CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, kendisi Malatya doğumlu.
Cuma günü bir açıklaması düştü gündeme.
"Bugün Türkiye’de doğan her çocuk 140 bin TL borçla hayata başlıyor.
Borç stokunun faiz yükü 9,6 trilyon TL’yi geçti!
Dolar 1 TL artsa, 127 milyar TL ek yük geliyor.
Hazine 8 ayda 2 trilyon borçlandı, %40’ın üzerinde faiz ödedi.
Memura yok, öğretmene yok, hemşireye yok; faizciye, müteahhide var!" dedi.
Yani 3000 Dolar civarında.
Ne denmişti GSMH bir ara 2025 Yılı için 16.709 Dolar hesaplanıyor.
Kafadan 3000 doları gitti yani.
İKTİDARIN TEK POLİTİKASI
Devam ediyoruz hem bu haberle ilgili satırbaşlarını okumaya, perde arkasını aralamaya.
Haberlerde Ahmet Biracı imzası var.
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Türkiye’nin ekonomik tablosunu sert sözlerle eleştirdi.
Bütçenin faize ipoteklendiğini belirten Kış, “İktidarın tek politikası borçlanmak, faize çalışmak ve vatandaşı yoksulluğa mahkûm etmektir” şeklinde konuşan Kış, “Faiz Yükü Katlanıyor, Vergiler Faize Gidiyor” diyerek tabloyu özetledi.
Gülcan Kış’ın dikkat çektiği verilere göre yılın ilk sekiz ayında bütçeden yapılan faiz ödemeleri geçen yıla göre yüzde 86,6 artış göstererek 1 trilyon 425 milyar liraya çıktı.
Orta Vadeli Program’a göre yıl sonunda bu yük 2,1 trilyon liraya ulaşacak.
HER 5 TL’NİN 1 TL’Sİ FAİZE…
Devam ediyoruz.
Gülcan Kış, “Vatandaş ödediği her 5 liralık verginin 1 lirasını faize çalışıyor. Saray iktidarı, ülkeyi uluslararası tefecilerin kapısına bağladı” diyerek tepki gösterdi.
Hazine’nin borç stokunun Ağustos 2025 itibarıyla 12 trilyon 477 milyar liraya yükseldiğini hatırlatan CHP’li Gülcan Kış, bunun yalnızca bir rakam olmadığını, milletin sırtına yüklenen ağır bir fatura olduğunu söyledi.
HER ÇOCUK, 140 BİN LİRA
BORÇLA HAYATA BAŞLIYOR
Sizce adil mi bu?
Her çocuk, daha gözünü açar açmaz 140 bin lira borçla hayata başlıyor.
Tespitlerine devam ediyor Kış.
Türkiye nüfusunun yaklaşık 89 milyon olduğunu hatırlatan Kış, şu çarpıcı hesabı paylaştı: “Bugün Türkiye’de doğan her çocuk, daha gözünü açar açmaz 140 bin lira borçla hayata başlıyor.
Borç stokunun faiz yükü ise anaparayı geçti, 9,6 trilyon liraya dayandı. Dolar kuru her 1 lira arttığında, 127 milyar lira ek yük biniyor.
İktidarın sorumsuz politikalarının faturası, doğmamış çocuklarımızın bile omzuna yükleniyor.”
Gülcan Kış, Hazine’nin yalnızca ilk sekiz ayda 2 trilyon lirayı aşkın borçlandığını, üstelik ihtiyaç olmadığı halde yüzde 40’ın üzerinde faizle borç alındığını belirterek, “Tasarruf memurdan, israf saraydan” şeklinde bir göndermede bulundu.
Gülcan Kış, bütçede en düşük artışın personel giderlerinde yaşandığını, buna karşın faiz ödemelerinin neredeyse ikiye katlandığını hatırlattı.
23 NİSAN'DAKİ ACI GERÇEK...
"Her 4 Çocuktan 1'i çalışıyor" diyen CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, 23 Nisan haftasında Türkiye'deki çocuk işçiliğinin vahim boyutlarına dikkat çekerek, iktidara "Çocuklara onurlu bir gelecek bırakalım" çağrısında bulunmuştu.
