KADİR DAYIOĞLU


AĞAÇLANDIRMA MI YOKSA ORMANLAŞTIRMA MI?

Vakti zamanında, Kayseri OSB’yi genişletmek, haliyle Hürmetçi Sazlığını yok etmek isteyenlere; “Yapmayın, etmeyin yaratana hürmeten, Hürmetçi’ye hürmet edin”, diye yalvarırken meramımız buydu efendim.


11 Kasım “Milli Ağaçlandırma Günü” nedeniyle, Kayseri’de de, ağaçlandırma faaliyetleri yapılacak. Binlerce fidan toprakla buluşacak. Tabii, buna “Ormanlaşma” diyenler de var. Öyle ya da böyle, dikilen her ağaç, doğanın ciğerine bir katkı.

***

Unutmayalım, ormanlar doğanın akciğeri, sulak alanlar ise böbreği. Buraları şu ya da bu nedenle yok etmek, doğanın akciğeri ve böbreğinden bir parçayı kesip atmakdır.

***

Vakti zamanında, Kayseri OSB’yi genişletmek, haliyle Hürmetçi Sazlığını yok etmek isteyenlere; “Yapmayın, etmeyin yaratana hürmeten, Hürmetçi’ye hürmet edin”, diye yalvarırken meramımız buydu efendim.

***

Ama bu fakirin uğraşısına, DOĞABEL dışında resmi devair de dahil, hiç destek veren olmadı. Zamanla, onların da sesi duyulmaz oldu? Neden oldular? Bilmiyorum. Ama biz işimizden olduk, Sanayi Odası’ndan kovulduk…

***

Buna rağmen, kısmen de olsa, genişletmeye muvaffak oldular. Şimdi ise, Hürmetçi, kıymete bindi, övgüler yağmaya başladı. Koruma altına alındı. Buna da şükür!

***

Kovulduktan sonra da, ben bu mücadeleyi verirken, KAYSO Yönetim Kurulu Üyesi, süt ürünleri ile iştigal eden bir sanayici, bir ORAN toplantısında bana; “Kadir Bey, Hürmetçi deyip, deyip duruyorsun. Orada camızdan başka yaşayan bir şey yok!”

***

Tabii, durur muyum? Ben de;“Beyefendi, bir de süt ürünleri işliyorsunuz, camızın hangi habitatta yaşadığını bilmiyorsun!”, yanıtını vermiştim. O zaman ORAN Genel Sekreteri Mustafa Palancıoğlu idi. 

***

Gözleri doymayanlar, Başkan Mehmet Özhaseki’ye; “Burada kuş, muş yok. Yayınlanan fotoğrafa da foto montaj!” dedirtmişlerdi. Sonra, flamingolar gelince, TVde flaş haber olunca, Başkan; “Beni, yanıltmışlar!” yanıtını vermişti.

***

O nedenle; ülkeyi ve kentleri yönetenlere, kanaat önderlerine “önce habitat, orman, sulak alan, ağaçlandırma” nedir, öğretmek lazım.

***

Mesela, orman, çok çeşitli hayvan (fauna), çok çeşitli bitki (flora) varlığının ortaklaşa yaşadığı binlerce hektar bir alan. Çok büyük bir aile... Hepsi sembiyotik ilişki içerisindeler, bir birini besler. O nedenle, birini yok ettiğinizde, diğerleri de birer birer yok olur.Domino teorisi gibi…

***

Mesela, orman içinden geçen bir derenin, güzergahını değiştirirseniz, kuşlar, su ihtiyacı için başka yere gider. Bunlar gidince de, bunların yediği, örümcek gibi, zararlı hayvanlar çoğalır, çoğalır… Ağaçları boğmaya başlar…

***

Ayrıca, orman ve sulak alan insan eliyle oluşmaz. Milyonlarca yılda oluşur. O nedenle, insan eliyle oluşan, “ağaçlandırma” ve “su birikintisi”, gölet, havuzdur… O nedenle bu kavramları, bir biri ile karıştırmamak gerekir.

***

Demem o ki; belediyeler, diğer kurum ve kuruluşlarca yapılan çalışma, “ormanlaştırma” değil, “ağaçlandırmadır.”

***

Peki, yapmayalım mı?Elbette yapacağız. Her gördüğümüz boş yere bir ağaç dikeceğiz. Mesela, Hisarcık üstünde, Tekir eteklerinde çam ağırlıklı yapılan “ağaçlandırma” çok güzel bir örnek. Çamlar, büyüyünce, o bölgeye bir güzellik, bir canlılık getirdi. “Buralarda, çam yetişmez!” inancı yıkıldı. Artık, işlem tesisler doğru gidiyor.

***

Bunu başaranda, dönemin Melikgazi Kaymakamı, Mehmet Güler (31.08.1992-01.09.1997), beş yıl bu görevde bulundu ve bunu başardı. Herkes, bir Mehmet Güler olmalı. Ülkemize, çayı getiren Zihni Derin, kiviyi getiren Adnan Kahveci gibi…Yoksa, bu dünyaya, “ot gibi gelir, ot gibi gidersin!”

***

Mehmet Güler, bir inanılmazı başardı. Yöneticilerimiz de, anısına buraya; “Kaymakam Mehmet Güler Hatıra Ormanı”, dedi. İnanın, buradan geçerken gurur duyuyorsunuz, gözünüz yaşarıyor.

***

Tabii, yine Hisarcık çıkışında, Taş mekan, civarında bulunan “çamlık” da, dönemin Hisarcık Belediye Başkanı, merhum Mehmet Uçmaz’ın gayreti ile yapıldı.

***

Çamlığın Hacılar tarafı meşelik, doğal bitki örtüsünün bir parçası... Güneş enerjisi ve tüp gaz kullanılmaya başlayınca, meşe odununa ihtiyaç kalamadı. Köylüler de kesmez oldu. Orman idaresi de koruma altına alınca, çok güzel bir görüntü çıktı, ortaya.

***

O bölgenin, aslında Kayseri’nin meşe doğal bitkisi. On yıl dokunmayın, dağlar taşlar, meşe ile dolar… Tabii, kargaları, sincapları, fareleri bölgeden kovmazsanız. Allah’tan rüzgara engel olamıyoruz. Zira, tohumların bir kısmını o taşıyor.

***

Bu vesile ile bağcılara da bir önerim olacak. Ağaç yeri değiştirmenin, yeni fidan, gül dikmemin,kış mücadelesinin (bordo bulamacı) tam zamanı. Baharı beklemenize gerek yok. Yarma ya da kalem aşısı, budama da yapabilirsiniz.