KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 11.05.2025 11:55

ALİ ŞAHİN FEYZİOĞLU (1950-2025)

Facebook Twitter Linked-in

Duyduk ki, yakalandığı meşum hastalıktan kurtulamadı ve öldü Ali“Acı haber tez gelir!” kavli gereği, hızla yayıldı, ölüm haberi. Sevenleri o kadar çok ki, haber, binlere ulaştı biranda… Haberi, duyunca, kolum kanadım kırıldı… Bir dostu, bir arkadaşı, bir sırdaşı kaybetmenin hüznü çöktü içime… Her ölüm gibi, onun ki de “erken” oldu…

***

Tedavi süresinde, çok sıkıntı çekti… Kah iyileşti, kah kötüleşti… Laf aramızda, hastalığının ilk evrelerinde, pek ciddiye almadı… Sanki, tevekküle sığınmıştı, bir derviş gibiydi...  En sonunda, yoğun bakıma girdi… Geçtiğimiz Cumartesi vefat etti. Pazar günü şehir mezarlığına defnedildi. 

***

Eşimin rahatsızlığı ve yalnızlığı nedeniyle, cenazeye gidemedim… Bu bana büyük bir azap verdi ama ne yaparsınız, hayat durmuyor... Umarım Ali, bu çaresizliğimi bağışlar, öteki dünyada yüzüme vurmaz; ”ne o Dayıoğlu, cenazeme bile gelmedin, dostluğumuz böyle miydi!”, demez. İnanın, lafını çekmez, der mi, der!

***

Ailesine, tüm dostlarına taziyelerimi iletiyorum. Yapacak bir şey yok. Ancak; “bu dünyadan bir Feyzioğlu geldi-geçti!” deme şansımız var. Aliciğim, seni her zaman anacağımızı unutma. Güzel insandın, yiğit insandın, mert insandın, dost insandın, vesselam… 

***

Feyzioğlu’nu, 1980’den önce de tanırdım. Abisi, Yümnü ile ta ilkokuldan beri tanışırdık… Birlikte okuduk… Ali ile samimiyetimiz, arkadaşlığımız, dostluğumuz, 1980 sonrası daha da hızlandı. “Sırdaşlık”ta son buldu… Her şeyine güvenilirdi… Sır saklardı… 

***

Tabii, bu yakınlık, sırdaşlık, Kıvılcım Hunat da daha da ivme kazandı… Birbirimize çok takılırdık… Buna Hüseyin Cömert de dahil olurdu… Bu hali görenlere; “sakın müdahale etmeyin, bu bizim özelimiz!”, derdim… Öyle ya, sonunda bizi kavga edecekler sanırdı, aslını bilmeyenler.

***

Ali, İnş. Y. Müh.’i… İyi bir mühendis, iyi bir aile babası… Feyzioğlu sülalesinden… Biliyorsunuz, Feyzioğulları, çok geniş bir sülale… Çok zeki, kavrama kabiliyeti çok yüksek, “bir” konuşur ama “pir” konuşurdu… Dost canlısı… Bir derdi, bir sorunu olana, hiçbir karşılık beklemeden koşardı, gece gündüz. 

***

İnançlarından taviz vermeyen, bir karakter… Bazen bu, “inat” derecesine varırdı. Belki de bunda, anne tarafından “Çerkez” olması etkiliydi.

***

Katıksız bir ülkücü, katıksız bir Türk milliyetçisi… Dedim, yiğit adamdı… 1980 öncesi, ülkücü hareketin, önde gelenlerinden… Hem de en önde… Parada, pulda gözü yoktu. Yoksa, önüne gelen fırsatları değerlendirseydi, inanılmaz servet sahibi olurdu. Ama o serveti, dostlukta, arkadaşlıkta aradı. Haliyle, çok güzel bir miras bıraktı ailesine… 

***

Hep hayret ederdim, Ali gibi birisini, MHP nasıl görmez, mesela, milletvekilliğinde liste başı yapmazdı? 

***

Güzel giyinirdi, bakımlıydı… Ömründe hiç kot giymedi. Tişörtü de, Osman Sel Hocamızın telkinleri ile giymiş… 

***

Hasılı kelam, Ali’yi kaybettik ama gönlümüzde devamlı yaşayacak… Hep anacağım onu… Rahmet diliyorum, makamı cennet olsun, kabri nurla dolsun… Seni hiç unutmayacağız, “Alim”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —