Bu tür haberler ne kadar acı.
Ne kadar yıkıcı değil mi?
Ülkemizin ne kadar büyüdüğüne dair hikayeler dinlerken, bir bir satılan fabrikalar, kapanan firmalar ve Devletin “Tasarruf Tedbirleri” ile gelinen nokta.
Epey sancılı bir süreç.
Kocaman kocaman hayallerimiz vardı, ama…
Küçüldükçe, küçülüyoruz.
Basın İlan Kurumu BİK başta Kayseri ve Eskişehir olmak üzere iller bazındaki müdürlüklerini kapatarak, diğer bölge illerine bağladı.
Bu karar kapsamında Kayseri Basın İlan Kurumu Adana Basın İlan kurumuna bağlandı.
2004 Yılından bu yana ilimizde faaliyet gösteren Basın İlan Kurumu Kayseri şubesinin 24 Temmuz Basın bayramında kapatılması haberi basın sektöründe diğer illerde olduğu gibi şok etkisi yarattı.
Kayseri’den bazı önemli resmi kurum ve kuruluşlar geçtiğimiz dönemlerde il müdürlüğü bazında başta Adana-Konya ve hatta Sivas’a bile bağlanmıştı.
Burada siyasilerimizin bu alandaki başarılarını ne kadar övsek azdır.
26 YIL ARADAN SONRA…
Dönemin Kayseri Gazeteciler Cemiyeti başkanı Üstün Tuncer, Başkan yardımcısı sıfatı ile ben ve mevcut yönetim bu konuya büyük emek verdik.
Dönemin Dış İşleri bakanı daha sonra başbakan ve 11. Dönem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e konuyu defalarca ilettik.
Olmaz olmuştu…
Sonunda Kayseri’ye bu müjdeyi verebilmiştik…
Naylon gazete furyasının önüne öyle ya da böyle geçmeyi başarmıştık.
Gazete sayılarının belki de 20’lerden 25-30’lara ulaşmasının önü bir şekilde kesilmişti.
Kapalı devre gazetelerin devletten yıllarca günde 50-100 tane basarak aldıkları resmi ilanlarla ilgili hiç değilse önemli bir hamleyi hayata geçirmiş ve hiç olmazsa bir kez daha hizaya geçerek, “Sağdan say” deme fırsatı bulmuştuk.
Basın ilan kurumu “26 Yıl sonra ilk şubesini 2004’te Kayseri’de açtı”
20 Yıl dayanabildi onlarda…
EN AZINDAN CİDDİ BİR DENETİM…
Sevinmiştik.
En azından Kayseri’de Yerel basına bir ciddiyet gelecekti.
Basın Sektörü kendi içinde en önemli atılımını hayata geçirmiş, Basın İlan Kurumu gibi bu işin duayen kurumu Kayseri’ye şube açmıştı.
2024 Yılında Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cillov, İlk müdürümüz Özden Konur ile birlikte dönemin Hilton otelinde gerçekleştirilen tanıtım töreni ile startı verdi BİK ilimizde.
Yeniden kolları sıvadık.
Resmi ilan dağıtımlı Valilik Basın Yayın biriminin uhdesinden Basın İlan Kurumu Kayseri şubesine geçti.
Daha ciddi bir denetim, daha ciddi bir düzeneğe kavuştu Kayseri yerel basını.
En azından dışarıdan bu mesleğe mensup olmayanlar bu kulvarda boy gösteremeyeceklerdi…
Mini de olsa bir önlemdi atılan dev adım.
BUNLARI DA UNUTMADIK…
Sonra ne mi oldu?
Durun daha hikaye bitmedi.
Basın İlan kurumu o dönemde hızını alamadı.
Kayseri’de 14 gazetenin birden ilanını kesti.
Sadece tek gazete olarak Anadolu Haber gazetesine o dönemin parası ile 2.5-3 Milyon TL’lik reklam verildi nerede ise bir yıl süresince.
Adamını bulan en erken 5-6 ayda açtırdı ilanını.
Kayseri Hakimiyet 2000 gazetesi olarak ise bize o dönemde 11 Ay İlan kesme ve ardından da isim hakkımızın düşeceği için 11. Ayın sonunda da geriye dönük 11 ay daha her ay 14.500 TL geri ödemek kaydı ile ikinci bir ceza kesildi.
