KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 11.11.2024 11:47

AKILLARI YENİ BAŞLARINA GELDİ…

Facebook Twitter Linked-in

Dünkü, “Halkın yanlış tercihi” başlıklı yazımın giriş cümlesine bulunan, “isterim kelimesi, “istemem” olacak özür dilerim. Facebook’uma da doğrusunu girdim. Cümleyi olması gereken şekliyle veriyorum;“İsmi lazım değil, bir polemiğe de girmek istemem. Kendilerini de çok severim.”

***

Onlarca sulak alanı yok ettik bu ülkede… Bari,Hürmetçi’yi yok etmeyelim, beş-on sanayi parseli çıkacak, diye…

***

Hürmetçi Sazlığı, akıllarına; “Basra harap olduktan sonra geldi!”. Başta Vilayet ve Büyükşehir olmak üzere, ilgililer, yetkililer Kayseri’de, bir “Hürmetçi Sazlığı” ya da “Hürmetçi Sulak Alanı” olduğunun farkına vardılar. Övgüler, yağdırıyorlar; korunması gerektiğini söylüyorlar. Tüm uyarılarımıza, tüm direnmelerimize rağmen anlatamamıştık, böyle bir yerin olduğunu…

***

Nasıl anlatalım? Yerel iktidar çok güçlüydü… OSB’yi yönetenler de… Nitekim, bizi de, Sanayi Odası’ndan “def etmek!” için var güçleri ile uğraşıyorlardı. Öyle ya, “güneşe karşı işiyorduk!”.“Kayseri’nin uluları çok rahatsızdı!”Ne pahasına olursa olsun, “sanayi parseli” sahibi olacaklardı. “Kuşlar, karnımızı doyuracak değildi ya!”, böyle söylüyorlardı.

***

Öyle ya, sonucu hiçbir zaman merak edilmeyen, bir günde temelleri atılan, bir yıl içinde inşaatı bitirilecek, ikinci yılsonunda üretime geçecek “300 fabrika” için genişleme alanına ihtiyaç vardı. Ayrıca; OSB-Adana yolu, kestirmeden, Hürmetçi üzerinden açılacaktı… Tabii, bu genişleme Hürmetçiyönünde olacaktı. Yani; Hürmetçi’nin bağrına hançeri saplayacaklardı. 

***

Tabii çok güçlüydüler… Bizim gibiler onlara; “sabah kahvaltısı bile olamazdı!” İşleri de aceleydi… Acullukları da buradan geliyordu. Laf, söz dinlemiyorlar; dur durak bilmiyorlardı… Gerçi laf söz söyleyen; “durun!” diyen bir ben bir Dr. Serkan Yılmaz ve eşi ve bir de pek gözükmek istemeyen Dr. Uygar Özesmi vardı…

***

İşin acı yanı bu kenti yönetenler, maiyetindekiler ve bir milyonu aşan muhterem Kayseri ahalisinin hiç sesi çıkmıyordu, doğa katliamı için… Ben; “Yaratan hürmeten, Hürmetçi’ye kıymayın!”, derken, adeta, “kıyalım da gör!”, diyorlardı.  Zamanın Bölge Müdürü; “arkadaş, acelemiz var, 300 fabrika temeli atacağız diyorlardı…” Otuza yakın birimin “izin” yazısını “elden” takip ediyorlardı. 

***

Hatta bazıları; “Arkadaş, uğraşıp durma… Kuşlar mı yoksa fabrikalar mı karnını doyuracak!”, diyordu… O kadar güçlüydüler ki, Büyükşehir Başkanı Özhaseki’ye; “Buralarda kuş muş yok arkadaş! Hem, broşürlerdeki flamingolar fotomontaj!” dedirte biliyorlardı.

***

Yazılarımın; “Daha fazla genişlemeye ve yol açımına” ne kadar etkisi oldu, bilmiyorum. Doğa katliamın yapılmak istendiği o yıllarda, çok yazdım. Hafızanızı tazelemek istiyorum, yazılarımdan bazı alıntılar yaparak. Bakınız neler yazmışım, neler olmuş.

***

İşin ilginç yanı şu: O gün önce “burası bizim Develi mansap sulaması kapsamında!”, diye rapor veren, ne hikmetse, aradan birkaç ay geçince, muhtemelen siyasi rica üzerine, “gittik baktık, burası yerleşime açılmış. O nedenle, mansap sulamasından çıkartacağız!”, türünden ek rapor veren DSİ 12. Bölge Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman ve Su İşleri VII. Bölge Müdürlüğü Kayseri Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanmış bu kitapçık.Adı da; “Hürmetçi Sazlığı Sulak Alanı Yönetim Planı, Ankara/2012”. Kitapçığı da dostumuz, kitap ve vesika kurdu Yusuf Akdamar dostumuz vermişti. 

***

Buna ne derler biliyor musunuz; onların anlayacağı ve özenti duydukları; “Cennet lisanı” olduğunu söyledikleri dilden söyleyeyim; “Ba’deharabül Basra”. Yani; “Basra harap olduktan sonra ağlamak sızlamak nafile…”  Ozanın dediği gibi; “öldürmeyin dediler, öldürdükten sonra!”

***

Yayının jeneriğine baktım. Katkıda bulunanlar arasında Doğa-Bel Başkanı Dr. Serkan Yılmaz da var… Yani, o günlerde, birlikte mücadele ettiğimiz; nedense! sonra yazılarımdan rahatsız olmaya başlayan, yukarıda andığım arkadaş… Ya hû, bir teşekkür de bana edilmez mi?

***

Bakınız; ben buradayım, flamingolar hâlâ Hürmetçi’ye geliyor mu? “Leylekleri küstürdüğümüz!” gibi onları da küstürdük mü acaba? Bilmiyorum ama o dönemin OSB Başkanı ve “acelemiz var arkadaş!” diyen OSB Bölge Müdürü nerelerde? Bilmiyorum… 

***

 “Hürmetçi Sazlığı Problemleri” konusunda neler denmiş, neler: “Sulak alanların değerinin bilinmemesi ve rant uğruna feda edilmesi”, “Organize Sanayi Bölgesi ve madencilik şirketlerinin alana olumsuz etkisi”. Mesela bu şirketlerden birisi kime ait? Bir araştırın bakalım!.. Bu şirketlere de teşekkür var! Garip değil mi?

***

Devam edelim: “Büyükşehir ve ilçe belediyelerin sulak alan değerlerinin farkında olmaması”, “Sanayileşmenin arıtma ve emisyon kontrollerinde mevzuata uygun önlemlerin alınmaması”, “Sanayi tesislerinin artış riski” ve “Doğal çimlerin sökülüp villa sahiplerin satılması”

***

Güler misiniz yoksa ağlar mısınız?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —