Aslında bu yazıma; “Ufak at da civcivler de yesin” sözünü başlık olarak koyacaktım.
Bu sözü TDK “Anlamı Ne Demek?” sorusuna cevap olarak şeyle veriyor: “Çok yalan söyleyen veya olayları abartan kişilere inandırıcı olmadığını belirtmek için söylenen bir söz.”
TDK açıklamasının “Yalan” bölümünü çıkartıyorum, çünkü devlet adamı yalan söylemez düşüncesi içinde, abartıyı önceliyorum.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KDV, kurumlar vergisi ve gelir vergisinde bir artışın gündemlerinde olmadığını belirterek, 2025'in sonunda enflasyonu yüzde 20'nin altına indire bileceklerini bildirdi.
Olmayacak şey değil, hatta sıfıra bile indirilebilir gerekli doğru ekonomik önlemler alınır ve uygulanırsa.
Ama bir şey var, geçenlerde yazımda da ifade ettiğim gibi, böyle olunca Zeki Müren de bizi görecek mi televizyon seyrederken ekrandan?
XXX
Benim sorum ve merakım şu…
Var sayalım ki bugün gerçek enflasyon % 80’ler seviyesinde ve uğraşıldı, didinildi, gerçekten bilimsel
Çalışmalarla % 20 veya daha altına, örneğin tek haneli rakam olan dokuza dürüldü…
Sonucun nereye varacağını düşünüyorsunuz?
Eğer gelirler, enflasyonun indiği halde, yukarıda kalan fiyatları yoksulluk sınırı üzerinde olacak ise ya da emekli maaşları, mesele değil.
Çünkü fiyatlar, enflasyon düşse bile bugünkü seviyesini koruyacak, emekli ve çalışanların maaşları da bugünkü seviyesinde kalacak ise enflasyon sıfıra bile düşse, “Düşürdük bakın, başarılıyız” demenin hiç bir anlamı ve kıymet-i harbiyesi olmayacaktır.
Üretim artacak mı?
Yok…
Maliyet hesabımda girdi fiyatları düşecek mi?
Yok…
Kredi faizleri (Kredi kira bedelleri) düşecek mi?
Eee… O da yok…
Bunların hiç biri düşmeyecekse, emekli, işçi maaşları ve dar gelirlinin gelirleri de aynı seviyede kalacaksa, affedersiniz de enflasyon yüzde (0) olsa ne yazar, olmasa ne yazar.
Alım gücü yükselmeyecek, millet yine geçim sıkıntısı içinde olacak, piyasada nakit dolaşımı en asgari seviyeye inecek…
Devlette israf alıp başını gidecek, doğrudan vergi tahsilatında hiçbir şey toplayamayacaksınız, vergi fukaranın sırtında olacak, kara delikler 2040’lı yılların sonuna kadar sürecek (Bu iktidar gitmezse elbette), sonra da “Enflasyonu % 20 seviyesine indirdik, daha da tek haneye indireceğiz” diyeceksiniz…
Artık bunu toplum yemiyor da, ABD’ye gidiyorsunuz, İngiltere’ye gidiyorsunuz, Arap ülkelerine gidiyorsunuz, ne oluyor?
Nasihat alıp geliyorsunuz.
Neden?
Çünkü uyguladığınız sistem çürük, uyguladığınız politika çürük, yatırım yapacaklara güven vermiyorsunuz.
Çarşı-Pazar değişmedikçe veya alım gücü yükselmedikçe, enflasyon yüzdesinin rakamı çok önemli değildir.
Dahası…
Birçoğunun aklı yetmez ancak biz bu filimi daha önce bir kez daha görmüştük de, sonra arkadan 6 sıfırı silmiştik. Ancak o yaşadıklarımız zamanında çay, simit, et, lokantada yemek yiyebiliyorduk. Kazanç ile dengeli idi…
Etin kilosu 6 lira 40 kuruş, ev kirası en yüksek 50 lira idi. Benim oturduğum evin kirası örneğin, 20 lira idi…
Semt pazarı bir yana, sebzeyi manavdan alırdık, gücümüz yeterdi. Ama enflasyon da vardı. Kağıt ambalajda 5 kiloluk margarin yağı Yüz iki buçuk liraydı.
Ama enflasyon, ülkede bu kadar tahribat yapmamıştı.