NEBAHAT ERDOĞAN


AKRAN ZORBALIĞI…

Bizim zamanımızda öyle şeyler yoku. Son dönemde hortladı ya da gündem oldu. Akran zorbalığından bahsediyorum. Bu konuya dair uzmanlar diyor ki; Akran grubu içinde fiziksel, duygusal ya da sosyal biçimde zarar veren, tekrar tekrar yaşanan saldırgan davranış biçim şekli… Bu davranış okul ortamlarında sıkça karşılaşılan bir durum haline geldi. Evet “akran zorbalığı”… son dönemlerde sıkça rastladığımız bir şiddet türü… Okul öğrencileri ya da yeni ergenlik çağındaki gençlerimize dair sorunlar yumağı. Bu tür olayların temelinde toplumsal bir patlamanın yattığı da bir gerçek. İnsanlar mutsuz ve istediklerine ulaşamıyorlar…


Bizim zamanımızda öyle şeyler yoku.

Son dönemde hortladı ya da gündem oldu.

Akran zorbalığından bahsediyorum. 

Bu konuya dair uzmanlar diyor ki; 

Akran grubu içinde fiziksel, duygusal ya da sosyal biçimde zarar veren, tekrar tekrar yaşanan saldırgan davranış biçim şekli… Bu davranış okul ortamlarında sıkça karşılaşılan bir durum haline geldi. 

Evet “akran zorbalığı”… son dönemlerde sıkça rastladığımız bir şiddet türü…

Okul öğrencileri ya da yeni ergenlik çağındaki gençlerimize dair sorunlar yumağı. 

Bu tür olayların temelinde toplumsal bir patlamanın yattığı da bir gerçek.

İnsanlar mutsuz ve istediklerine ulaşamıyorlar…

Uzman görüşleri, Türkiye de son dönemde görülen artışın temel nedenleri arasında toplumsal şiddet, sosyal medyanın etkisi, aile içi iletişim ve okullarda yeteri kadar farkındalık çalışmalarının yürütülmemesi gösteriliyor. Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla akran zorbalığının artması, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkiyi gözler önüne seriyor.

Hakaret, tehdit, küçük düşürücü paylaşımlar ve dışlanmaya yol açan sözlerle güvensizlik ortamında yalnız kalmalarına neden oluyor.

Bunu sadece erkeklerle de sınırlamak mümkün değil, zira görüyoruz ki kızlarımız da bu tür olumsuzluklar içerisinde başrollerde yer alabiliyorlar. 

Evde, sokakta, okulda, iş yerinde, yaşadığımız her alanda gittikçe artan, büyüyen şiddet “zorbalık”

Eskiden taciz vardı.

Sonra mobbingler oldu.

Şimdilerde ise toplumun başına bir de bu dert çıktı. 

Erkeğin kadına, kadının erkeğe, kadının çocuğa, yaşlıya, hayvanlara, tabiata daha sayamayacağımız birçok alanlara yapılan şiddet yetmiyormuş gibi…

Her geçen gün artan “akran zorbalığı” yeni sıkıntımız oldu.

Şimdilerde, okul içerisinde, hem de okul dışında boy gösteren bu şiddet, hem eğitimde, hem de çocuklar üzerinde ciddi sorunların arttığını gösterir hale geldi.

Öyle ki…En çok güvenli olduğunu hissettiğimiz yerlerin başında gelen eğitim yuvalarında, çocuklar arasında ki bu olumsuz artış, hem çocuklar arasında, hem de veliler arasında endişeye dönüştü.

Ne yazık ki, giderek artan bu akran zorbalığı ölümlerlesonuçlanabiliyor.

Bizler her türlü şiddete karşı çıktıkça, daha küçük yaş grubuna indiğini görmemiz ne kadar acı değil mi?!…

Araştırmak, soruşturmak, kökenine inmek gerekiyor. 

Nedir çocukları bu şiddete iten neden?

Küçük yaşlarda zorba davranış güç simgesi mi?

Kıskançlık mı?

Yoksa çocuk ruhlarının derinliklerinde yatan başkaca nedenler mi?

Evde gördüğü şiddetin dışa vurumu mu?

Aslında o kadar çok neden var ki, say say bitmez…

TV dizileri, filmler, sosyal medyadaki saçma sapan videolar, anne-baba ilgisizliği, şiddet ortamında büyüyen çocuklar…

Dizilerde yaşanan kabadayı motifleri insanlarımızı özendiriyor mu acaba?

Yoksa bir başka türlü hak arayışı mı bu şiddet yöntemi ile. 

“Eğitim ailede başlar” sözü bu zorbalığın nerden ve nasıl oluştuğunu anlamak açısından en önemli başlangıç noktası olabilir. 

Ekonomik sebeplerde hiç kuşku yok ki çocuklar arasındaki uçurumun açılması ile ortaya çıkan tablonun bir başka boyutta “Akran Zorbalığı”nı tetikliyor şüphesiz. 

Tabii ailelerin, eğitimcilerin, bakanlıklarımız ve uzmanlarımızın, akran zorbalığının daha fazla yaygınlaşmaması için gerekli çalışmaları yapacaklarını ve tedbirleri alacaklarını düşünüyorum.

Bu konu üzerinde, önemli olan sorunun kaynağını ve çözüme gidilecek yolları bulmak. 

Yoksa önüne geçilemeyecek bir tehlikenin yükselişi kaçınılmaz olacak.

SOSYALLEŞMEDE YANLIŞLIK…

Çocukların sosyalleşme açısından, akranlarıyla bir arada geçirecekleri zamanlar çok önemli.

Ana sınıfından başlamak üzere, daha çok uygulamalı eğitim ve oyun gruplarına ağırlık verilmeli.

Sosyal medya, bir yandan çocukların sosyalleşmesi için fayda sağlarken, diğer yandan yalnızlığa, dışlanmaya yönelterek, zorbalık gibi agresif davranışları beraberinde getiriyor ve sakin bir çocuğun, bir canavara dönüşmesi hiçte zor olmuyor.

Hırçın davranışlar, anne-babaya vurma eğilimleri, kardeşleri kıskanma duygusuyla baş gösteriyor.

Özellikle çocukların ve gençlerin bu olumsuzluklar içerinde büyümesi, psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor.

Uzmanlar uyarıyor, aileler, çocukların soysal medya kullanımını, sınırsız ve kullanım alanlarını kısıtlama yönüne giderek, şiddete dayalı dijital durumları dikkatle takip etmelidir.

Çocuklar ve gençlerdeki, değişiklikleri ve davranış bozukluğunu en iyi aile gözlemler ve fark eder. 

Bunları kollayıp gözetmek için, biz büyüklere çok görev düşüyor.

Zorbalığa maruz kalmış veya zorbalık yapan çocuklar veya gençler ya içine kapanır ya da gittikçe agresifleşirler. 

Epey küçük yaşlara düşen madde bağımlılığı da şüphesiz bu zorbalığı tetikleyen ve aileden ve çevreden uzaklaşma ile sonuçlanan eylemlere dönüşebilir. 

Elbette her çocuğu zorba yada zorbalık yapan diye nitelendirmiyorum, ama artan bu akran zorbalığı karşısında her zamankinden çok dikkat kesilmemiz gerektiğiniz savunuyorum.

Zira okulda, camide, sporda, yolda, evde, çocukların bir araya geldiği her ortamda bu tür tabloları görmek olası. 

Aile içi veya çocukta hatalar olabilir, ama telafisi zor olan hataların geri dönüşü uzun vadede olmayabilir.

NELER YAPILMALI?

Bu konuda aile ve öğretmenlere düşen görev, çocukların duygu ve düşüncelerini rahatça paylaşabilecekleri ortam yaratmak, çocuğa yaşadığı olumsuzluğu hissettirmeden yardım edebileceğini göstermek güven vermekten geçer.

Çocuklar, gençler bizim geleceğimiz, onları tüm kötü musibetlerden korumakta ailelere, eğitimcilere ve bizlere düşüyor.

Akran zorbalığını önlemek için farkındalık yaratmak, empati geliştirmek, güven vermek gibitemelinde saygı, sevgi ve merhamet duygusu yatan çalışmalarla daha fazla zaman geçirmeleri hem eğitimlerine, hem de sosyal yaşantılarınıdaha başarılı kılacaktır.

Çocukların, gençlerin elimizden kayıp gitmelerini önleyelim, nesilden nesile geçen, büyüğüne saygılı, küçüğünü seven, birlik ve beraberliğin, paylaşmanın kazanımlarını aşılayalım ve çocukları tüm kötülüklerden uzak tutalım.