Rahmetli Fethi Abi (Gemuhluoğlu) 1970’lerde, “Dostluk Üzerine Sohbet” konuşmasında şu nefis tespiti yapmıştı: “Tam bir riya saltanatı hüküm sürüyor!” O günden bu güne neredeyse yarım asır geçti, değişen bir şey yok “Batı Yakası”nda.
***
Değişen bir şey olmadığı gibi riya, kanser gibi tüm ülkeyi sardı... Hele hele “bizim ecmain” takımında. Fethi Abiyi, bir kez daha rahmetle anıyorum... Ehli takva, ehli muvahhid, “ehli beyt” muhibbi, çok güzel insandı vesselam.
***
Fethi Abi ile, “rû be rû” görüşmemiz hiç olmadı ama oğulları Ali, Selman ve “ihvanı” ile çok görüştüğümü belirteyim. Tabii, Kayseri’de olmam nedeniyle, Ali ile telefon görüşmemiz oluyor.Prof. Dr. Muhammed Çakmak Hocam ile tanışmama Ali vesile olmuştu.
***
“Tellak olmayın, dellal olmayın, insafsız avcıya hizmet etmeyin!”, dermiş. Fethi Abi. Tabii;“politika ve politikacı ile dost olmayın!” kelamı kibarını sık sık tekrarlarmış.
***
Anlatırlar; Neyzen Tevfikdar-ı bekaya göç edince Fethi Abi cenazesine gidemiyor, çok üzülüyor. Rüyasında görüyor Neyzeni; "Üzülme Fethi, biz halden anlarız!” diyor,
***
Rahmetli pederin sık kullandığı ifade ile “Hazreti Neyzen”e; “Şâribü’l leyli ve’n nehâr, bedmest bir zât-ı âliye”, “Kaddesallâhusırrâhulazîz” diyor Fethi Abi… İşte bu “zât-âli” hayat için;“Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer. İçsen de biter, içmesen de…”, demiş.
***
Yaşananları gördükçe, tanıklık yaptıkça, gönlüm kararıyor, bir kasvet doluyor içime... Sıkıldıkça sıkılıyorum... Patlayacak gibiyim... Düzenbazlığın, süfliliğin, riyakarlığın daniskası yaşanıyor bu ülkede...
***
Koca koca adamlara bakıyorum, yüzlerine tüküresim geliyor içimden! Mevki, para, mal hırsına bürünmüşler... Değmez vallahi!
***
Gözleri etrafı görmüyor... Kural, kutsal; köşe diye bir şey kalmamış... Yuvarlaklaşmak moda olmuş!.. Bu kasvet dolu ortamda gönlüme Hazreti Neyzen geliyor... Hazret şöyle demiş:
“Feleğin kahpe başında paralansın parası
Ben güzel sevmeye geldim değil ekmek yemeye.”
***
Üstad buram buramlirizm kokan ve çok sevdiğim bir dizesinde şöyle diyor: “Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer!” Söz Neyzen’den açılmışken O’nunla ilgili şu muhteşem anekdotu bir kez daha aktarmak istiyorum, günümüze uygun düşer diye:
***
Üstad, Üsküdar Meydanı’nda kör bir arkadaşına rastlıyor... Hoş beş, hal hatırdan sonra arkadaşı soruyor: “Üstâdım ahval-i dünya nasıl?” El cevap: “Mîrim, gördüğün gibi!”
***
Nasıl? Tam kitaplık çapta...
***
Sefih insanların neye meftun oluşunu şu şekilde ifade etmiş:
“Bezm-i meyde sufehanın neye meftun oluşu/
Nazarımda su içen eşeğe çalınan ıslık gibidir.”
***
Zahiren çelişkiler içerisinde gözüken Neyzen Tevfik gerçekte, tam bir teslimiyet içinde, bir Allah, peygamber ve ehl-i beytdostu... Nazmakamında... Coşkulu bir iç dünyaya sahip...
***
Dedim ya! Hazret, “naz makamında”... Bu nedenle çoğu zaman uluorta “koy verdiği” de oluyor... Ucu nereye giderse gitsin, aldırmıyor, bile... Yakın arkadaşı merhum Mehmet Akif: “Üstadım artık küfretmesen, olur... Hem yaşlandın ve üstelik küfür de sana yakışmıyor!” türünden bir uyarıda bulunuyor... Bunun üzerine Neyzen; “Haklısınız, haklısın” diyor ve içini çekerek; “Ama ben O kapının köpeğiyim... O, ne halde olduğumu bilmez mi?”