İBRAHİM PEKBAY

Tarih: 04.09.2024 11:13

BİZ DE SİZİ UMURSUYORUZ O ZAMAN…

Facebook Twitter Linked-in

Basında şöyle bir haber çıktı…

“Kayseri’nin Tomarza İlçesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları ile ilgili olarak İlçe Müftüsünün sözleri tartışmaları beraberinde getirdi. 

Tomarza Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleşen 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına yönelik olarak yapılan bir sosyal medya paylaşımına yorum yapan Tomarza İlçe Müftüsü, kutlamalar sırasındaki “Gürültüden rahatsız olduğuna ve Zafer Bayramı kutlamasının kendisine hitap etmediği” yönünde ifadeler kullanınca ortalık karıştı.” 

Bu söz üzerine tepki olması çok doğal.

Ben, bu söze cevap verecek değilim, Tomarza İlçe halkımız zaten cevap vermiş ve şöyle demiş.

“Milli Bayramlarını kutlamayanlar dini bayramlarını da kaybeder…”

Bundan güzel cevap olur mu?

Benim sorum, başka, muhatabı da başka…

Kayseri İl Müftülüğüne soruyorum ve diyorum ki…

Sayın Kayseri Müftüsü, bu kişi hakkında bir işlem yaptınız mı?

Hoş, makamlara sorduğumuz sorular, askıda ekmek gibi kapılarında takılı kalıyor ama yine de bunu da kapıya takalım, belki cevap verilir.

XXX

Değerli okurlar…

Tekrara düşmek gibi oluyor ama tekrar tekrar da anlatmakta yarar var diye düşünüyorum ve bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Dolmabahçe açıklarında demirleyen düşman donanmasına bakıp “Geldikleri gibi giderler” diyen ve 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkan, milletin o tarihlerde güvenini kazanan, milletin önünü geçerek Anadolu topraklarını “Vatan” olarak kurtaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yok saymak isteyen bir “Boş kitle” var.

Dün de vardı, bugün de var, bundan sonra da eksik olmayacaklar.

Ne var ki, kendileri için “Yok” saydıkları anlayış, düşünce ve güç, asla yok olmayacaktır. Anadolu toprakları üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yine Atatürk’ün deyişi ile “İlelebet” yani sonsuza kadar var olacaktır.

XXX

Bu güruhun nereden ve kimlerden güç aldıkları belli, biliyoruz da.

Ancak bilmedikleri bir şey var onların, bizim gibi düşünenlerin sayısı ve gücü, onlardan kat be kat çok. Ne yaparlarsa yapsınlar, kimden, kimlerden, nereden ve nerelerden güç alırlarsa alsınlar, amaçlarına ulaşmaları mümkün değildir.

Zaten o nedenle “Siz ne diyorsunuz bre gafiller” diye soru sormaya bile gerek duymuyoruz. Onlar, sadece kapı önünde konuşuyor, söylüyor, dahası sövüyorlar da…

Önemli olan, kapılarına taktığımız “Askıda ekmek”lere verilecek cevapların ne olacağıdır. 

XXX

GELELİM HARP OKULLARINA…

Bu sene de Kara, Deniz ve Hava Harp Okullarından mezun olan genç teğmenler için diploma töreni düzenlendi.

Be seneki mezuniyet töreninin, diğer törenlerden farkı, her üç sınıfta da kadın teğmenlerin okulu “Birinci” olarak bitirmesi idi…

Yine her seneki gibi “Yemin” edildi, “Sancak teslimi” yapıldı ve ardından da yine her seneki gibi genç teğmenler kılıç çattılar.

Bir ekleme yaptı genç teğmenler, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan attılar.

Aman Allah’ım…

Ortalık neredeyse ayağa kalktı…

Vay efendim, nasıl slogan atarlarmış, nasıl kılıç yemin de ederlermiş…

Her şey bi tarafa da isteyen istediği gibi bağırıp çığırsın, biri var ki ona oluyor?

Ona söyleyeceğim üç kelimelik tek cümle var…

Git işine be…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —