RECEP BULUT


  “ZAMANI GELDİĞİNDE HERKES  KARARIMIZI GÖRECEK! “

Taner Yıldız, “Jübile yapacak mısınız?”  sorusuna “Yeri ve zamanı geldiğinde herkes kararımızın ne olduğunu görecek!”  cevabını verdi.


ELİTAŞ’TAN SONRA TANER YILDIZ’DAN DA CEVAP GELDİ!

***AK Parti saflarında özellikle Mustafa Elitaş ve Taner Yıldız’a dönük başlatılan 2023 seçimleri öncesi “Jübile yapacak mısınız?” çağrısına Elitaş’ın jübile yapacağına yönelik cevabından sonra gözlerin çevrildiği Taner Yıldız’da,  “Günü geldiğinde hiç kimse bu mana da sıkıntı çekmesin!” cevabını verdi.

“BİZİM KOLTUK, MASA VE

SANDALYE KAYGIMIZ YOK AMA!”

***AK Parti Milletvekili Taner Yıldız’ın açıklamasında, Elitaş gibi “jübile yapacağım” demesi yerine “Biz koltuk, masa ve sandalye meraklısı değiliz ama işimize bakıyoruz, yeri ve zamanı geldiğinde herkes kararımızın ne olduğunu görecek!” diye üstü kapalı mesaj vermesi dikkat çekti.

Malum bu tartışmayı Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya başlattı…

AK Parti Milletvekilleri Mustafa Elitaş ve Taner Yıldız’ın adını vererek artık 2023 seçimleri öncesi siyasi jübile yapmaları çağrısında bulunmuştu…

Bu çağrıya ilk cevap Mustafa Elitaş’tan gelmişti…

Kayseri’de ki basın mensupları ile birlikte Erciyes Anadolu Holding’in tanıtım davetine katılan Elitaş,  Osman Çiftçi’nin Altınkaya’nın çağrısını hatırlatması üzerine, “2023 yılında 21. yılımızı tamamlamış olacağız. Jübile dönemi diye söylüyorum. Çok gayret ettik. Kayseri’ye önemli hizmetlerde bulunduğumuza inanıyorum. Bunun yanı sıra milletvekilliği yaptım, plan bütçe komisyon üyeliği yaptım, sanayi, ticaret komisyon üyeliği yaptım, Cumhuriyet tarihinde herhalde benim kadar grup başkanvekilliği yapmış biri yok, bakanlık yaptım. Şimdi de komisyon başkanlığı yapıyorum. Bizim hafızamızdan, bilgi birikimimizden faydalanmak isterler, onun görev yerleri de çok farklı. Hizmet etmek sadece milletvekili olarak olmuyor. Hizmet için her taraf var. Biz bu hizmetimizi yılların birikimiyle, edindiğimiz çevreyle, jübilemizi yaptıktan sonra da inşallah yapabileceğimizi tahmin ediyorum" diye konuşmuştu…

Elitaş’ın bu açıklamasından sonra gözler Taner Yıldız’a çevrilmişti…

Kayseri Şehir Hastanesi’nin Tıp Fakültesi Hastanesi’ne dönüştürüldüğüne ilişkin düzenlenen törene katılan Taner Yıldız’a, basın mensupları Veli Altınkaya’nın “jübile çağrısını” hatırlattı. 

Yıldız, “Biz fiili olarak işlerimizi takip ediyoruz. Kayseri’de taş üstüne taş nerede konur, nasıl hizmet ederiz onu yapıyoruz. Günü geldiğinde hiç kimse bu manada sıkıntı çekmesin. Bu kardeşiniz, Kayseri’ye hizmet ettiği her dönemin başında Cumhurbaşkanımıza kendisine alternatif olarak üç tane ismi sunmuş birisidir. Biz koltuk, masa ve sandalyelerle alakalı kaygımızın olmadığı bir dönemi hep beraberi geçiriyoruz. Hatırlarsınız, televizyonlar da bunu çok fazla dillendirdik. Üç dönemden fazla bir milletvekilinin görev yapmaması ile ilgili AK Partimizin, Cumhurbaşkanımızın aldığı karara en fazla hararetle savunan kişilerden birisi olarak bunu söylüyorum. O yüzden biz bugünün gündemine bakıyoruz, yapılacak işlerimize bakıyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde herkes kararımızı hep beraber görecek” dedi.

Taner Yıldız’ın cevabı böyle…

Yıldız’ın verdiği demeçte gizli bazı mesajlar var onları iyi analiz etmek lazım…

Birincisi her seçim öncesi kendisine alternatif olarak milletvekili adayı gösterilmek üzere Cumhurbaşkanına üç ismi önerdiğine ilişkin mesajı…

Çok ilginç!

Demek ki Taner Yıldız her seçim öncesi kendi yerine milletvekili adayı gösterilmesi için cumhurbaşkanına üç isim önermiş!

Kim bunlar acaba?

Parti içinden mi?