Yani sizin anlayacağınız o dönemde yaklaşık 175 Bin TL ilan alamadık, ardından da ödedikleri ilanı bize usulsüz verdikleri gerekçesi ile de bir 175 Bin TL daha ödettiler oldu mu size o günün parası ile 350 Bin TL.
Bir de Büyükşehir belediyesinin İmar Yönetmeliğini yayınladığımız için teklif veren meslektaşlarımızın şikayeti ile yediğimiz valilik uhdesindeki cezamız var.
O da tamı tamına 8 ay.
Yani 30 ay alacaklayız birilerinden.
Bu işleri tezgahlayanlar hep aynı ekip.
Yiyebildiler mi?
Kısmet olmadı sanırım.
Geride kalanlar yiyebilecekler mi?
Ömrümüz var ise hep birlikte göreceğiz…
Meslek hayatımızdaki tehditler şantajlar bir yana meslektaşlarımızdan gördüğümüz zulmü, iki yüzlülüğü, bayalığı da unutmadık sanırım.
Bir dikili ağacı bile olmayanların başkalarının tezgahında köşeleri döndüğü şu alemde bakalım saltanat nereye kadar sürecek?!
Biz sattık sattık yedik, onlar kattı kaktı yiyorlar bakalım?
Nereye kadar dönecekse bu devran?!...
Bu alemde olmaz ise elimiz yakalarında öteki gerçek aleme kalsa da.
Malum “İlahi Adalette zaman aşımı yok!” eğer inanıyorsanız…
Bugünün mali boyutunu bilmem hesaplayabilir misiniz?
“KAPATIYORUZ KARDEŞİM!”
Peki geldiğimiz gün itibarı ile ne mi oldu?
Tasarruf Tedbirleri kapsamında Kayseri bir kez daha büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.
Yalnız Kayseri’mi?
Diğer birçok ilde olduğu gibi Basın İlan Kurumu “Ka-pa-tı-yo-ruz” dedi.
Hepsi bu.
Memurlar dağıtılıyor, kurumun iller bazındaki müdürlüklerinin demirbaşları satılıyor.
Malum süreç sıkıntılı.
Napolyon’un dediği gibi “Para…Para…Para”…”
BİZE DE Mİ LOLO?
Evet…
Medya da küçülüyor.
Daha önce sayıları 1500’ü bulan Yerel Gazetelerin çoğu bildiğiniz gibi Ekonomik sıkıntılar ve Pandemi süreci ile 1000’in altına düşmüştü.
En son sayılar 800’lerde idi.
Şimdi sanırım 500’ün altına inmiş durumda.
İnternet Medyacılığı ile de bu durum sanırım daha da azalacağa benziyor.
Bu gidişatın sonucunun ne olacağı da belli değil.
Zaten kıt kanaat imkanlarla ayakta kalan, son çareyi de birleşmekte bulan Yerel basını önümüzdeki günlerde daha da büyük sorunların beklediği gün gibi aşikar.
Bu birleşme zorunlu oldu.
Adeta milli iradeye bir başka zorunlu bir ipotek.
Tasarruf tedbirleri kapsamında alınan bu karar doğrultusunda Kayseri basın İlan Kurumunda görevli memurlar diğer illere tayin edildi.
Öte yandan BİK'in 26 yıl sonra ilimize gelerek açtığı Basın İlan Kurumunun geldiği dönemde aldığı Gönen iş merkezindeki binasında satılacağı öğrenildi.
Resmi ilanlarda zaten tablo aşağılara doğru evriliyor.
Azalıyor, internet medyası ile bölünüyor.
Bu işin de sonu karanlık olan işlerden birisi eğer ciddi bir irade konmaz, önlem alınmaz ise.
“Dediğim dedik, çaldığım düdük” mantığı bitmez ise.
Bir çok şey gibi basında biti(rili)yor ne yazık ki.
Bile isteye hem de…
SONUÇ MU?
Evet 24 Temmuz...
Tatsız bir haberle daha güne uyandık.
Hem de sözüm ona Basın bayramında.
Öyle olur zaten düğün yemeğinde cenaze töreni gibi…
Basın İlan Kurumu (BİK) Kayseri şubesini kapatarak, Kayseri'yi Adana'ya bağlamış.
“Alıştık artık!” demeye dilim varmıyor ama…
Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Ne diyelim!...
Büyüksün Kayseri...
Özde değil, sözde...