MUSTAFA CENGİZ


BÖLGEDE YAŞANAN GELİŞMELERİ İYİ OKUMAK LAZIM!

Orta Doğu her dönemde sorunlu bir bölge. BOP Projesi de bu bölgede haritanın yenilenmesi ve sınırların bu kez cetvelle çizilmesi bağlamında önemli bir nokta. Adamlar binlerce kilometre öteden sürekli bir Dünya’ya ayar verme derdinleler. Hem kan gölüne çeviriyorlar, hem barış getireceklerini söylüyorlar, bütün yeraltı ve yer üstü kaynaklarına çöküyorlar, malum modern köle düzeni sayesinde de hem de topraklarını bölüp parçalıyor ve minik devletçiklerle daha da kolay yönetiyorlar. Adamlar buraları talan etmek için de örgüt üstüne örgüt kuruyorlar. Bizim başımızdaki bela herkesin malumu. Onun uzantıları ile de cebelleş olmaya devam ediyoruz bildiğiniz üzere. Adamlar aynı adam. Düşünceleri ve projeleri de tam gaz devam ediyor. Evet… Türkiye ine ve yeniden Milliyetçi kimliğini ön plana çıkartmak mecburiyetindedir. Eğer bu kadar tezgahı bozmak ve vatan topraklarımız üzerinde oynamak istenen uzun vadeli oyunları engellemek istiyorsa gerçekten.


Uzun bir ara vermiştik.

Yeniden bir bakalım, son gelişmelere dair görüşleri neler?

Malum gündem sürekli fokur fokur kaynıyor.

Kimle mi?

Dr.Naim Babüroğlu@NaimBaburoglu

Historian, Author/Tarihçi, Yazar, Uluslararası İlişkiler, Strateji, İnkılap Yayınevi. http://instagram.com/naimbaburoglu https://youtube.com/@drnaimbaburoglu

Hazırsanız başlıyoruz.

ÖNCE ÖNEMLİ BİR AYRINTI…

Bunu sanırım bir çoğunuz ya bilmiyorsunuz ya da ilk kez duyuyorsunuz.

Diyor ki Babüroğlu, “PKK terör örgütü, Marksist-Leninist bir çizgide kurulmuştur. 

1978’de kuruluşundan bugüne, ABD ya da İsrail aleyhinde tek sözcük bile kullanmamıştır.

-Ama, Marksist-Leninist bir çizgide…”

KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE?

Orta Doğu her dönemde sorunlu bir bölge.

BOP Projesi de bu bölgede haritanın yenilenmesi ve sınırların bu kez cetvelle çizilmesi bağlamında önemli bir nokta.

Adamlar binlerce kilometre öteden sürekli bir Dünya’ya ayar verme derdinleler.

Hem kan gölüne çeviriyorlar, hem barış getireceklerini söylüyorlar, bütün yeraltı ve yer üstü kaynaklarına çöküyorlar, malum modern köle düzeni sayesinde de hem de topraklarını bölüp parçalıyor ve minik devletçiklerle daha da kolay yönetiyorlar. 

Adamlar buraları talan etmek için de örgüt üstüne örgüt kuruyorlar.

Bizim başımızdaki bela herkesin malumu.

Onun uzantıları ile de cebelleş olmaya devam ediyoruz bildiğiniz üzere. 

Bakın bu konuya dair ne diyor Dr. Naim Babüroğlu?

"İngiliz Diplomat Murray şöyle diyor:

El Nusra ve IŞİD İsrail'e saldırmıyor.

ÖNEMLİ

Geldiğimiz noktayı nasıl mı tarif ediyor Babüroğlu?

“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam’da HTŞ lideri Colani ile görüştü. Colani kısa sürede kravatlı ve takım elbiseli bir aktöre dönüştü.

Dışişleri Bakanı H. Fidan'ın El Cezire TV ile söyleşisi.

El Cezire TV: “Türkiye açısından bakıldığında, Suriye’de bir özerk Kürt bölgesi veya Kürt oluşumu söz konusu olabilir mi? 

