Görüşelim, müzakere edelim, tartışalım, varız da…
Hepsinden önce açık olalım, kafamızın arkasında bir şeyleri gizlemeden, dosdoğru ortaya koyalım ki sonuca da hem çabuk, hem akılcı hem de doğru çözüm bulmuş olalım.
Bunların dışında bir tavır ile masaya oturmak ki bu da çok yanlış bir söylem, ayrıca bu düşüncelerle masaya, görüşmeye oturmak, çözümsüzlük demektir.
Diğer yandan bir başka soru, neyi çözeceğimizi de bilmezken…
Örneğin Diyarbakır iline Amed, Güneydoğu Anadolu Bölgesine Kürdistan, bir kişinin adını anarken başına sayın eklerken ve “Türkiye Halkları” diyerek milleti etnik kimliklerine bölerek aradan sıyrılmaya çalışırsanız, sizinki “Çözüm yolunda çaba sarf etmek” olmaz, olsa olsa kendi istikbal ve ikbaliniz için siyaset yapmak olur.
Bunların kabına su taşıyanlar da aynı onlar gibi, kendi ikbal ve istikballeri için çalışanlardır.
Yani milletim birliği, vatanın bölünmez bütünlüğü için yapılması gereken çalışma ve önerilerden uzak, boşuna çabadır.
Yani; açık olmadan başarı olmaz…
XXX
Değerli okurlar…
Yazarız, söyleriz yeri geldiğinde.
Deriz ki; “Dert bir değil ki ağlayasın, deli bir değil ki bağlayasın…”
Ülkemizin sorunları o kadar çoğaldı ki, hangisi ile başa çıkacağımızı artık bilemez olduk.
Ekonomik sorunlar bir yandan, sağlık sorunları bir yandan, sokaklarda güvenli yürüyememek sorunu bir yandan, kavgalar, döğüşler, ölümlü sonuçlananları da var aralarında.
Gerçekler ortada iken, iktidar ha bire gündemi kendi isteği doğrultusunda değiştirmek ve sorunların üzerine kapatmak istiyor.
İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz?
Ne kadar iktidarda kalabiliriz.
Oysa sistemi değiştirmemiş olsaydık, rahmetli, Süleyman DEMİREL’in dediği gibi, altı sefer gidip, yedi sefer gelebilme olanağı vardı.
Ancak şimdi öyle değil, iki kez gele biliyorsunuz, orada noktalıyorsunuz.
Siyasi hayatınızı da noktalıyorsunuz.
XXX
Toplum, siyasilerin tümünden şunu bekliyor.
Öncelik evet milletin birliği ve vatanın bölünmez bütünlüğü. Bunu sağlamak için toplum her zaman hazırdır. Görev verilsin, kimse kaçmaz.
Ama bizim de seçerek göreve getirdiğimiz, ayrıca sizler de “İktidarı denetleyin” anlamında muhalefetle görevlendirdiğimiz siyasilerden istediklerimiz var.
Toplumu düşünmeniz önceliğiniz olsun.
Açık olun, saklamadan gizlemeden yönetin.
Ülke yönetiminin “Gizlilik gerektiren” işleri olmaz mı?
Elbette olur, ancak onlar da denetimden ayrıcalıklı değildir. Yapılacak TBMM çatısı altındaki kapalı oturumda, milleti temsil edenlerin tamamına anlatma olanağı vardır.
Çünkü TBMM’den hiç bir şey saklanamaz, saklanmamalıdır da.
Bilinmesi gereken kesin kural şudur…
Hemen her konuda açık olmadan sonuca varmak pek de öyle sanıldığı gibi kolay değildir.
Karanlıkta yürüyenlerin gözleri, karanlığa alışana kadar, öngöremediğiniz bir yere takılır da ortalık toz duman olabilir.
XXX
Yarın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. Yıldönümü, hepimize kutlu olsun…