NEBAHAT ERDOĞAN


23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK…

Ulusal Egemenlik ya da millî hâkimiyet, devletin gücü olan egemenliğin doğrudan doğruya ulusa ait olmasıdır. Millî egemenlik, ulus egemenliği ya da hâkimiyeti milliye olarak da adlandırılır. Yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ifade etmektedir. Bu tanım ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesi ile ete kemiğe bürünmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bayramlarının her birinde ayrı ayrı tarihi adımlar atılmıştır… Bunlardan biride 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıdır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl coşku ile kutlanır (dı). [dı] diyorum çünkü, önce programlarda kırpma yaparak kutlanmaya başlandı.


Ulusal Egemenlik ya da millî hâkimiyet, devletin gücü olan egemenliğin doğrudan doğruya ulusa ait olmasıdır. Millî egemenlik, ulus egemenliği ya da hâkimiyeti milliye olarak da adlandırılır.

Yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ifade etmektedir.

Bu tanım ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesi ile ete kemiğe bürünmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bayramlarının her birinde ayrı ayrı tarihi adımlar atılmıştır…

Bunlardan  biride  23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıdır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl coşku ile kutlanır (dı).

[dı] diyorum çünkü, önce programlarda kırpma yaparak kutlanmaya başlandı.

Şimdilerde de, ulusal bayramlarımız da bir şeyler bahane edilerek kutlamalara pek katılınmıyor.

Ancak halkın bu bayramlara sahip çıkma oranı son yıllarda tavan yapmaya başladı.

Bilmem anladınız mı!

Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de açılmış ve Türk halkı bu tarihte egemenliğini ilan etmiştir.

Atatürk, 23 Nisan 1924’de 23 Nisan gününü bayram olarak kutlanmasına karar vermiş, bu tarihten beş yıl sonra ise 23 Nisan 1929 yılında,Mustafa Kemal Atatürk, en sevdiği kişi olan, bu bayramı çocuklara arman etmiş ve 1929 yılında ilk olarak 23 Nisan Çocuk Bayramı olarak kutlanmıştır.

Kısa bir tarih hatırlamasından sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çeşitli etkinliklerle kutlansa da,o günlerden günümüze kadar gelen durumu ise hem ülkemiz, hem de Milli değerlerimiz açısından üzüntü verici bir hal aldı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği, yegane bayramımızda, artık dünya ülkelerinden konuklar gelmiyor, sönük bir kutlamalarla adet yerini bulsun havası estiriliyor.

Oysa;

23 Nisan kurtuluş mücadelesinden çıkmış, bağımsızlık ve egemenliğini tüm dünyaya ilan ettiğimiz gündür.

Mustafa Kemal Atatürk, bu özel ve anlamlı günü çocuklara seslenişiyle de ayrı bir anlam kazandırmıştır.

Ve…

“Küçük hanımlar, küçük beyler.

sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.

Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizlersiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız, sizlerden çok şey bekliyoruz.”diyerek bu, çocuklara verdiği önem ve güveninin sözleriydi.

Emin olun hiçbir lider çocuklar için, bu kadar emin sözler söylememiş, bu kadar güven duymamıştır. 

Ne kadar Mustafa Kemal Atatürk’ü silmek için uğraş verilse de…

Kazanılan zaferler Cumhuriyete giden ilk adımlardı, Türkiye Cumhuriyeti özgür, egemen, kadın erkek demeden eşitlik ilkesine sahip olan, demokratik bir devlet olarak tüm dünyaya ilan edilmiştir.

Ve bir dünya lideri olarak tarihe geçmiştir.

Bizlerin görevi geleceğimize, egemenliğimize, bağımsızlığımıza sahip çıkacak olan çocuklarımızı Atatürk ilkeleri ile yetiştirip bu ülkeye faydalı bireyler kazandırmaktır.

Fikri hür, vicdanı hür nesiller, ancak ve ancak Atatürk ilke ve İnkılaplarından yola çıkarak Ülkemizi, milletimizi ve Türkiye Cumhuriyetimizi ayakta tutacaktır.

TEMSİLİ OLARAK…

Her 23 Nisan’da Türkiye Büyük Millet Meclisi temsili olarak çocuklar tarafından yönetilir.

Birkaç saatliğine de olsa söz hakkı verilen çocuklar, Türkiye için, çocuklar için isteklerini dile getiriler. 

Onlar için ne büyük heyecandır, TBMM’si yönetmek.

Keşke çocuklar yönetse,

Çünkü onların kavgaları, ne sözlü olarak, ne de fiziksel olarak büyük yaralar açmaz… Ama TBMM’nin yüzlerce yetişkin Milletvekili bir birlerine hakaret etmekten başka bir şey yapmıyor.

Tabi bazı kurumlarımızda da (Valilik, Belediye Başkanlarımız) bir günlüğüne koltuklarını çocuklara bırakarak, onların istek ve arzularını not ederler.

Bu bayramın diğer bir özelliği, tüm dünya çocuklarının Türkiye çatısı altında toplanmasıydı. Ülkelerden gelen çocuklar, burada 23 Nisan bayram coşkusunu hep birlikte yaşar, güzel anılarla ülkelerine dönerlerdi.

Bilmem hatırlar mısınız?

TRT’de yaşanan o muhteşem merhum Halit Kıvanç’ın sunumu ve Barış Manço’nun dünya çocukları ile olan bütünlüklerini…

Ne güzel günlerdi o günler…

Dostluk ve kardeşliğin yoğun bir sevgi yumağına döndüğü her 23 Nisan’da tüm dünya çocuklarının bir ailesi olurdu Türkiye’de. 

Fakat bu iktidar döneminde ne yazık ki, bazı güzel olan şeyler gibi bu güzel bayramda sabote edildi.

Ülkemizi temsil ettiğimiz, değerlerimizi, dünya ülkelerine görsel şov sergileyerek tanıttığımız fırsatlar bir bir yok edildi.

23 Nisan 1923 yüce Meclis’imizin açılışı, halkının sorunlarını, isteklerini Meclis ve Meclisi yönetenler tarafından ele alınarak çözüme ulaştırmak amaç edilmişti.

Fakat! Yıl 2025…

Ne ülkeyi, ne de vatandaşı refaha kavuşturmak için, yaşadığımız bu sıkıntılı günlere sürükleyen dertlerin temelinde, TBMM Meclisi’nin devre dışı kalması yatıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi var mı, yok mu? 

Evet, 600 milletvekili var, ama etkisiz eleman... 

Ve bunların etkisi de ve yetkisi de yok denecek kadar az!

Unutmayın 23 Nisan bir işaret fişeğidir.

Ardından 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.

30 Ağustos Zafer bayramı geliyor.

29 Ekim Cumhuriyetimizin ölümsüzlüğü.

Bu yıl öyle ümit ediyorum mi milli bayramlarımız yine ve yeniden eski Cumhuriyet ve Atatürk ruhu ile şahlanacak, halk Cumhuriyetine ve atasına sahip çıkacaktır.

Kutlu olsun…