MUSTAFA CENGİZ


ADALET !

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in harika sözü; Silah satan barış ister mi? İlaç satan sağlık ister mi? Din satan ilim ister mi? Hırsız olan hukuk ister mi? Bütün sorun bu… "Yenilmiş kul hakkını ne Mekke temizler, ne de tekke." Yani.. Devlet parası ile umre olmaaz. Rahmetle....


Bu fıkraya merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, sıklıkla anlatırdı. Bir hatırlatma...

Avcının  biri, avladığı ördeği yolmuş, temizlemiş fırıncıya pişirmek üzere  vermiş 

" -Akşam  üzeri alırım..." diyerek gitmiş.

Akşama doğru fırıncı nar gibi kızarmış  ördeği fırından çıkardığı  esnada, fırından ekmek almaya gelen  kadı  efendi ördeği görünce canı çekmiş, Kadı fırıncıdan ördeği  isteyince , fırıncı  "sahibi var veremem kadı efendi  " demesine rağmen, kadı 

" -Sen sahibine birşeyler  söylersin... " 

demiş  ve ördeği kapıp  gitmiş.

Fırıncı  kara kara düşünürken  ördeğin sahibi avcı  gelmiş ve ördeğini  istemiş  , 

Fırıncı; 

- Senin ördek uçtu demiş. 

Avcı; 

- Anlamadım ? deyince. 

Fırıncı;

- Senin ördek uçtu gitti, diye tekrar edince , 

Ördeğinin üzerine çöküldüğünü anlayan avcı; 

- Ulan içi boşalmış, tüyü yolunmuş ördek nasıl uçar demiş odunu kaptığı gibi fırıncının üstüne yürümüş, fırıncı da fırın  küreğini kapmış, başlamışlar  kavgaya ..

Yoldan geçen musevi bir vatandaş kavgayı görünce ayırmak  istemiş ama fırıncının küreği adamın gözüne gelmiş ve bir gözü  çıkmış.

Bu defa acıyla musevi vatandaş ta bir olmuş, 

fırıncı çareyi kaçmakta bulmuş.

Fırıncı bahçelerden, duvarlardan atlayıp  kaçarken duvar dibinde güneşlenmekte olan hamile bir kadının üzerine  düşmüş, kadıncağız korkudan çocuğunu zayetmiş.

Kadının  kocası durur mu ?

Fırıncı önde can havliyle, avcı arkasında sinirle,onun arkasında  bir gözünü kaybeden musevi acıyla, onun da arkasında  çocuğunu kaybeden adam intikam hırsıyla koşmaca kovalamaca derken, fırıncı önüne çıkan bir eşeği kaçmak fırsatı olarak  görmüş, kuyruğundan yakalamak isterken eşeğin kuyruğu fırıncının elinde kalmış. 

Bu defa konvoya (!) eşeğin sahibi de katılmış...

Neticede artık bitkin düşen fırıncı yorulmuş ve yakalanmış, hep beraber kadı efendinin huzuruna çıkmışlar.

Kadı, önce avcıya ne olduğunu sormuş , Avcı ; 

- Muhterem kadı efendi, ben bir ördek avladım, yoldum, temizledim, fırıncıya verdim, ama akşam almaya gittimde bana uçtuğunu söyledi.

Kadı biraz düşünmüş " Şu kara kaplı  kitaba bir bakalım  ne diyor ? " demiş, başlamış sayfaları karıştırmaya. 

- Hımm , ördek ... ördek..hah ! 

buldum, demiş.

Ördeğin  karşısında tayyar (uçar) yazıyor, demek ki uçmuş. 

Avcı itiraz edecek olmuş. 

Kadı hiddetle yerinden kalkmış  ; 

 - Bana bak zındık, demiş, kitaba karşı mı geliyorsun, yatırırım falakaya, deyince avcı sesini çıkarmadan oradan ayrılmış.

Kadı musevi vatandaşın, fırıncıdan olan şikayetini dinlemiş, yine kitabı karıştırmış, yine hah buldum ! demiş ve okumuş ; 

 - Her kim ki bir müslüman, bir gayrımüslimin iki gözünü çıkara gayrimüslim de müslümanın bir gözünü çıkara. 

Musevinin kafası karışmış, 

 - Yani ? 

demiş  kekeleyerek, 

- Yanisi şu ; fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, sen de  onun bir gözünü çıkaracaksın. 

Musevinin zaten bir gözü kalmış " Şikayetimden vazgeçtim " demiş ve gitmiş.

Kadı efendi çocuğunu düşüren kadının kocasını dinlemiş kitaba hiç  bakmadan ; yasalara göre her kim ki bir kişinin malını zayede, derhal onun yerine yenisini koya.

Bu sebeple 'ona karını vereceksin o sana yeni çocuk yapacak'demiş.

