği bir bütçe görüşmesinde sadece rakamları konuşmak zorunda kalıyoruz çünkü bu kurumların başındakiler yüz yüze Parlamentoya hesap vermeyi tercih etmiyorlar.
BÜTÇE İHTİYACA GÖRE DEĞİL,
SİYASETE GÖRE ŞEKİLLENİYOR
Devam ediyor Genç, “Türkiye’de bütçe ihtiyaca göre değil, siyasete göre şekilleniyor.
Toplumun gerçek sorunlarına göre değil, sarayın siyasal tercihlerine göre şekilleniyor. Bu ülkenin vatandaşları yoksulluk sınırının altında maaşla geçinmek zorunda bırakılırken, gençler iş bulmakta zorlanırken, esnaf siftahsız dükkân kapatırken, emekli hayatta kalma mücadelesi verirken biz burada bunları konuşuyoruz.
Bütçe eğer milletin bütçesi olacaksa kaynak önce yoksulluğu azaltmaya, eğitimi güçlendirmeye, üretimi artırmaya, adaleti ve liyakati tesis etmeye gitmelidir; algıyı güzelleştirmeye, vitrin parlatmaya, propaganda makinesini büyütmeyi değil.”
“HER 1000 LİRALIK SAVUNMA HARCAMASININ
SADECE 38 KURUŞU ŞEHİT YAKINI VE GAZİLERE ”
Kendisi de komisyon üyesi olan CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Milli Savunma Bakanlığı’nın şehit yakını ve gaziler için ayırdığı kaynakların gerçek ihtiyaçları karşılamadığını belirterek, “Milli Savunma Bakanlığının toplam 822 milyar TL'lik bütçesi içinde şehit yakını ve gaziler için ayrılan pay binde 1'den bile az. Her 1000 liralık savunma harcamasının sadece 38 kuruşu şehit yakını ve gazilerimize gidiyor. Sayın Bakan, şehit yakını ve gazilerimizin hakkı bütçe kalemi değildir, bu ülkenin onlara olan borcudur” dedi. Genç, hem sınır güvenliği projelerinde yıllardır yaşanan gecikmeleri hem de askerî kazalara ilişkin yanıtsız kalan soruları gündeme getirerek, “Bu mesele siyaset üstüdür, hesap verebilirlik güçlendirilmeli” ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Savunma Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşüldü. Görüşmelerde söz alan CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, şehit yakını ve gaziler için ayrılan kaynağın yetersizliğine dikkat çekerek, “Her 1000 liralık savunma harcamasının sadece 38 kuruşu şehit yakını ve gazimize gidiyor. Bu bir bütçe meselesi değil, bu ülkenin onlara olan borcudur” dedi.
Genç ayrıca Pençe-Kilit bölgesinde metan gazına maruz kalarak şehit olan 12 askerle ilgili ve geçtiğimiz günlerde Gürcistan üzerinde düşen C-130 uçağında şehit olan 20 askerle ilgili verilen cevapların yetersiz olduğunu belirterek, “TBMM’nin yönelttiği soruların tamamen yanıtsız kalması doğal olarak kurumsal iletişimde bir sorun var düşüncesini doğuruyor” ifadelerini kullandı.
CHP’li Genç, konuşmasında şunları kaydetti: “Türkiye'nin güvenliği, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütünlüğü, personelimizin hakları ve ulusal savunma kapasitemizin geleceği açısından önemli gördüğüm bazı tespitleri 2026 bütçe teklifi vesilesiyle sizlerle paylaşmak isterim: Sayın Bakan, bu ülke için canını ortaya koyan insanların ailelerine ayrılan kaynaklar güçlü olmalıdır fakat tablo ne yazık ki öyle değil. 2024 yılında bu program için 302 milyon TL harcama yapılmış, 2026 bütçe teklifinde ise bu rakam yaklaşık 315 milyon TL olarak karşımıza çıkıyor yani iki yıl boyunca neredeyse hiçbir artış yok. Enflasyonun, hayat pahalılığının, tedavi giderlerinin bu kadar arttığı bir dönemde reel olarak bütçe ne yazık ki kısıtlanıyor. Devam Edecek
