Geçtiğimiz hafta 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramını ve Gençlik haftasını kutladık.
Bu vesile ile de bir gençlik haftası da kısıtlamalara rağmen tüm yurtta coşkusunu gösterdi.
Kısıtlamalar derken önceki bayramlarımız daha coşkulu kutlanırdı, stadyumlarda tüm okulların performansları sergilenir, gecede fener alayı geçit töreni düzenlenirdi.
Şimdilerde meydanlarda resmi törenler dışında çok fazla etkinliklerin olmadığı ortada…
Ama…Yinede…
Gençlik haftası kapsamında epey eleştirilen Z kuşağının gücünü de görmüş oldu bu ülke.
Özellikle ulu önder Atatürk’ün mirası Cumhuriyet başta olmak üzere meydanlara sahip çıktılar, ses verdiler.
Gençlerin yüreklerindeki azim, sözlerindeki kararlılık Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık yeminleriyle göz doldurdular.
Atatürk’ün ümidini boşa çıkartmadılar…
Duygu yüklü anlar da yaşandı…
Bunun en önemlisi, Tunceli Valisi’nin, 19 Mayıs programında PKK terör örgütü kurucularını anmak istenmesine tepkisini gizleyemedi.
Gözyaşlarını tutamayan Sayın Vali, hemen program sonrası istifasını sunarak “merkeze” çekilmesini talep etti.
Duyarlılığın böylesi, PKK terör örgütünün binlerce askerimizi şehit etmesini, sivil vatandaşları katletmesini unutmayıp, birde bunların üzerine gösteri yapmalarını kabul etmeyerek tahammül sınırını zorlamış olsa gerek…
Geçmişini unutmayıp, milli değerlerimize daha güçlü sahip çıkılması gurur verici bir durum.
Özellikle son dönemlerde gençleri hak, hukuk, adalet çerçevesinde yasal haklarını kullanarak, haksızlıklara karşı yaptıkları gösteriler karşısında yüzlerce gencimizi ceza evine atmaları “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” vurgusunu daha da yüceltti.
Bilindiği üzere İstanbul Üniversitesi’nde söyleşi için gelen ilahiyatçı N.Y“6 yaşındaki kız çocukla evlenilebilir.” demesi üzerine, gençlerimizin tepkisi yumurtalı protesto olmuştu.
Kaçırılan çocuklar, meçhul ölümler, istismara uğrayan çocuk sayılarındaki artışı göz önünde bulundurursak, bu tür açıklamaların insanları teşvik etmeye yönelteceği gibi, sapkın ruhlu kişi sayısında da oldukça artış olduğu bir gerçek.
Özellikle de gençlik haftasında sarf edilen bu sözler yenilir-yutulur değildi.
Gençlerimizin tahammül sınırını zorluyorlardı.
Eeeee…Doğal olarak ta, böyle saçmalıklar karşısında gençlerimiz tepkilerini saklayamıyor.
Kasıtlı olarak da kışkırtma amaçlı söylendiğinide düşünmeden edemem.
Çünkü bu iğrenç düşünceler toplumun en hassas konularıdır.
Ve… Yine Atatürk’ün onlara güvenini boşa çıkartmadılar…
Türk Medeni Kanunumuzdan da hatırlatma yaparak;
Madde 124- Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Madde 125- Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.
6 yaşındaki bir çocuk neyi, nasıl ayırt edebilecek hiç düşündünüz mü?
Kadınlarımızı, kızlarımızı eve bağlamak için bu kadar düşük yaşlarda mı ayaklarına pranga vurularak okuldan, iş hayatından ve sosyal hayattan çekilmek isteniyor!
Dünyada ilk kez Mustafa Kemal Atatürk’ün pozitif ayrımcılık yaparak kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıması, kız çocuklarının okutulması için gösterdiği çaba, kadının ve erkeğin eşit haklara sahip olması, uygar ve medeni bir yaşam içinde böyle zihniyetlerin önüne geçilmesiydi.
Ve…Türk gençliği Kızlı-Erkekli bu 19 Mayıs’ta da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık yemini ederek minnettarlıklarını gösterdiler.
Burada hatırlatmak isterim ki, geçtiğimiz iki haftada özellikle ulu önder’in gençlere yönelik Gençliğe Hitabesine binaen geleceğimizin teminatı gençlerimizin de cevapları aynen şöyle…
GENÇLİĞİN ATATÜRK’E CEVABI
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz.
Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir.
Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir.
En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımız olacaktır.
Ey Türk’ün büyük Ata’sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.
Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.
Türk Gençliği