Pir Sultan Abdal’ın bir deyişi var.
Şöyle der…
“Demedim mi? Demedim mi? / Gönül sana söylemedim mi? / Bu bir rıza lokmasıdır / Yiyemezsin demedim mi?”
Ben bu deyişi, Sayın Özgür Özel’e yönelterek şöyle değiştirip söyleyeceğim…
Demedin mi? Demedin mi? Sayın Özel demedin mi? Halkıma karşı şeffaf olacağım demedin mi? Bunlar bir siyaset oyunu, dikkat etmezsen yerler demedik mi?
XXX
Bir kişi tarafından aldatılmak, kabul edilir bir şeydir. Ancak aynı kişi tarafından ikinci kez aldatılmış olmak, kabul edilir bir şey değildir.
Bu düşüncemden yola çıkarak, geçen hafta içinde gelişen siyasi hareketliliği yorumlamak isterim…
XXX
Yorumlara bakılırsa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, siyasetten çok zeki birisi ve iyi bir satranç oyuncusu.
Geçtiğimiz hafta Perşembe günü AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme sonrasında, “Nezaket icabı” millete görüşmenin içeriği ile ilgili “Şeffaflık ilkesini” bir kenara bırakıyorsa ve biz buna “Satranç oyunu” oynuyor diye bakacak isek…
Toplantı sonrasında, millete şeffaf bir şekilde gerekli açıklamanın çıkışta yapılmamasını da içeride kararlaştırıldığından söz ediliyorsa…
Burada ki görüşümü açıklamak isterim.
Evet, içeride CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hemen her konuyu ifade ettiğini kulis bilgisi olarak biliyoruz ama, aynı zamanda Özel’in şeffaflık politikası güdeceğini de ifade ettiğini biliyoruz ve bu açıdan baktığımızda nasıl oluyor da bu talebe “Peki” diyor, onu anlayabilmiş değilim.
Evet, Özgür Özel, ileriye dönük bir hamle içinde olabilir.
Belki de birkaç piyonu feda edip “Şah-Mat” demek istiyor olabilir.
Ancak bilmesini istediğim bir gerçek var ki, Özgür Özel Satranç tahtasında bakarken, kafasını kaldırdığında kendisini bir futbol sahasında ve takımı ile birlikte üstelik 3-5 golü yemiş olarak görebilir.
Karşısındaki kişi, çok iyi oyun kurabilen, sonucu her zaman kendi lehine çevire bilecek kadar siyaseten deneyimli biri olduğunu unutmamalıdır.
Kayseri şivesi ile söylemek gerekirse, Özgür Özel uzun yıllar siyasetin içindedir, ama karşısındaki de az zamanın Haccapbası değildir.
Bir de bakmışsınız ki, iktidarın dümen suyuna girivermişsiniz.
Dünün Özgür Efendisi, bugünün Özgür Bey, yarının Özgür Kardeşimi olmayacağını nereden bilelim?
Ve elbette “Kardeşim” seviyesine eriştikten sonra, milletin Özgür Özel’den bir beklentisi kalmayacak, 2024 yerel seçimlerinde gösterdiği başarıyı hak etmediğini görecektir.
Evet…
Önerdiği konuların sonucunu makul bir süre beklemesinde fayda vardır.
Ancak, bu sürenin şu veya bu nedenle karşısındakiler tarafından uzatılmaya kalkılması halinde, CHP ve Özgür Özel olarak harekete geçme ve milletin önüne düşme zorunluluğu günleri gelmiş demektir.
Şimdi Özgür Özel, o makul süreyi beklerken, millet olarak da biz de o makul süreyi bekleyeceğiz elbette.
Şunu da ifade etmek isterim ki, görüşmelerin sürdürülmesinden de yana olduğumuz açıktır.
Millet, gerginlikten bıkmıştır…
Lakin, ama, fakat…
Artık kandırılmaktan da usandık…