Yoksa Türkiye bunu bir tehdit olarak mı algılar?”

Dışişleri Bakanı Fidan: “Benim Suriye halkı adına konuşmam doğru olmaz. Sorduğunuz husus, Suriye halkının bileceği iştir. Bu onların vereceği bir karar.”

Özerk yönetime doğrudan karşı çıkılmaması ilginç.

MERHUM UĞUR MUMCU’DAN BİR ALINTI…

Bu konuya dair bir alıntı yapıyor Dr. Naim Babüroğlu.

İşte merhum gazeteci Uğur Mumcu’nun bu konuya dair yıllar öncesinden kaleme aldığı yazısından birkaç paragraf: "PKK’nın yurtdışındaki kendi yayınlarını inceledim. 

İlk kez ikinci Cumhuriyet fikrini ortaya atan Abdullah Öcalan’ın bizzat kendisi olduğunu gördüm. 

Çünkü, Türkiye gibi bir ülkede devleti kuran siyasal düşünce Atatürkçülüktür. 

Bu düşünceyi, bu yollarla yıpratmak da örneğin PKK gibi terör örgütlerinin başlıca amaçlarıdır. 

Öbür bir takım yazar çizer de bunları fantezi için, kendilerine dikkat çekmek için yapıyorlar. 

Aslında söylediklerinin ipe sapa gelir bir tarafı yoktur. 

Çünkü Cumhuriyeti bir sayaca bağlamak anlamsızdır.”

(13 Ocak 1993, Harp Akademileri Konferans Salonu).

-İkinci Cumhuriyetçiler ve eski solcu yeni liberal diye ortaya çıkanlar Uğur Mumcu'nun tarif ettikleridir. 

Bunlar, sığınmacı sevdalısıdır, Atatürk karşıtıdır, Üniter ve Ulus devlete karşıdır, PKK'nın hedeflerine hizmet eder, çünkü ABD'ye tapar. 

Özellikle bu dönemde, medya dahil her yerde kendilerine yer bulurlar. 

Soros fonundan beslenirler. 

Bu ülkeye düşman.

Çünkü onları İsrail ve CIA destekliyor"

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK...

Adamlar aynı adam.

Düşünceleri ve projeleri de tam gaz devam ediyor.

Bu konuya dair bakın tespiti ne Babüroğlu'nun?

"ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan:

DAİŞ’in yeniden örgütlemesini önlemek amacıyla SDG’yi desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

“Binlerce DAİŞ’linin tutulduğu bir hapishaneyi koruyorlar, bunlar kaçarsa çok büyük bir tehditle karşı karşıya kalırız” ifadesini kullandı. 

-ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan'ın açıklamaları, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Suriye yeni hükümetin lideri Ahmed Şera'nın, Şam'da düzenlediği ortak basın toplantısında, SDG, PKK ve YPG dahil Suriye’deki tüm grupların silahsızlandırılması gerektiğini söylemesinin ardından geldi.

ABD basını, Esad’ın devrilmesi için, ABD’nin muhaliflere nasıl yardım ettiğini yazmaya başladı. 

Siz siz olun buna halk hareketi demeyin…

İsrail’in kazanımlarına ve mutluluğuna bakın.

Putin: “Halep 350 militan tarafından ele geçirildi. 30 bin hükümet askeri ve İran yanlısı birlikler savaşmadan geri çekildi” dedi.

-Putin iyi istihbaratçıdır. İyi bilir. 

CIA, MOSSAD ve MI6, tarihlerinde en önemli başarılarına imza attılar.”

TARİHİ BİR UYARI DAHA...

Bakın gelinen noktada ne diyor Babüroğlu?

"Dr. Naim Babüroğlu

@NaimBaburoglu

“Biz milliyetçiliği; sokak duvarlarına değil,

Kıbrıs’ın topraklarına,

Ege’nin deniz yataklarına yazmışız.

Biz milliyetçiliği Batı Anadolu’nun haşhaş tarlasına yazmışız.”

