FARUK ERGAN


BEĞENMEK VE SEVMEK

“Her türlü rezaleti yapabilir ama benim sevdiklerim yönetsin demek kadar seviyesizlik olamaz.” Faruk Ergan


Sevmek zorunda değilsin, anlarım. Beğenmek zorunda da değilsin, onu da anlarım. Tanışıklığınız yok, karşılıklı bir yerlere oturup sohbet etmişliğiniz de olamaz, ticari çıkarlarınız yok edilmiş değil ve ortaklık yapma imkanınız yok, gereği kadar tanıma fırsatın olmamıştır, kapı komşun değildir, tavuğuna kış dememiştir. Tüm bu yazdıklarımdan mahrum olduğuna göre ve bilgi sahibi de değilsen, gün görmemiş küfürleri, hakaretleri neden edersin, geçmişine ve yaşayanlarına neden iftira edersin, kendisini savunma imkanı olmayan ve terki dünya yapmış adamın arkasından neden beddua edersin? Hak tarafından görevlendirildin mi?
  Senin kaliteni sana anlatmaya çalışayım. Bir dostun veya arkadaşın siyaseten senin gibi düşünmüyorsa eğer her türlü karalamayı yapmakta, her türlü ahlaksızlığı yapmakta hem mahirsin, hem de muktedirsin. Birçok insanın mütevazi yaşam biçimine ayak uyduramadığın için inancına saldırarak bir yerlere yalakalık yaptığın belli. Hakaret ve küfürlü konuşmadığı için, inancını ve ibadetini senin gibi insanlara göstererek riyakarlık yapmadığı için, kazancını vergilendirerek çevresine iş verdiği ve belki de 100 tane öğrenciyi okuttuğunu gizlediği için ve en önemlisi belki de İslam dinini kişisel çıkarına kullanmaya utandığı için, senden olmayanları bulunduğun çukurlara çekmeye çalışıyorsun. Senin ibadetinden bana ne, benim günahımdan sana ne. Başta kamu malına, sonra sana, ailene, akrabana, sevdiklerine, zerre kadar kötülüğümü duydun mu, malına, canına, kutsalına, aile fertlerinin haklarına taciz ve tecavüze yeltendim mi? Sana ne, sen kimsin ki beni sorguluyor ve istediğin şekilde infaz ediyorsun.  Hangi yetki ve salahiyete sahipsin, kim tarafından görevlendirildin, gerçekten aklını ve beynini gereği gibi kullanabiliyor musun? Hayatında hiçbir darda kalana yardım ettin mi, bir tane öğrenci okuttun mu, hiç kitap okudun mu, varsayalım okudun, okuduğunu anlayacak ve yorumlayacak kapasiten var mı?
  Kimle konuşsanız, hırsızlığa, yolsuzluğa, rüşvete, kamu kaynaklarını talana ve dolandırıcılığa karşı olduğunu ve bunları yapanları nefretle kınadığını yazıyorsun. İyi, güzel de bu kötülükleri kimin veya hangi kuruma mensup insanların yaptığını biliyor olmana rağmen isimlerini telaffuz etmeye dilin varmıyor. Geçiştirilecek ve birilerinin gönlünü hoş tutmaya çalışılacak bir durum değil bu, nasıl ki evinden hırsızlık yapan birini bilirsen anında kolluk kuvvetlerine müracaat ediyor ve suç duyurusunda bulunuyorsan, o anki kadar cesaretli olacaksın ve bildiklerini hem yazacaksın hem de konuşacaksın ki yapılan pisliklere taraf olmadığın anlaşılsın. Siyasetçi mi, bürokrat mı, kamu yöneticisi mi, Belediye Başkanı mı, müteahhit mi, iş insanımı, her kimse ve hangi partiye mensup olursa olsun korkmadan ve yüreklice yolsuzluklara karşı olduğunu yazacaksın. FETÖ terör örgütüne destek verenleri, onlara parsel- parsel arazi verenleri, onun yurtlarında kalarak açtıkları okuldan mezun olan ve devletin can damarlarına sızdıklarını, bunların büyümesine göz yumanları, bunlarla ortak olanları, siyasi birliktelik yapanları, yaz ki, riyakar ve taraf olmadığın anlaşılsın. Zira geleceğimiz ve torunlarımızın rızkına göz dikenlerin kafalarına göre yaşamaya şansı olmayacağını anlatacaksın. Kısacası hırsızlara, “Berlin’de Hakimler Var” diyerek hukuk devletinin felsefesini özetleyen bu söz, yaklaşık 200 yıldır bütün dünyada bir adalet timsaline döndüğünü haykıracaksın”.
  “Her türlü rezaleti yapabilir ama benim sevdiklerim yönetsin demek kadar seviyesizlik olamaz.” Faruk Ergan