“Büyük Selçuklu, Türkiye Selçuklu, Osmanlı Türkiye’si aynı sebeple yıkılmıştır.” diyor.
Bunun sebep-sonuç ilişkisini de tek tek ayrıntıları ile veriyor.
Türkiye nerede?
Türkiye nereye savruluyor?
2026- 2027 ne olacak?
Neden Türkiye düzlüğe çıkmak yerine daha da büyük sıkıntılar yaşayacak?
Bugün bunları önemli bir ismin analizi ile yazacağız.
Zaman zaman bu köşede paylaşımlarından oluşan analizlerini siz değerli okurlarıma zaman zaman aktarmaya gayret ediyorum.
Epey ara verdik.
Ramazan Kurtoğlu@KurtogluKagan
Sanırım kendisini hatırlamışsınızdır.
Son günlerde yaşanan gelişmeleri kendisini nasıl görüyor.
Türkiye üzerine oynanan oyunların perde arkası nedir?
Global Dünya gerçekleri ile Türkiye gerçekleri örtüşüyor mu?
Hazırsanız başlıyoruz.
TARİHTEN DERS ALMAYANLAR
Ramazan Kurtoğlu@KurtogluKagan "Siyasi, ekonomik, sosyal hadiselerin laboratuvarı tarihtir ve bilmeyenler için acıdır.
Büyük Selçuklu, Türkiye Selçuklu, Osmanlı Türkiye’si aynı sebeple yıkılmıştır:
İçerdeki işbirlikçilerin dış destekli ihanetleri ile milli birliğin-devletin içerden çökertilmesi.
Yol ayrımındayız!
İçinde bulunduğumuz coğrafya bölgesel ve küresel hesaplaşmanın en çetin yaşanacağı bir bölge.
Babil Kültür ve semavi dinlere dayalı reel siyaset Türk Milleti için yeni bir İstiklal Savaşı’na dönüşebilir.
2026 ve 2027 çok zorlu bir dönem olacak ve iç istikrara çok dikkat etmeliyiz!
8-13Yüzyıl arasında muhteşem bir medeniyet kuran Müslümanlar 700 yıldır ilmen ve bilmen maalesef Batı’nın gerisinde kalmışlar ve günümüzde 57 Müslüman ülkenin 30’u dünyanın en fakir ülkeleridir.
Artı Müslüman’ın Müslümana verdiği zararı gayri müslimler vermemiştir.
2026, 2025 den daha zorlu geçecek.
Biyo-politik kaos, biyo-genetik ve biyo-teknoloji tabanlı postmodern tıp ile gıda/kıtlık-su üzerinden kendisini daha çok hissettirecek, beslenme çok pahalı hale gelecek.
Banknot para ölürken, enflasyon, altın ve kıymetli metaller zirve yapacak!”
BAKAR MISINIZ?
Ne diyor Kurtoğlu?
“Müslüman’ın Müslümana verdiği zararı gayri müslimler vermemiştir.”
Peki neden?
Zira Müslümanların hepsi Allah için öldürüyor.
Hepsi de Allahuekber nidaları ile müslüman kardeşine saldırıyor.
Aradaki farklar ya Sunni ya şii ya da alevi olması.
Veya farklı benzer inanışlar ve mezhepler.
Peki bunları kim örgütlüyor.
İngilizlerin yönlendirdiği tarikatlar.
Sanırım FETÖ ile ilgili yaşanan faciayı kimse unutmamıştır.
Ancak bu yapılanmanın, gizli hücrelerin uyuma sürecinde diğer tarikatlarla işbirliği yaparak öyle ya da böyle yollarına devam ettikleri gerçeği de gün gibi ortadadır.
Peki bunun farkında mıyız?
Alınan bir önlem var mı?
Maalesef hayır.
Kurtoğlu’nun dikkat çektiği tablo da bu zaten.
"EVET" DEMEMELİYİZ...
Geldiğimiz nokta ortada.
Bu konudaki uyarısı ne peki Kurtoğlu'nun?
Diyor ki;
Avrupa 1990'lardan itibaren adeta Türkiye’yi ”Yok Hükmünde” denkleme koydu.
Putin-Trump cenderesine girince Türkiye’nin yolunu tutuyorlar.
Çünkü AB başta, bunlar "Kartaca” modeli devletler ve savaşacak kabiliyetleri yok.