Bülent Ecevit

-CHP’yi 1977’de iktidara, Milliyetçilik söylemi ve uygulamaları taşıdı.

Yaşanan süreçte, Milliyetçilik ilkesinin 6 ilkeden biri olduğu söylemenin öne çıkarılması önemlidir.

“Atatürkçülüğü ve milliyetçiliği yadsıyarak solculuk yapma gafletine düşen bir sol, Türkiye’de hiçbir zaman başarılı olamadı, olamaz da… 

Türk milliyetçiliği Türk halkının alın terini yabancı çıkarlara karşı korumaktır” der, Uğur Mumcu

-CHP, en yüksek oyunu 1977’de Milliyetçilik duruşuyla almıştır.

Evet…

Türkiye ine ve yeniden Milliyetçi kimliğini ön plana çıkartmak mecburiyetindedir.

Eğer bu kadar tezgahı bozmak ve vatan topraklarımız üzerinde oynamak istenen uzun vadeli oyunları engellemek istiyorsa gerçekten.

BU SAATTEN SONRASI MI?

Dr.Naim Babüroğlu@NaimBaburoglu’nun söylenenlerin aksine tezi şu: 

"ABD, Suriye’den çekilme planımız yok diyor.

-HTŞ’nin operasyonundan 2 gün önce 900 klan asker sayısını 2000’e çıkarıyor.

Çünkü, HTŞ saldırısını biliyordu. Planlayıcısıydı. 

-Ve bizden bazıları ABD çekilecek diyor. 

HTŞ’nin kontrolü ABD ve İsrail’de. 

-İsrail de Suriye’den çekilmez, ABD de çekilmez.

ABD, Fırat’ın doğusunda PKK/PYD terör örgütü bölgesini takviye ediyor. 

10 kargo uçağı ve 60 kamyonla bölgeye malzeme taşıdı."

MENEMEN OLAYINI UNUTMADIK!...

Bu konu sanırım Atatürk’ün canını en çok acıtan ve sıkan konuların aşında geliyor.

Bu konuya dair bakın ne diyor Dr. Naim Babüroğlu?

Dr. Naim Babüroğlu@NaimBaburoglu “23 Aralık 1930, Menemen olayı.

“Kubilay Bey’in şehit edilmesinde, gericilerin gösterdiği vahşiliği Menemen halkının bazılarının alkışlaması, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır. 

Menemen’de halktan bazılarının hataları, bütün millette acıya sebep olmuştur.”

28 Aralık 1930, Atatürk (Ölüm tutanağı) Ruhu şad olsun…

Atatürk, Trakya’da incelemelerde bulunmaktadır. 

Bu olayı duyunca, Trakya gezisini hemen keser ve İstanbul’a döner.

27 Aralık 1930’da, bir toplantı yapar.

Atatürk, özellikle bazı Menemenlilerin bu vahşeti alkışlamalarını affedemiyordu.

“Bu Cumhuriyet'i ve bizim başımızı kesmektir” dedi.

İbret için, halkın boşaltılarak Menemen ilçesinin yıkılmasını emreder. Fakat, öfkesi yatışınca emrinde ısrarcı olmaz.

Atatürk, üzgündür. 28 Aralık 1930’da, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne başsağlığı mesajı gönderir:

“Kubilay Bey’in şehit edilmesinde, gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında Menemen’deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır… 

Yedek Subayın uğradığı saldırıyı, millet bizzat Cumhuriyet’e karşı bir öldürme girişimi olarak kabul etmiştir…”

O günden bu günlere gelene kadar yaşanan süreçte şu andaki tabloya bir bakar mısınız?

Sadece şekil değiştirmiş ve güncellenmiş aynı vahşi tavır.

Arife tarif gerekmez sanırım mevzuyu kavradınız!...

Şehitlerimiz M.Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Şevki’yi rahmet ve minnetle anıyoruz..

Uğruna canlarına verdikleri Cumhuriyet ve Cumhuriyet Devrimleri ilelebet payidar kalacak!

Seneca, “Hafif acılar konuşabilir, ama derin acılar dilsizdir” der…