FARUK ERGAN

Tarih: 20.12.2024 13:29

BİTMEYEN KEŞKELER.

Facebook Twitter Linked-in

BİTMEYEN KEŞKELER.

Yaşanması mümkünken ıskalamak, hayatı ciddiye almamak, şımarmak ve var olanın kıymetini bilmemenin sonucu olarak nedamet duymanın kısa adıdır keşkeler. Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, heba edilmiş hayatların, boşa yaşanmış ya da gereği gibi yaşanamamış günlerin faydasız itirafına keşke denilir.

“Allah her şeyin hayırlısını versin” cümlesini, keşke den daha fazla kullanırım. Öyle bir an geliyor ki istemeyerek yaptığınız bir hatanın geri dönüşü sizi gereğinden fazla mutlu edebiliyor. Veya çok itinalı ve özenli davranış sergilediğiniz bir yaşam biçimi, bir ilişki, dostluk ve yolculuk sizi hayal kırıklığına uğratabiliyor, keşke karşılaşmasaydık diyorsunuz. Yaşanılanlarda ve hayatın akışı içerisinde hakaret dili kullanılmamışsa, saygısızlık yapılmamışsa, fiziki şiddet uygulanmamışsa ve en önemlisi karşılıklı saygı muhafaza edilmişse, keşkeler az kullanılacağı için bir nebze müsterih olunabilir. Bilerek veya isteyerek kırıcılığın zirvesine çıktıktan sonra, ortalığı tarumar ettikten sonra, birazda nankörlük varsa özür dilemenin ve keşke demenin bir yararı dokunmaz. Zaten insan, iyi davranışlarıyla ve güzel yaptıkları işlerle huzur bulur. Mükemmel olmaya çalışmak, kusursuz olmak için mücadele etmek hiç de mükemmel bir davranış değildir. Mükemmel olmaya çalışırken, hayatın anlık keyiflerini, kendinize ve karşı tarafa yaşatmanız gereken mutluluğu es geçiyorsanız, mükemmel olma çabalarınızı olduğu yerde bırakın mutlu olmaya ve mutlu etmeye çalışın. Kendiniz dahil kimsenin canınızı yakmasına izin vermeyin, eğer biri sizin iyi niyetinizi istismar ediyorsa, beden sağlığınız ve en önemlisi ruh sağlığınız tehlike altındadır. Başkalarını mutlu etmek için size rahatsızlık veren durumlarla baş etmek ve verilen huzursuzluğa katlanmak zorunda değilsiniz.

Rahmetli babam ve annemle daha fazla vakit geçirseydim, daha çok hizmet etseydim, yaşlılıklarında hep yanlarında olsaydım diye hiç keşke demedim, zira sadece benim askerlik görevim ve babamın Hollanda da kaldığı yedi yıllık sürede ayrı kaldık. Fakat şu konulardaki keşkelerim hiç bitmedi ve hiç bitmeyecek. Anlattıklarını, anılarını ve doğal sohbetlerimizin sonucunu daha fazla not alarak, daha fazla öğrenerek yazamadığım hususunda ki keşkelerim hiç bitmiyor. Daha fazla kitap okumadığım için, daha fazla yazmadığım için, daha fazla gezmediğim için, ülkemin ve dünyanın gezilip görülmesi gereken yerlerine daha çok para ve vakit ayıramadığım için keşkelerim bitmeyecektir. Özeleştiri yaparak itiraf ediyorum ki, keşke hiç keşkelerim olmasaydı diyecek kadar kusursuz ve harika bir insan değilim, fakat keşkelerin kullanılması gereken yerde keşke diyecek kadar da özgüvene sahip olmaya çalışıyorum. Hayatımızın birçok anında bu keşke kelimesini kullanmışızdır. İşsiz gezen ve atanamayan çok sayıda gençle sohbet ederim, keşke Üniversite okumasaydık, keşke ara eleman olsaydık, keşke Yurt dışına çıkabilseydik ve en önemlisi keşke evlenmeseydik abi diyenler içimi sızlatmıştır. Veya keşke onu sevdiğimi söyleseydim, keşke söylediklerimi anlasaydı, keşke daha mütevazi olsaydı, keşke yaptığı hatalı davranışlarını kabul etseydi, istediğimiz kadar örnekler verebiliriz. Bazı keşkeler vardır ki hayatımızdan sevdiğimiz birinin ayrılmasıyla, ona söylemek isteyip de söyleyemediğmiz şeyleri keşke söyleseydim arzusu içimizi kemirir. Zaman su gibi akıp giderken, yaşama süremizin sınırsız olmadığını bildiğimiz halde keşkeleri biriktiriyoruz. Yine öyle anlar olacak ki kızacak, sitem edecek, dertleşecek, anılarını anlatacak ve özel sırlarını paylaşacak dost ve sevdiklerinizi kaybedince, keşke demenin yararı olmadığını göreceksiniz. 

“Keşke zamanında ve yerinde asi olmayı veya aykırı düşünmeyi becerebilseydik, belki insanlık için faydalı olurduk.” Faruk Ergan


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —