İlginç, ilginç olduğu kadar da düşündürücü bir haberi paylaşmak istiyorum; “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, AKP İnsan Hakları Eğitim Programı'nda Suriyeli göçmenler hakkında önemli bilgiler paylaştı. Yerlikaya'nın verdiği bilgilere göre, Türkiye'deki kayıtlı 3 milyon 103 bin Suriyeli göçmenden 729 bininin beyan edilen adreslerde bulunamadığı ortaya çıktı.”
***
Bakan Yerlikaya, adreslerinde bulunamayan Suriyelilere yönelik alınan önlemleri de açıkladı. Buna göre; beyan edilen adreslerine 90 gün içinde dönmeyen Suriyelilere 2 ay ek süre verilecek. Bu süre zarfında adreslerine dönmeyen göçmenler, hiçbir şekilde kamu hizmetlerinden yararlanamayacak.”
***
Acaba kayıtlı olmayan kaç göçmen var? Bilemiyoruz.
***
Dostlar, kayıtlı oldu mu, devlet hemen bulur sanıyorduk. Öyle ya, SGK, 839 (yazı ile sekiz yüz otuz dokuz lira) lira alacağı için, mirasçılardan birisini bir çırpıda buldu ve hemen ödeme tebligatı gönderdi. Ama nedense kayıtlı Suriyeli göçmenler bulunamıyor? Ve bunu da, göçmenlerden sorumlu Bakan itiraf ediyor.
***
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre enflasyon temmuzda aylık bazda yüzde 3,23, yıllık bazda yüzde 61,78 oldu. TÜİK, haziranda aylık yüzde 1,64 artışla yıllık enflasyonu yüzde 71,6 olarak açıklamıştı.
***
On puanlık bu sert düşüş, neyin nesi? Enflasyon düşüyorsa elektriğe ve doğal gaza gelen yüzde 38’lik zam neyin nesi? Bunda bir acayiplik yok mu? Diyeceksiniz ki, Hoca Nasrettin misali doğduğuna inanıyorsan da öldüğüne inanmıyor musun?
***
Öğrendik ki, TÜİK, yüzde 50’ye yakın veriyi internet ortamında alıyormuş. Sahadan alınan rakamlar değilmiş. Bu birincisi. Bir diğeri de TÜİK, hangi marketten, hangi bakkaldan veri alıyor, bir türlü açıklamıyor, nedense.
***
Bağımsız akademisyen ve araştırmacılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göreyse temmuzda enflasyon aylık yüzde 5,91 arttı. Yıllık enflasyon yüzde 100,88 oldu. Gelin de çıkın işin içinden. Kim ne açıklarsa açıklasın, ben yaşadığımı bilirim. TÜİK, “ağzı ile kuş tutsa” inanmam.
***
Ya hu, nasıl inanayım? İnsanlar, belirli bir azınlık hariç, bırakınız tatile çıkmayı, iller arası akraba ziyaretlerine gidemez oldu. Mesela, dört kişilik bir aile, Ankara-Kayseri seyahati yapsa, gidiş-geliş için yaklaşık dört bin lira; İstanbul için yaklaşık sekiz bin lira ödeyecek. Hava ulaşımı için fiyatlar saati saatini tutmuyor.
***
Eeee… Akaryakıtın, elektriğin, doğal gazın hem de kallavi şekilde arttığı bir ortamda, “fiyat artışlarını” durduramazsınız. Durdururum diyen varsa, yalan söyler. Elbette, tarlada beş lira olan domatesi, kentlerde 25-30 liraya yersiniz. “Ne kadar ekmek o kadar köfte!” Üretimde girdi maliyetlerini yok sayıp üreticileri “hain” ilan etmek, akla ziyan şey.
***
Soru şu; enflasyonun düşmesinin bana faydası ne? Enflasyon düşüyor, algı oluşturulmasına karşın, yine de, yüzde 3,23 de olsa fiyatlar artıyor. Hele hele zaruri ihtiyaç malları daha yüksek artıyor. Beyaz eşya almak hayal oldu; sıfır otomobil almayı bir yana bırakın ikinci el otomobil bile alamazsınız rüyanızda. Ev almayı bir yana bırakınız, kiraya dahi oturamazsınız.
***
Tabii, bu hali yaşayan ben, elbette TÜİK’e, başta Maliye Bakanı olmak üzere, diğer yetkililere inanmam. Mesela, Mehmet Şimşek Bey, yirmi küsur bin lira emekli maaşı alan ben nasıl bir otomobil, nasıl bir ev alabileceğim; miadı dolmuş beyaz eşyalarımı değiştirebileceğim? Bunun sırını bir anlatsa da öğrensek?
***
Bir yandan “üç çocuk!” diyorsunuz, diğer taraftan insanlar evlenmekten korkuyor. Bir yaz Hisarcık’ta evlilik ve sünnet nedeniyle davul-zurna; takım-çalgı sesinden geçilmezdi, tek tük ses geliyor, artık. Onun için diyorum, kâşanelerde eğleşenler, Kaf Dağlarında gezenler, bizlerin ne halde olduğunu bilemez.
***
Bu kadar laftan sonra sizlerle bir anketi paylaşmak istiyorum: Metropoll Araştırma’nın son seçim anketi sonuçları… Araştırma, 26 bölgeyi esas alan 28 ilde yapıldı. Toplamda ortalama 1.784 kişiyle gerçekleştirildi.
***
Anket, 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin ardından Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarının verilerini içeriyor. “Bu pazar bir milletvekili seçimi olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltilerek katılımcılardan tercihleri alındı. Kararsız, protesto ve cevapsız seçenekleri dağıtılmadan önce CHP’nin oyu yüzde 35,9 iken Temmuz ayında yüzde 33,8’e geriledi.
***
Aynı dönemde AKP’nin oyu Nisan’da yüzde 31,1 iken Temmuz’da yüzde 26,1’e düştü. Bu sonuçlar, AKP ile CHP arasındaki farkın 4 ay içinde açıldığını gösteriyor.
***
Evet. Bu anket doğru mu? Ya da gerçeğe yakın mı? Aksini iddia etmek, deve kuşu misali kafanı kuma gömmekten farksız bir şey. Şu yaşa geldim, böylesine pahalı bir ortam görmedim.
***
Dostlar, zemherinin çat ayazında, karda, kışta kıyamette, durakta otobüs bekleyen “benim türbanlı bacım” ile önünden geçen “4x4”e binmiş, marka giyimli “benim türbanlı bacım!” arasındaki çelişki sürdürülemezdi. Ülkemiz, o sürece girdi.