Dikkat ediniz.
Hem borçlu doğuyorlar, hem de daha çocuk yaşta çalışmaya başlıyorlar.
Ekonomi raporuna göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların %25’i yani her dört çocuktan biri bir işte çalışmak zorunda. 2020’de 593 bin olan kayıtlı çocuk işçi sayısı, 2024’te 970 bine çıktı. Kayıt dışı çalışanlarla birlikte bu rakamın 3,5 milyona ulaştığı tahmin ediliyor. Aynı yaş grubundaki çocuklardan 101 bini ise işsiz olarak iş arıyor.
CHP’li Gülcan Kış, “Bu çocuklar okul sıralarında değil, işçi tulumlarıyla büyüyor. Devletin görevi onları yoksullukla baş başa bırakmak değil, ellerinden tutmaktır,” diyerek iktidara seslendi.
“YOKSULLUĞUN ADI
ÇOCUK EMEĞİ OLDU!”
Açıklamada, TÜİK’in 23 Nisan nedeniyle yayımladığı veriler de yer aldı: Çocukların %32’si günde bir kez bile et, tavuk ya da balık tüketemiyor. %21’inin ders çalışacak uygun bir ortamı yok. %16’sı yaşına uygun kitaba ulaşamıyor.
“Bu tablo, sadece ekonomik değil; vicdani bir çöküştür.
Bir yanda çocuk emeği, diğer yanda saray israfı!
Sadece Cumhurbaşkanı ve İletişim Başkanı’nın harcamaları günde 59 milyon TL. Bu para, her gün yüzlerce çocuğun hayatını değiştirebilirken, siz ne yapıyorsunuz?
Yoksul çocuklara değil, kendi şatafatınıza yatırım yapıyorsunuz.”
“ÇOCUKLARA BAYRAMLIK DEĞİL,
MESAİ GİYDİRİYORSUNUZ!”
“23 Nisan bir bayramsa, o bayram her çocuğun hakkıdır. Ama bu ülkede çocuklara artık neşe değil, iş yükü veriliyor. Bayramlık değil mesai giydiriliyor! Buradan iktidara bir kez daha sesleniyorum: Bu çocuklar bizim geleceğimiz değil, bugünden yok sayılmış hayatlarımızdır. Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde. Gelin, çocuklarımızın alın terine değil, gözyaşına değil, hayaline sahip çıkalım. Çünkü biz bu ülkeyi kurarken, geleceği çocuklara emanet etmiştik!”
Gülcan Kış, Türkiye’de çocuk işçiliğindeki büyük artışa dikkat çekti ve iktidara çağrıda bulundu: “Bu Meclis, çocuklar fabrikalarda, tarlalarda, atölyelerde emeği sömürülsün diye değil; geleceğimiz olan çocuklar mutlu, eşit, özgür bir ülkede büyüsün diye kuruldu.”
23 Nisan’da çocuk işçiliği raporunu ortaya koydu, iktidara seslendi: Gelin, çocuklara onurlu bir gelecek bırakalım! Gelin, siyasi farklılıklarımızı bir kenara bırakalım. Bu çocuklar hepimizin evladı. Onlara utanç değil umut, borç değil gelecek bırakalım!..
ÇALIŞAN KESİME YOK…
KİMLERE Mİ VAR?
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “İktidar öğretmenden, hemşireden, memurdan kısmayı marifet sanıyor. Ama sarayın şatafatından, yandaşların garantili projelerinden tek kuruş eksiltmiyor.
Faizciye, müteahhide var; halka, emekçiye yok.
Emekli açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm, asgari ücretli pazara çıkamaz hale geldi, gençler işsizlikten yurtdışına kaçıyor. Ama iktidar milletin alın terini faize ve yandaşa çalıştırıyor. Bu düzenin adı tek adam rejimidir. Halktan toplanan vergiler eğitim, sağlık, üretim için değil; sarayın masrafları ve uluslararası faiz lobileri için harcanıyor.”
