FARUK ERGAN


ANNEM VE BEN.

“Dünyada her güzel şey ananın eseridir.” Mustafa Kemal Atatürk


Annesi yaşarken bigane kalan, hastalığında ve yaşlılığında yanında olmayan, bakıma muhtaç hale gelince evinde yer olmadığı için bakım evine gönderen ve bir de annesini kaybedenlerin, ne tür göstermelik paylaşımlar ve riyakar davranışlar yapacaklarını pazar günü göreceğiz. Bir günlük anneler günü furyasına kapılacak, hediye alacak, çiçek alacak, yaptıklarını sosyal medyada yayımlayacak ve kendisini tatmin edecek. 

Kader inançlarının çok kuvvetli olduğu dönemdeki bulaşıcı hastalıklardan korunmak için tedbir almaya, aşı yaptırmaya ve doktora gitmeye gerek duyulmazdı. Kızamık, çiçek, tifo veya verem gibi hastalıklar geldiği zaman mevcut çocukların ölüm oranı çok yüksek olurmuş. Allah verdi, Allah aldı ömrü bu kadarmış diye susulup boyun bükülürmüş. Kırsalda bulaşıcı hastalıkların çok yoğun olduğu dönemlerde evlat acısıyla yanarken 1956 yılında beni dünyaya getiren annemle olan bağımız, 18 Aralık 2020 yılında annemin vefat etmesi ile biten fiziki birlikteliğimizin ardından, her hafta mezarını ziyaret ettiğim manevi birlikteliğimiz aynı güzelliklerle devam etmektedir. Çocukların yaşamasının mucize olduğu, bulaşıcı hastalık sebebi ile ölmesinin normal karşılandığı, gıda yetersizliği, çaresizlik ve gözünün önünde yok olanların dışında yaşayanları bin bir zorlukla büyüten, okutan, yuvasını kuran ve torunlarının bakıcılığını yapan ananın ikinci sınıf insan muamelesine layık görülmesi hiç de insani değildir. Tanıdığım birçok anne, eşi olmadan 3,4,5 çocuğunu büyüttü, okuttu, evlendirdi ve iş sahibi yaptı ama kendisi evlatlarının evine sığamadı. Ekonomik sıkıntı içinde yaşadı ve bakım evinde vefat etti.     

1930 doğumlu okuma yazması yoktu ama müthiş eğitimci ve iyi bir aşçıydı. Bana her fırsatta kardeşlerine sahip çık, sen büyüksün, senin sorumlulukların ağır oğlum derken, kardeşlerime de abinizin sözünden çıkmayın, ona karşı hep saygılı olun ve elaleme gülünç olmayın dermiş. Başta kız kardeşim ve bizler tüm evlatları olarak sağlığında ve hastalığında ne yapılması gerekirse yaptığımız için vicdanen gayet müsterih bir hayat sürüyoruz. Sadece anneler gününde, özel günlerde ve bayramlarda göstermelik veya yüzeysel davranmadığımız için, annemize ve babamıza olan sevgi ve saygımızı bir günle sınırlamazdık. Özellikle ve ısrarla söylemek isterim ki, anneniz ve babanız yaşıyorsa sevginizi sadece anneler gününde veya babalar gününde ziyaret etmekle sınırlamayın, tüm istek ve ihtiyaçlarında yanına koşun, okşayın, sarılın, gözlerine bakın ve gülücüğe boğun, zira kısa zaman sonra siz veya anneniz-babanız olmayabilirsiniz. 

Annemin vefatı pandeminin çok yoğun olduğu döneme geldiği için, cenazeye katılımın olmamasını istedim ve taziye evimiz de bilerek açılmadı. Taziye için iş yerime gelen bir arkadaşım annen de mi zorlandın, baban da mı zorlandın diye bir soru sordu, bu nasıl soru diye biraz bozuldum fakat eve varınca düşündüm ki soru güzel. Başladım düşünmeye, babamın vefatında cenazede çok fazla kalabalık vardı ve annem hep yanımdaydı, hep teselli etti, hep kendisiyle ilgilenmem gerektiğini söylüyordu ve sakindim. Annemin vefatından sonra, hastalık bulaşma korkusuyla dostlarımızın hem taziyeye gelmelerini istemedik, hem de eve vardığımda beni teselli edecek annem yoktu, dolayısı ile öyle bir boşluğa düştüm ki toparlanmam çok zor oldu, çok zaman aldı.  

“Zaferi almadan dönme” Mustafa Kemal 30 Ağustos’ta zafer ve vatanın kurtuluşu ile sonuçlanacak Büyük Taarruz için Afyon’a cepheye gidişini annesinden de saklamıştı. Bunu sezen Zübeyde Hanım, Ali Çavuş ile oğluna şu kısa mektubu elden göndermiştir. “Mustafa bilirim gelmeyeceksin. Çay davetine gidiyorum dedin. Ama Molla Annen nereye gittiğini bilir. Sen Cepheye gidersin. Benim yüreğim bunu bilir. Senin için dua ediyorum bilesin, bil. Ve de Mustafa’m, zaferi ele almadan dönme. Ben seni beklemeyi bilirim” demiştir. Oğlunun büyük başarısını gören Zübeyde Hanım 14 Ocak 1923’te İzmir’de vefat etmiştir. Atatürk gibi Vatansever bir evladı bu vatana kazandıran Zübeyde Hanım’ı ve annemi anneler gününde saygıyla anıyorum.

“Dünyada her güzel şey ananın eseridir.” Mustafa Kemal Atatürk