 Adam bakmış karısı elden gidiyor,arkasına  bile bakmadan sinirle çıkmış o da gitmiş.

Kadı eşeğin sahibine dönmüş ; 

Senin şikayetin ne demiş ?

Eşeğin  sahibi ; 

 - Aman efendim , benim ne şikayetim olur, ben yüce adaletinizi izlemek için  gelmiştim..

SÜLEYMAN DEMİREL’İN HAYATA 

DAİR ALTIN ÖĞÜTLERİNDEN...

Derlemeyi yapan isim Prof.Dr Osman Müftüoğlu.

1-Hiçbir suyun derinliğini iki ayağınızla birden yoklamayın.

2- Kederde de mutlulukta da “Bu da geçer” demeyi unutmayın.

3- “Daha fazla daha iyidir” diye kendinizi kandırmayın.

4- “Her gecenin sabahı olduğunu” daima hatırlayın!

5- Hayat maçını kaybettiren golleri en çok “Kendinizi en güçlü hissettiğiniz anlarda” yiyebileceğini aklınızdan çıkarmayın.

6- Konuşmaya başlamadan önce şu 4 cümleyi anımsayın:

*Söylediklerimin gereği var mı?

*Anlattıklarım iyilik ve şefkat içeriyor mu?

*Söylediklerim birini incitiyor mu?

*Söz ettiklerim sessizliği bozacak kadar değerli mi?

7- Huzurlu bir yaşam için dinleten değil dinleyen, yargılayan değil anlayan, eleştiren değil hoş gören, kavga eden değil affeden olun.

8- Hakiki dost iyi günde davetle, kötü günde kendiliğinden gelir.

9- Yıllarınızı nasıl geçirdiğiniz, o yılların içine ne kadar çok hatırlanabilir ve güzel an ve anı sığdırdığınız, sizin kaç yıl yaşadığınızdan çok daha önemli ayrıntılardır.

10- Kaybettiklerinin bazen kazancın da olabileceğini unutma.

11- Mutluluk, küçük şeyleri büyük fırsatlara çevirenilme becerisidir.

12- Sabır öfkeden, nezaket nefretten iyidir.

13- Basit ve anlaşılabilir ifade edemiyorsanız yeteri kadar anlamamışsınız demektir.

14- Her tohum kendi toprağında yeşerir, tohum çiçeğini, çiçek meyvesini göremez.

15- Geçmiş pişmanlık, gelecek endişedir. 

Huzur ise sadece şu anda ve bugündedir... 

CUMHURİYET...

Süleyman Demirel diyor ki;

Eğer bana 'Cumhuriyet nedir?' diye sorarsınız, size cevabım şudur: 

'Cumhuriyet benim işte!' İslamköy’den çıkmış bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyet’tir. 

Cumhuriyet budur. 

Bunu büyük Atatürk’e borçluyuz.

DEVLET ADAMLIĞI...

Bu da bir başka tecrübe'nin anekdotu...

Seçimlerden %50 oy alarak Başbakan olan Süleyman Demirel meclisin ilk günü meclis binasında İsmet İnönü ile karşılaşır. 

İnönü sorar;

- Meclisin kaç merdiveni var Süleyman biliyor musun?

Demirel;

- Bilmiyorum!

Beklemediği bir soruyu cevapsız bırakan Demirel içten içe bozulmuştur. 

Bir kaç gün sonra yine İnönü'nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek; 

- Efendim meclisin 220 merdiveni var! der

- Kime saydırdın? diye sorar İnönü.

Demirel; 

- Bizzat ben saydım efendim! der.

Ve bunun üzerine İnönü'den tarihi bir söz duyar.

- Bak Süleyman. Lider odur ki zor işlerle uğraşsın. 

Lider basit işleri kendi yapmaz, alt kademedeki kişilere yaptırır. 

Bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. 

Sana saydırdım.

İSTERLER Mİ?

Rahmetli Süleyman Demirel'in harika sözü; 

Silah satan barış ister mi? 

İlaç satan sağlık ister mi?

Din satan ilim ister mi?

Hırsız olan hukuk ister mi? 

Bütün sorun bu…

"BİR CÜMLEDE, BİN CÜMLE"

Süleyman Demirel, eşi Nazmiye Demirel’in durumu ağırlaşıp doktorların, 

“Sayın Cumhurbaşkanım gelmeseniz de olur, artık sizi tanımıyor” 

cümlesine verdiği yanıt herkesi ağlattı: 

“Ben onu tanıyorum ya...”

SON SÖZ MÜ?

Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel..

Namı diğer Çoban Süleyman demişti ki;

"Yenilmiş kul hakkını ne Mekke temizler, ne de tekke."

Yani..

Devlet parası ile umre olmaaz.

Rahmetle....