“SARAY BORÇLANIYOR,
MİLLET BEDEL ÖDÜYOR”
Diyor ki Kış; "Gülcan Kış: “Saray borçlanıyor, millet bedel ödüyor”
Kış, Türkiye’nin ekonomik tablosunu sert sözlerle eleştirdi.
Bütçenin faize ipoteklendiğini belirten Kış, “İktidarın tek politikası borçlanmak, faize çalışmak ve vatandaşı yoksulluğa mahkûm etmektir” dedi.
Özelleştirmeleri de gündeme taşıyan Kış, 2025’te yapılan 1,6 milyar dolarlık satışa işaret ederek, “Cumhuriyetin fabrikalarını, limanlarını, santrallerini satıp günü kurtarmaya çalışıyorlar.
Devleti emlak ofisine çevirdiler” dedi.
İKLİM YASASI'NA
SERT ELEŞTİRİLER
Bu arada yine TBMM’de yaptığı konuşmalarda CHP'li Kış'tan İklim Yasası'na sert eleştirilerde geldi.
Gülcan Kış, İklim Kanunu teklifinin eksik olduğunu ve iklim değişikliğini ciddiye almayan yasaların "ihanet" olduğunu vurguladı.
TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada orman yangınları ve iklim krizine dikkat çekerek iktidarın politikalarını sert sözlerle eleştirdi.
Türkiye’nin dört bir yanında ormanların alevlere teslim olduğunu, binlerce hektar alanın yok olduğunu vurgulayan Gülcan Kış, “Yıllardır uyardık, ‘Önlem alın, yangın filosunu güçlendirin’ dedik ama iktidar hep seyretti. Her yıl aynı acı tabloyla karşı karşıyayız.
Orman yanıyor, doğa yok oluyor, insanlar canıyla, malıyla mücadele ediyor ama hâlâ bir çözüm yok” ifadelerini kullandı.
"BU KANUN TEKLİFİ HALKI,
ÇİFTÇİYİ, DOĞAYI KORUMUYOR"
İklim Kanunu Teklifi’nin eksik, dar ve piyasa odaklı olduğunu söyleyen Gülcan Kış, eleştirilerini sürdürdü:
“İklim krizinin vahametini, tarımın, halk sağlığının, doğanın karşı karşıya olduğu tehditleri kavrayamayan bir teklif önümüze getiriliyor.
Sera gazı azaltımı bile piyasanın insafına bırakılmış, somut hedef yok, üretici yok, çiftçi yok, halk yok.
Zeytine uzanan el, halkın köküne uzanmıştır.
Son dönemde zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılması için Meclis’e sunulan düzenlemeleri de hatırlatan Kış, bu duruma da tepki gösterdi: “Zeytin bu toprakların direncidir, halkın köküdür, emeğin sembolüdür. Zeytine uzanan el, bu halkın köküne uzanmıştır.
Tarımı, toprağı, sağlığı talan eden anlayışı asla kabul etmiyoruz.”
"KÖMÜRDEN ÇIKIŞ PLANI YOKSA,
BU YASAYA EVET DEMEYECEĞİZ”
İklim Yasası’nın gerçek anlamda etkili olabilmesi için kömürden çıkış tarihi ve fosil yakıt sınırlandırmasının şart olduğunu belirten Kış, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Tarımı, suyu, toprağı yok sayan; yerel yönetimi, sivil toplumu dışlayan; halk sağlığını, gıda güvenliğini göz ardı eden bu metne hayır diyoruz. Eğer gerçekten bir iklim yasası yapılacaksa, kömürden çıkış tarihi yazılacak, çiftçi korunacak, bilimin ve halkın sesi duyulacak.
Üreticinin alın terini, Türkiye’nin üretim gücünü, çocuklarımızın geleceğini korumak boynumuzun borcudur.
Biz, ülkemizi talana da adaletsizliğe de teslim etmeyeceğiz.”
Türkiye’de ne yazık ki çocukların geleceğine dair ciddi bir endişe hakim herkeste.
Şimdilerde bir de borçlu doğan bir nesil geliyor ki, eyvah ki eyvah.