KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 03.03.2025 12:40

AĞIR OL MOLLA DESİNLER!..

Facebook Twitter Linked-in

Başka dillerde ki, bizimkisi kadar güzel mi? Bilemem… “Bir kitaplık çapta!” diyebileceğimiz deyimler, atasözlerimiz var. Halk irfanından imbik imbik süzülerek günümüze kadar gelmiş. Kıyamete kadar da devam edecek.

***

"Söz gümüşse, sükut altındır", demişler... 

"İki ölç bir biç", demişler... 

"Ağzından çıkanı kulağın duysun", demişler... 

***

Velhasıl velkelam, denmedik söz bırakmamışlar. Ama bunlar "kulağımıza küpe olmamış". Fırsatını bulduk mu, tozutturup duruyoruz.

***

Bizler, özellikle siyasiler, her konuda ve her zeminde söz söyleme gibi bir zorunluluk hissediyoruz. Oysa böyle bir zorunluluk olmadığı gibi, önüne tutulan her mikrofona, söz yetiştirmek, demokrasinin de gereği değildir.

***

Birde siyasiler, üsluplarına da çok dikkat etmelidir. "Üslubu beyan ayniyle insan", diye boşa dememişler.

***

Bir de; “mekânın şerefi orada bulunan iledir” anlamına gelen; "Şerefü'l mekân bi'l mekîn" var. Çok severim, “hüsnü hat” sanatında da sık sık yer verilir. 

***

“Edep ya hû, bu da geçer ya hû!” da; “Lâ fethâ illâ Ali, yâ seyfe illâ zülfikâr” da öyle…

***

"Abicim, kuralını meydana darağacını, sallayalım üçünü beşini, bak sen o zaman ortalık nasıl süt liman oluyor" üslubu, mahalle kahvesi bıçkınlarına yakışır, yöneticilere yakışmaz.

***

Siyasilerin bu tür bir davranışa hakları olmadığı gibi, siyaset arenasını, mahalle kahvesine çevirmeye de hakları yoktur.

***

Mesela, halk her zaman irrasyonel düşünme meylindedir ama yönetenlerin böyle bir hakkı yok. Alacakları her kararın, icabında torunlarımızı etkileyeceğini unutmamaları gerekir. 

***

O nedenle, demokrasilerde, denge ve denetim nedeniyle, çark yavaş döner ama geriye dönüşü olmayan eylem ve işlemlere de çok seyrek rastlarsınız. Şayet, Kayseri’de, kent içinde yapılan ve katliam derecesine varan, ulaşım alt yapılarına da böyle bakabilirsiniz. 

***

Evet… İddia ediyorum, yapılanların çoğu, “ulaşım master planına” öngörüsü değil. Peki, acaba, böyle bir plan var mı? Görmek isterdim, doğrusu…

***

Ülkeyi yönetenler adeta "Bremen Mızıkacılarına" benzerse, her gün her kafadan bir ses çıkarırlarsa, bugün söylediklerini yarın söylenmemiş kabul ederlerse... Siyasete de siyasetçiye de güven kalmaz.

***

"Hafızayı beşer nisyan ile maluldür", yani insan hafızası unutkandır zannedenler yanıldıklarını çabuk görürler, çağımızda...

***

Taşra politikacılığına artık kimse heveslenmesin. İletişim araçlarının bu denli nitelik kazanmadığı dönemlerde taşra tipi politikacılık, geçer akçe idi. Yenice paketinin arkasına yazardın, seçmenin isteğini, sigara bitti mi paketi kaldırıp atardın...

***

Oysa köprünün altından çok sular geçti... Artık, taşra politikacılarının afur tafurunu kimse yemiyor.

***

Çağımızda bilgi ya da bir olay gizlenemiyor ve bu, ışık hızıyla anında kitlelere ulaşıyor. Ankara, bunun hala farkında değil!

***

İletişim araçlarının bu denli nitelik kazanması, taşra politikacılarının çapını gözler önüne serdi. Nesli tükenmiş politikacı tipini benimseyen yeni kuşakları gördükçe, yüreğim cız ediyor. “İster istemez, sizde mi?” sorusu akla geliyor.

***

Politika ve politikacıyı insanların gözünden düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle herkes ve özellikle politikacılar davranışlarına, sarf ettikleri sözlere çok dikkat etsin. Ağızlarından çıkanı, kulakları duysun.

***

Fatura ödeye ödeye imanımız gevredi! Gücümüz kalmadı. Devasa sorunlar ülkenin Önünde dururken, yapılan tutarsızlıklar, kahrediyor insanı.

***

Herkes şapkasını önüne koysun ve bir özeleştiri yapsın. Kendilerini hatadan münezzeh görenleri toplum affetmez... Tarih de...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —