Malum son deprem İstanbul'da yaşandı.
Gündem hemen bu konuya kaydı.
Malum yıllardır, yazanlar, çizenler, bu ülke gerçeklerine dair kafa patlatanların uyarılı var sürekli hem depreme, hem de İstanbul ile ilgili alınması gereken önlemlere dair.
Peki gelinen nokta mı?
Sıfıra sıfır elde var yine sıfır.
“Kanal İstanbul projesi dursun” deniyor.
AK Parti ve MHP’liler anında reddediyor.
Bakın bu konulara dair ne diyor?
Kim mi?
Ramazan Kurtoğlu@KurtogluKagan
Buyurun başlıyoruz; 23 Nisan Kumburgaz Merkezli deprem sonrası Haarp var/yok konusu yeniden tartışılıyor.
“Yeryüzünü eşek b.@.k.sından gökyüzünü yıldızdan” zannedenler serbest atışta.
Haarp’ı merak edenler Koç Üniversite rektörlüğü de yapan Stanford Üniversitesinden Prof.İmran İnan hocanın 330 makalesini okusunlar.
Türkiye’nin nüfusunun dörtte biri, ekonomimizin %65i Marmara bölgesinde ve Silivri-Gebze arasına 20 milyon insanı bodoslama doldurduk. ABD, Almanya, Fransa, İtalya vb böyle bir dar alanda nüfus yoğunluğu yok.
Acilen devlet teşviklerle nüfusu ve sanayiyi başka bölgelere kaydırmalı.
Bakan Kurum "İstanbul’da 1.5 milyon riskli bina var.
Bu Milli Güvenlik meselesidir.” dedi.
Hem de en acilinden.
Milli Eğemenliğimize yönelik Suriye, Kıbrıs, Ekonomi vb bir adım attığımız da Haarp dahil tehdit edilebiliriz.
Belki siyasetteki değil ama Türkiye için turpun en büyüğü budur.
Bir şöyle bir böyle konuşan, hatta önce Haarp komplo teorisidir, sonra “bir torba çimento” fay hattını tetikleyebilir diyen deprem uzmanlarına değil, ben Prof. Şener Üşümezsoy’a güvenirim.
Hoca Kumburgaz fay hattında 6/6.5 deprem olabilir diyordu.
Gereği için görev acilen devlette.
GELİNEN NOKTA BU MU?
Devam ediyor Dünya gerçekleri ve Din savaşları konusuna Ramazan Kurtoğlu.
Önemli duyumları ve paylaşımları var.
Bakın neler neler anlatıyor?
Önemli bir ufuk turu.
Bu fırsatı kaçırmayın.
"Şikago Üniversitesi’nden bir dostumdan kesin bilgi:
Başkan Trump Netenyahu’yu D.Cye çağırıp “Türkler ne Araplara ne de İranlılara benzer.
Türkiye ile bir savaşa bulaşma, bu İsrail’in sonu olabilir” yönünde ikazda bulunmuş.
Türk-İsrail ”Çatışmama” görüşmeleri Bakü’de.
DİN SAVAŞLARINA DAİR…
Bu konu her zaman gündemde.
Haçlıların Türkiye toprakları üzerindeki hayalleri bitmek bilmiyor.
Yerli işbirlikçiler nedeni ile de sürekli bu işi sıcak tutuyorlar.
Son BOP projesinin de son halkası malum İran-Türkiye güzergahı.
Silah tüccarları Dünya’da barış istemiyor.
Hali ile de yeni pazarlar bulmak lazım.
Son dönemde Orta Doğu bu iş için biçilmiş kaftandı.
Halen proje bitmedi.
Rise, “26 ülkenin sınırları ve yönetimleri değişecek” demişti.
Epey de mesafe aldılar.
Bakın bu konu ile ilgili öngörüleri nasıl Kurtoğlu’nun?
1.2milyarlık Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa Franciscus (1936-21 Nisan 2025) öldü. 1627 de Papa 7.Urban’ın Roma’da kurduğu Propaganda Koleji’nde ”Radikal Katolik” eğitimi alan, Protestanlardan/Evanjelistlerden hiç hazzetmeyen Papa İznik’i ziyaret edemedi ve Din Savaşı kızışacak.
NEDEN Mİ GÖZLERİ TÜRKİYE'DE?
Bakın ne diyor Kurtoğlu?
"Coğrafyamızda olanları-olacakları anlamak için Batı Medeniyetinin temeli Babil ve onların Marduk tanrısını bilmek gerekir.
3661 yılda bir dünyaya yakın geçen, MÖ 1649 da geçtikten sonra Mısırdan Ç/Exadus ve siyasi-dini-ekonomik-tabii yıkımlara sebep olan Marduk en son 2012 de geçti."
EKONOMİYE DAİR ÖNGÜLERİ Mİ?
Bu konuda da herkesten çok farklı fikirleri ve uyarıları var Kurtoğlu'nun.
Özellikle Altın konusunda ki uyarıları çok önemli.
Ama bankada değil, fiziki olarak Altın öneriyor her zaman.
Gelinen nokta itibarı ile tespitleri, uyarıları mı?
"Tahvil-Hisse Senedi-Kripto Paralar üzerinden yatırım yapanlar çok dikkat ediniz.
