Doğası gereği, insan makulesine beğendirmek çok zor.
“Ağzınla kuş tutsan” bir kısmına kendini beğendiremezsin.
Bunlar, beğenmemekle malûldür.
Beğenmeme illetine kapılmıştır.
***
Bir kısmı, ben merkezli;
Egosantriktir.
Kendinden başka kimseyi beğenmez.
Kendisini dünyanın mihveri zanneder.
“Narsizm” bunlar için söylenmiştir.
***
Bir kısmı “zır cahildir”.
Cehaletini örtmek için “beğenmeme” numaralarına yatarlar.
Bir kısmı “tadını” çıkarır, işin.
***
Dedim ya!
İnsan makulesi, doğası gereği beğenmemekle malûldür.
Bu nedenle rahatsız olmamak gerekir.
Bu nedenle hoş görmek gerekir.
İnsanlar çeşit çeşittir..
***
Bir kısmı var ki, “b.k”unda boncuk görür; “b.k”unu kimya zanneden kedi misali, gider, ta denizin ortasına işer.
***
Yine bir kısmı var ki; “Laf ile nizam verirler ama bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde” sözü bunlar için söylenmiştir…
***
Hele hele bir kısmı var ki, düşmanlığından emin olmayı bir yana bırakın, dostluğundan bile emin değilsinizdir…
***
Bunlardan çok korkulur.
Bunlardan çok korkmak gerekir.
Ayrıca bunlarda Allah korkusu falan da olmaz…
Savunmasız adama yüklendikçe yüklenirler.
“Dövemeyeceği eşeğin kürtününü dövmeye” kalkarlar…
Sıkıysa eşeği dövsene!
***
“Zan üzerine hüküm vermek” meslekleridir.
Taraftırlar.
Önyargılıdırlar.
Nesnel düşünemezler.
***
Kuzuyu yemeyi kafasına koymuş kurt gibidirler.
Çok tecessüs sahibidirler; her deliğe parmaklarını sokmak isterler.
Ama bilmezler ki bazı delikten ummadıkları, yiyemeyecekleri “bir şey” çıkar.
***
Dedim ya!
“Zan üzerine hüküm verirler!”
***
“Hadımım!” dersin, “Kaç çocuğun var?” sorusuna sormakta ısrarcı olurlar.
***
Efendim. İngiliz Avam Kamarası’nda milletvekilinin biri diğerin yüklendikçe yüklenmiş. Avradının orta malı, çocuklarının puş…, pez… olduğundan söz etmiş. Muhatap, söz almak istemiş. Başkan vermemiş. Almak istemiş, başkan vermemiş. Derken ortalık karışmış ve oturuma ara verilmiş…
Arada Başkan itham edilene sormuş:
- “Kürüyse çıksan ne söyleyecektin ki? Adam her şeyi açık, seçik ortaya döktü!”
- “Söz verseydiniz evli olmadığımı ve de hiç evlenmediğimi söyleyecektim” demiş.
***
Bilmem, anlatabildim mi?
***
Bakınız nereden nereye geldik.
Beğenmemekten parantez açtık, “tecessüs” dedik, “zan üzere hüküm verme” dedik.
Tabii bir de, inancı olanlar için Allah korkusundan söz ettik.