İnsanlık tarihine baktığımızda, yaratılıştan bu yana, defalarca toplum olarak yoldan çıktığına şahit oluyoruz ki Hz. Havva, Cennette yasak elmayı yemesiyle başlamıştır.
Yüce yaratan Allah, toplumu doğru yola sevk etmek için hemen her topluluğa, emirlerini tebliğ etmesi ve insanları doğru yola yönlendirmesi için peygamberler göndermiştir. Son dört peygambere ise toplum okuyup da anlasın, uysun diye kitap da göndermiştir.
Hz. Musa’ya Tevrat, Hz. Davut’a Zebur, Hz. İsa’ya İncil ve Hz. Muhammed’e Kuran indirildi.
Tevrat ve Zebur Yahudi kavmine indirilmiştir.
Günümüzde de şahit olduğumuz gibi, en çok yoldan çıkan kavim onlardır.
İnsanın yaratılışına baktığımızda…
Kur'an-ı Kerim'e göre insan; Allah'ın bizzat kendi eliyle yaratarak ruhundan nefyettiği, maddî ve manevî organ ve cihazlarını düzgün ve dengeli bir şekilde düzenleyerek en güzel sureti verdiği en değerli ve en şerefli mahlûkudur.
Hicr Suresi 28 ve 29 Ayetler:
“Hani Rabbin meleklere şöyle demişti: “Ben pişmemiş kuru çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım.”
Ve “Yaratılışını tamamlayıp onu insan olarak düzenlediğim ve içine kendi ruhumdan üflediğim zaman, ona secde ederek yerlere kapanın.”
Diğer yandan Yüce Allah, Kuran’da kendisine karşı kulluk görevlerini yerine getirilmesini isterken, diğer yandan toplum içindeki davranışlarına daha da önem vermesini emretmiştir.
Çünkü kulluk görevini yerine getirmek, Allah ile kul arasındaki iletişim olması yanında, toplum içindeki davranış, toplumu ilgilendirmektedir.
İnsanların toplum içindeki davranışları, toplumu da sağlıklı bir şekilde bir arada tutmaya, birlik ve beraberlik içinde yaşamaya yönlendirir.
Yüce Allah…
Maide Suresi, 8. Ayetinde: “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
Buyurmuştur.
Acaba “Ben Müslümanım” diyenler bunları bilmezler mi?
Ne yazık ki bilmek bir tarafa, Allah’ın ilk emri olan Alak Suresi 1. Ayetinden bile haberleri yok gibi davranıyorlar.
O ayette Rabbimiz; “Oku… Yaradan Rabbin adı ile oku” emrini veriyor.
Okumak, öğrenmek, ilim yapmak, bilgi sahibi olmak ve öğrenmek için çaba sarf etmek o kadar önemli ki…
Ne güzel ifade etmiş Hz. Ali…
“Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum…”
Yönetenler…
Yönetilenler…
Yüce Allah’ın kitabı Kuran’ın birçok yerinde ifade ettiği gibi, davranışlarını adalet üzere yapsalar…
Görev ve sorumluluğu liyakat sahiplerine verselerdi, bugün her halimizle huzur içinde olacaktık
Ve şimdi Yüce Allah’ın affına sığınarak avazımızın çıktığı kadar bağırıyoruz…
Adaletin bu mu dünya?
Elbette adalet, dünyanın işi değil, yönetenin, yönetilenin işi ama biz yanlış yerlerde arıyoruz.
İnşallah bir gün gelecek, arzu ettiğimiz, İnsanın yaradılışından gelen o güzel özelliklere ulaşacağız.
Ama ne zaman?
Onu da kısaca bir iki cümle ile belirteyim…
Ne zaman din tacirlerinin, Allah ve Kuran ile bizleri aldatmaya ve buralardan çıkar sağlamaya çalışanların arkalarından gitmeyi bırakırsak…
Ve elbette “Oku” emrine uyarak okuyup ilim ve bilgi sahibi olma çabası içinde olursak.