Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ), genç, “yeni nesil üniversite”. Türkiye'de ilk “vakıf destekli” devlet üniversitesi modeli ile 21 Temmuz 2010 tarihinde kuruldu. Tabi, teşebbüs birkaç yıl daha geriye gider. Kuruluşuna daha doğrusu gecikmesine, FETÖ’cü Melkşah Üniversitesi kurucularının nasıl engel olduklarını bilmeyen yok.
***
Bunlar, Nuh Naci Yazgan Vakıf Üniversitesi’nin kuruluşuna da çok engel oldular. Üniversiteye, inanılmaz ölçüde destek ve emek veren Mustafa Özhamurkar abimize de teşekkürlerimi iletir, sağlıklar dilerim. Çok sıkıntı çekti, çok bezdirdiler. Üniversite ile ilgili “köstekleri”, anlatmazsa, çok yazık olur. Kendisi ile öbür dünyaya gitmez, umarım.
***
Neyse, o sıkıntılar geride kaldı. AGÜ, on beş yaşına girdi. Ulusal ve uluslararası alanda, başarılarla dolu bir on beş yıl… Bu başarıda, Abdullah Gül Üniversitesi Destekleme Vakfı’nın (AGÜV) çok katkısı yadsınamaz. Vakfın, sanırım, yüz kurucu üyesi var. Hem Kayseri’nin ve hem de ülkemizin kaymak tabakası isimler var. Vakfın başında da iş insanı, hayır sever, Mustafa Çıkrıkçıoğlu görev yapıyor.
***
Mutat hale gelen “mezuniyet töreni”, bu yıl, 25 Temmuz 2025 tarihinde yapılacak. Nice, başarılarla dolu, on beş yıllar diliyorum. Bakalım, törene, ricali devletten, vakıf kurucularından, siyasilerden kaç kişi katılacak. Acaba, “Abdullah Gül” isminden rahatsız olanlar, “Reisin hışmından” korkanlar, ne mazeret uyduracaklar. Bazıları, seyahate çıkarsa hiç şaşmayın.
***
Sizi on yedi yıl geriye götüreceğim, 30 Ocak 2008 tarihinde yazdığım; “ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ” başlıklı yazımı paylaşmak istiyorum.
***
“Eğri oturalım doğru konuşalım” diye güzel bir sözümüz var. Şahsen ben, belediye icraatlarını çok eleştirenler cümlesindenim... Bunları yaparken, bir art niyetimin bir beklentimin olmadığını bilen bilir.
Eleştiri yaparken yanlı, önyargılı ve taraf olmamaya dikkat ederim. Hissi davrandığımız, abartılı davrandığımız anlar olmuyor mu, elbette oluyor. Eleştirilerimizin çoğu, günlük hayatımızı ilgilendirdiği için halli de kolay ama geleceğimizi yakından ilgilendiren projelerden vazgeçmenin ya da sapmanın ya da hata yapmanın telafisi mümkün olmuyor.
***
Sözgelimi, “ikinci kamu üniversitesi”nin mutlaka kurulması gerekir, şehrimizin geleceği için. Bunun için nesnel şartlarda müsait. Hem de Kayseri, en müsait illerden birisi hatta başta geleni. Bu nedenle, değerli Başkanımız Mehmet Özhaseki’nin lokomotifliğini yaptığı, kamuoyunun da ismini benimsediği Abdullah Gül Üniversitesi’nin kuruluşunu, hangi gerekçe ile olursa olsun, geciktirmenin ya da “kadük” etmenin faturası ağır olur.
***
Böyle bir sonucun, hem şehrimize ve hem de buna çanak tutanlara faturasının ağır olacağını, belirtmekte yarar var. “Kamu üniversitesine Ankara’dan çok karışan var; oysa vakıf üniversitesine karışan pek olmaz!” safsatasına ve zırvalığına karnımız tok. Bu nereden mi çıktı, İstanbul’da yerleşik bir iş adamı, benzeri fetvaları veriyordu, geçenlerde. Belli ki, bir vakıf üniversitesinin gayretini güdüyordu, aklı sıra. Yine aklı sıra, “kamu üniversitesinden vazgeçin. Vakıf üniversitesine bakın!” demek istiyordu.
***
Dostum Veli Altınkaya’nın, Ankara’dan muteber kaynaklardan aldığı, Sayın Başbakan mahreçli, “kamu üniversitesini ne yapacaksınız vakıf üniversitesi kurun” teklifi, daha önceleri de belirttiğim, “vakıf üniversiteleri, ikinci kamu üniversitesi için engel olabilir!” endişemin yerindeliğini ortaya koyuyor.
***
Tam bu noktada, lokomotiflikten ve kurulmasından vazgeçmediyse, değerli başkanımız Mehmet Özhaseki’ye, sonuna kadar destek vereceğimizi belirtmekte yarar var. Sayın Başkanım, sakın ola ki, Abdullah Gül Üniversitesi’nden vazgeçmeyin. Vazgeçtiğiniz anda bunun faturasını, siyaseten, ağır ödersiniz. Ödeme bir yana, argo ifade ile “karizmanın da çizilir!” benden haber vermesi.
***
Ayrıca, bu üniversite için Erciyes Üniversitesi’nin destek verdiğini de Sayın Rektör’den duymak isteriz... Tabi, öğretim üyesi örgütlerinden de... Meslek odaları da... Sivil toplum örgütleri de...
***
Buyurun size, Kayseri’nin geleceğini yakından ilgilendiren “mega bir proje”. Hem de projelerin en büyüğü; herkes sahip çıksın; destek versin buna Başkan Özhaseki’ye de... Başkanı yalnız bırakmayın. Birkaç kişinin kaprisi, emin değilim ama muhtemelen birkaç “vakfın” engellemesiyle bu hayırlı işi “kadük” olmasın.
***
Vakıf Üniversitesi mi? Elbette kurulsun; kim kurarsa kursun; kaç tane kurulursa kurulsun, çok da memnun oluruz. Ama Kayseri’nin “hayır ve hasenat potansiyeli parçalanır”; “kamu üniversitesine Ankara karışır” endişesiyle buna, açıktan olmasa da, - ki, açıktan karşı gelmek için biraz yürek ister – el altından karşı koymanın hiç kimseye yararı yoktur. Buna engel olanların da, ilerde kurulacak “lanetliler bahçesine” büstlerinin dikileceğini unutmasınlar...
***
Ne güzel de başlamıştık. Adını bile koymuştuk; Abdullah Gül Üniversitesi. Başkanımız arsasını bile hazırlamış, imar değişikliği bile yaptırmıştı. Birden bire hava “mart havasına” döndü. Geçen ki, ziyaretlerinde Abdullah Bey bile “es geçti” adını taşıyacak üniversite konusunda. Neden? Oysa, müjde bekliyorduk kendilerinden!
***
Kurulmama nedenini devamlı soracağız; Abdullah Bey’in bir parantez açmayışını da... Diyelim ki, ziyaret programı yoğundu vakit bulamadı burada açıklamaya, şimdi açıklama yapabilir. Zira, Kayseri kamuoyu oldukça endişeli, gidişten.
***
Evet tekrar soruyorum; Abdullah Bey neden sustu, neden bir parantez açmadı, adına kurulacak ikinci kamu üniversitesinden. Yoksa Sayın Gül de Sayın Başbakan gibi mi düşünüyor. Yani, “kamu üniversitesini ne yapacaksınız, vakıf üniversitesi kurun” mu diyor? Mutlaka bir açıklama bekliyoruz!