Babalar gününü kutlamanın tarihçesini yazacak değilim ama haziran ayının 3. Pazar günü kutlanacak olan babalar günü için kimileri hazırlık yapıp hediye alacaklar, kimileri babalar günü olduğunu hatırlamayacak, kimileri babalar gününü hatırlasa bile gidip elini öpecek babası yoktur, kimileride ilgisiz olduğu için iş yoğunluğunu bahane edip geçiştirecektir. Babalar ve anneler gününü kutlamak evlatlara bir iç huzuru verse de asıl yapması gereken görevlerini ıskalamasını gerektirmez. Devlet ve evlat tarafından elaleme muhtaç edilen, sevgi ve saygı göstermek yerine dışlanan, kıt imkânlarla 5 evlat büyütüp, okutup ve insan içine çıkartan babayı yok sayacaksın, sonra babalar gününü kutlayacaksın. Emekli olduktan sonra iş bulursa çalışmak zorunda olan babanın günümü kutlu olacak? Keşke utansan yeter. Yılda sadece belirli bir günde dakikalarla sınırlı olarak ayırdığınız vakit, diğer zorunlu olarak yapmanız gereken evlat olma ödevlerini aksatıyorsa gösteriş ve riyakârlık yapmış olursunuz ki, buda insan olma vasıflarına yakışmaz.
11 yıldır Babalar Günü’nü kutlamaktan mahrum olduğum rahmetli babama verdiğim hediyeler içinde en çok Yaşar Nuri Öztürk’ün “Allah ile aldatmak” kitabına aşırı sevinmişti. Daha sonraki yıllarda mutlaka kitap almışımdır. Birde şu anda mahalle olan ve kapatılan Amarat Kasabasında açtığımız Salih Ergan Kütüphanesinin açılış gününü de babalar gününe denk getirmiştim, sevinci ve mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Kıyafet, aksesuar ve benzeri hediyelere çok özen göstermezdi, bizlerde önemsemiyor galiba diye düşünürken ihmal ettiğimiz ve yapmayı ıskaladığımız bir şey olursa annem vasıtası ile uyarılırız ve gereğini yerine getirirdik. Kaç yaşında olmanızın bir önemi olmaksızın tüm insanlar ilgiye ve sevgiye muhtaçlar. Özellikle yaş ilerledikçe, biraz da beklenti içindeyseniz kimin ne yaptığını ve kimin ne yapmadığını içinize atıyorsunuz. Çocuklarım, kardeşlerim ve yeğenlerim babalar gününde, doğum günümde ve bayramlarda, benim için aldıkları küçücük bir hediye veya arayarak sormaları benim o günü mükemmel bir şekilde yaşamama sebebiyet veriyorlar. Sakın yaşlandılar diye ebeveynlerinize ilgisiz kalmayın, zira öyle bir gün gelecek ki benim gibi gününü kutlayacak anne baba bulamayacaksınız, varken kıymetlerini bilin.
Babamla çok fazla konuşmazdık, genelde bakışarak anlaşırdık. Konuşup konuşmayacağımızı, babam bana bakarak, ben babama bakarak o günkü ruh halimizi anlayabilirdik. Benim ve kardeşlerimin bir hatamızı gördüğü zaman mutlaka beni uyarır, kendine ve kardeşlerine dikkat et. Öncelikle kendinize, sonra ailenize, sonra çevrenize ve en sonunda insanlığa saygılı olun, devlete borçlu kalmayın, kimse üzerinde olumsuz imaj bırakmayın diye uyarırdı. Hayatım boyunca, Cumhuriyet ve Atatürk’e bağlılığından hiç taviz verdiğini görmedim, hiçbir cemaatin toplantısına aile fertlerinden kimsenin gitmesine izin vermediği gibi üstelik özellikle Fetullah Gülen’in vatan haini olduğunu çok söylerdi. Onun ALLAH demesine kanmayın dediği için, o grubafanatikçe bağlı olan, Hoca efendi diye peşinden koşan insanların birçoğu da rahmetli babamı inancı zayıf olarak itham ederlerdi.
Sevgili dostlar babamla ilgili çok uzun anılar ve tavsiyeler yazabilirim fakat asıl dikkat çekmek istediğim konu şu. Sağlığında ve yaşarken evlatlarından ilgi görmeyen, kendisinin dışlandığını ve mağdur edildiğini düşünen, bakıma muhtaçken huzur evine gönderilen ve evinde yer olmadığı bahanesini söyleyen evlatlara, günün birinde sizde yaşattıklarınızı yaşayacaksınız diyorum. Sadece böyle özel günlerde gösteriş yapıp, vefat ettiklerinde sizin ne yaptığınızı bilemeyecekleri için gereksiz masraflar etmenize lüzum kalmadan, sağlıkları yerindeyken maksimum seviyede vakit ayırmanızı tavsiye ederim.
“Bize biz olmayı, birey olmayı, insan olmayı, sorumluluk taşımayı ve aile olmayı öğreten rahmetli BABAM’a saygıyla.” Faruk Ergan