Yatırım Varlığı Kağıtlar yerine, Fiziki Bireysel Varlıklara (Kıymetli metaller/Altın gibi) yatırım yapınız.
Finansal piyasalar çok çok riskli durumda.
Günah keçisi aranıyor!
Dünya ekonomisinde “büyüme düşecek enflasyon yükselecek”.
Özellikle gıda fiyatları artacak, bazı gıda ürünleri bulunmayacak ya da çok pahalı olacak.
Ücret artışları yetersiz seviyede olacak geçinmek zorlaşacak. Para kazanacak el becerileri ve gıda üretme yöntemleri öğreniniz.
Türkiye “B” grubu bir sanayiye sahiptir ve bu anlamda “Ara malı” üzerinden dışarıya bağımlılığı yüksek ve aşırı duyarlıdır.
İstanbul ve İzmir sanayicisinden sonra iktidarı destekleyen Anadolu sanayii ve sermayesi de zorda.
Asıl ekonomik kriz tamda bu nokta sos veriyor.
TİCARET SAVAŞLARI KIZIŞIYOR…
Bakın bu tespitte çok önemli.
Diyor ki Kurtoğlu, “Ticaret Savaşı” nereye varır?
Çin "Üretim ve satış bisikleti” nin tekerleklerini döndürmek zorunda.
Aksi onun için yıkımdır.
Bu haliyle ABD’nin 1929-39” dönemine benziyor, üstelik ABD onun çok sattığı-satmak zorunda olduğu ilk ülke konumunda.
Savaş büyüyecek!
Tayvan ilk kurban olabilir.
Gümrük Tarifeleri salvoları sadece PEŞREV, sistemin yumuşak karnı oynak tansiyon gibi faizi inip çıkan ve kimsenin tam rakamını bilmediği trilyonluk TAHVİL piyasası ile bir ons fiziki altına karşılık 40 ons ”Kağıt Altın” denilen türev ürün üçkağıdı.
Çöküşe günah keçisi tezgahlanıyor.
1830’lar Avrupa’yı ”Milliyetçi Devrimler” ile hallaç pamuğu gibi atmıştı.1930 lar ekonomik krizler ve nihayet İkinci Dünya Harbi ve küreselleşmenin zirvesi.2030 ise Yeni ticari Merkantilizm ve Milliyetçi Savaşlar.
Gelen bu kasırgaya Türkiye ne kadar hazır önemli olan bu.”
YAŞ TAHTAYA BASMAYIN!
Bir uyarı daha Kurtoğlu'ndan.
Aman dikkat!
"Son günlerde bazları “şu hisseleri alırsanız çok kazanacaksınız” diye görsel-yazılı yorumlar yapıyorlar.
Borsalar ekonomi tarihinin en oynak-kaygan ve şok gelişmelere açık döneminde.
Çok dikkat ediniz büyük değil istikrarlı kazanca yatırım yapınız.
Aksi her şeyinizi kaybetmek mümkün!...
Maliye ve Hazine Bakanı Sayın M.Şimşek, Antalya ‘da yaptığı konuşmada “Günümüzde korumacı ekonomi politikalar dönemi bitti…”diyor.
Yapma Mehmet Bey kardeşim!
Trump’ın, Putin’in, Çin’in, Almanya ve Japonya’nın uygulamaya koyduğu politikalar korumacı politikaların ta kendisi değil mi?”
İKLİM KANUNUNA DAİR...
Cumartesi yine bu köşede paylaştık.
Her 4 kişiden 3'ü karşı bu konuya.
Bakın bu konudaki görüşleri nasıl Kurtoğlu'nun?
Değerli dostlar bana İklim Kanunu’nu soruyorsunuz.
Yıllar önce bunu her yönü ile yazdım…
Osmanlı Türkiyesi için 1838 Baltalimanı Antlaşması ölüm fermanı idi, inşallah İklim Kanunu Cumhuriyet Türkiyesi için felaket olmaz.
Ancak 550 milyar $ dış borç varken boyun eğersiniz.”
ESAS FELEKAT NE Mİ, BİLİR MUSUNUZ?
"Europe Barometer’in on yıl kadar öce yaptığı bir araştırmaya göre;
Liseyi bitirip üniversiteye gelen gençlerin ana dilinde okuduğu-duyduğu kelime sayısı:
İngiliz 98 bin
Alman 92 bin
Fransız 88 bin
Finli 40 bin
Türk 10-11 bin
İşte esas felaket budur!"
Malum bu ülkede birileri Türk’e ve Türkçeye zaten düşman.
Gelinen nokta itibarı ile de yabancı dil özentisi ile harmanlanan kozmopolitik bir dildeki yıkım süreci tam gaz sürüyor.
Türkçeyi bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Dış borç rakamı artınca başta ekonomi olmak üzere her şeyinizi bozmak için elinden geleni yapıyorlar.
Bu nedenle yukarıda Kurtoğlu’nun yaptığı uyarıları daha da dikkate almak durumundayız.
Zaman geçiyor.
Tezgah ve oyun bitmiyor.
Son söz mü?
İnsan olursa sağır,
Sen kadar bağırırsan bağır!...