Yoksa sanayici ya da cemaat çevrelerinden mi?

Parti İl Teşkilatının bundan haberi oldu mu acaba?

Eminim ki onlar da ilk defa böyle bir şeyden haberdar olmuşlardır!

Aslında AK Parti üç dönem değil de iki dönemden fazla üst üste milletvekilliği yapamayacağına ilişkin karar vardı ama karar daha sonra rafa kalktı…

Şimdi de o karar ağza bile alınmaz oldu…

Sonuçta Taner Yıldız, “Biz koltuk, masa ve sandalye meraklısı değiliz ama işimize bakıyoruz, yeri ve zamanı geldiğinde herkes kararımızın ne olduğunu görecek!” derken üstü kapalı bir mesaj da yolluyor!

Yani Elitaş gibi peşinen jübile mesajı vermiyor!

SİYASET NE  KAZANDIRIR  NE KAYBETTİRİR?

Siyaset çok ilginçtir…

Özellikle bizim gibi ne Avrupalı, ne Asyalı ne de Ortadoğulu olduğuna ilişkin net çizgilerin olmadığı ülkelerde…

Genel de her ağzını açan, “siyaset ülke menfaati için yapılır” der…

Peki cidden öyle mi?

Yoksa “siyaset ülke menfaati için yapılır” sözü bir slogandan ibaret mi?

Siyaseti kendine bir meslek edinmemiş, kazanç kapısı olarak görmeyen, makam-mevki sahibi olmanın yolu olarak görmeyen insanlar için elbette bu söz geçerli değil…

Doğru da çevreniz de bu türden kaç siyasetçi tipi var?

Bir, iki, üç, beş ya da on kişi…

Şöyle gönül rahatlığıyla ister sağcı ister solcu, parmakla gösterebileceğiniz tek bir kişi var mı?

Yok!

Siyasete başladığı tarihten bugüne kadar zenginleşmeyen!

Taraf-etrafını makam ve mevkii sahibi yapmayan!

Ya da tersinden sorayım:

“Ben siyasete girdiğim tarihten bu yana fakirleştim! Malım-mülküm, gelirim azaldı! Yoksullaştım! Ben bu şartlarda vatanıma-milletime daha fazla hizmet edemem! Beni maruz görün! Ben işimin başına dönüyorum!” diyen kaç siyasetçi var!

Var mı?

Yok!

Peki fiili durumda siyaset nasıl yapılıyor?

İlçeden başlayıp, İl’e oradan da Genel Başkanlığa kadar uzanan süreci şöyle ana hatlarıyla bir tanımlamakta yarar var…

İLÇE  BAŞKANI İSENİZ…

İlçe Örgütünü belirlersiniz…

Eşi-dostu yönetime yazarsınız…

İlçe Belediye Başkan adayını belirlersiniz…

İl Delegelerini belirler, kimin İl Başkanı olacağına siz karar veririsiniz…

Destelediğiniz İl Başkanı kazanırsa sizde kurultay delegesi olursunuz…

Milletvekili adayını belirlersiniz…

Genel Başkanı ve PM’yi seçersiniz…

Ankaralar da günlerce beş yıldızlı oteller de ağırlanır, el üstünde tutulursunuz…

İL BAŞKANI  SEÇİLİRSENİZ…

İl Yönetimini belirlersiniz…

Belediye Başkan ve Belediye Meclis Üyelerini tespit edersin…

Kimlerin kurultay delegesi olacağına karar verirsiniz…

Kimlerin milletvekili adayı olacağında etkili olursunuz…

PM’ye kimlerin gireceği ve o partinin başına kimin geçeceğine siz ve sizin gibi seçilen diğer İl Başkanları karar verir…

El üstünde tutulusunuz…

Partiye hâkim olduğunuz da sizde milletvekili aday listesinin başına oturursunuz…

Ve parti İlçe ve İl örgütlerini ele geçirdiğiniz de dilediğiniz kadar milletvekili olursunuz…

Bir dönem, iki dönem, üç dönem, dört dönem…

Sürer gider…

Parti Genel Başkanlığı da öyle bir şey işte!

Zengin mi ya da fakir mi olursunuz bilemiyorum…

İşte onun için ABD ve Avrupa da buna izin verilmez…

Bir dönem…  Haydi olmadı o dönem acemilikti iki dönem…

Üç dönem…

Olmaz!

İlçe örgütleri, İl Örgütleri, PM, Genel Başkan beni istiyor!

Yok kardeşim!

Âlem-i cihan olsan iki dönem!

Ötesi! Ötesi yok!

Siyaset hiç kimsenin geçim kapısı ya da zenginleşme aracı olmamalı…

Bu kural oturmadığı sürece biz ve bizim gibi yarı Avrupalı, yarı Asyalı ve yarı Ortadoğu kimliğinden asla kurtulamayız!

İlçe Başkanı İl Başkanını, İl Başkanı milletvekilini, milletvekilini de genel başkanı seçer bu kısır döngü ilelebet sürer gider…