Türkiye bunu değerlendirmeli hiçbir şeye kolay “Evet” dememeli.
ABD Kongresi’nin son raporunda Türkiye "Salıncak Ülke” olarak değerlendiriliyor.
Yani Kongre Sayın Trump’tan farklı bir Türkiye değerlendirmesi yapıyor.
ABD "Kurumlar” Devletidir.
Ülke Başkan ne kadar güçlü olursa olsun kurumlarca yönetilir.
Yani; Başkan-Kongre-Pentagon-CIA yönetir.
Dünyanın gitmekte olduğu istikamet gösteriyor ki, Türkiye hangi şartlarda olursa olsun öncelik Türk Hava Kuvvetleri olmak üzere,
Türk Ordusu’nun gücünü her manada maksimize etmek mecburiyetinde.
Vakti geçmiş ahın Türk Milleti’ne asla faydası olmaz!
BİZİ NASIL SOYUYORLAR?
En önemli tespitlerden birisi de bu Kurtoğlu’nun dikkatimizi çeken.
Belki farkındasınız ya da değilsiniz.
Konu ekonomi ile ilgili.
Büyükler büyük oyunlar peşinde yine.
Dev aktörler insanların kıt kanaat geçimlerine de göz dikmiş durumdalar.
“Altın ve üç kıymetli metalin ons/gram fiyatlarının artışına sebep olan şartlar devam ediyor.
Bu süreçte ”İndir-Bindir” spekülasyonlar olacak ki ”Keriz Silkeleme” işlesin.
Netice olarak altın ve kıymetli metallerinizi satmayın, bekleyin imkanınız varsa bu tür inişlerde alın.”
Buyurun devamını da yine ondan dinleyelim mi?
MÜLKSÜZLEŞTİRME...
Banknot para ile “reel varlıklar” talan edildi, borç ve faiz iki taraflı keskin bıçak olarak görevini yaptı milyarlık kitlelerde fakirleşmeyi sağladı.
Şimdi de "dijital-kripto-sanal” parayla kağıt paranın ipi çekiliyor.
İnsanlığın elinde sadece dijital rakamlar kalacak.
Mülksüzleşme...
Yeni bir Dünya kuruluyor ve bunun için mevcut sistem hızla yıkılacak.
Para/Ekonomi
Gıda/Su
Başta olmak üzere insanlık üzerine BAHİS oynanıyor.
El becerileri-hayatta kalma teknikleri öğrenin.
Tedavide kullanılabilir ve yenebilir bitkileri ve su tedarikini öğrenin.
Devletler tahvil ile borçlanmada zorlanıyor.
Japonya faiz oranlarını ciddi oranda artırmasına rağmen son tahvilleri satmakta zorlandı.
Benzer sıkıntı Çin içinde var ve Çin altın ithalatını serbest bırakmaya yönelik bütün adımları atıyor.
Dünya gölge elitlerin tanzim ettiği milletler ötesi birliktelik temeline dayalı ”Ruhsuz Devlet” lerden meydana gelen ”Dünya Birleşik Devletler Hükümeti A.Ş”ye doğru götürülüyor.
Siyaset kurumu ve bürokrasi bu süreçte sadece verilen görevleri yapıyor.
Gerisi boş laflar!
BİLGİ TEKELİ
Günümüzde gözden kaçan en önemli husus “BİLGİ TEKELİ” dir.
Bununla dejenere edilmiş/bozulmuş bilgi servis edilir doğrusu saklanır.
Böylece kitlesel epistemik/bilmesinlercilik ile ALGILARla toplum mühendisliği yapılır, at izi ile it izi birbirine karışarak toplumsal huzur bozulur.
Hayat, insanın ona bakış açısıyla şekillenir.
Bakış açısını ise farkındalık biçimlendirir.
Farkındalığı ise bilgi, bilgiyi ise OKUmak derinleştirir.
Türk Milletinin geçmişi hala gerçekleştirmeyi bekleyen hayaller için UMUT doludur.
Öyleyse geçmişi ve umudu asla bırakmayacağız!
NASIL KURTULACAĞIZ?
Diyor ki Kurtoğlu;
Türkiye’nin kalkınması devasa binalar yapmaktan değil insanımızı devasa düşünceler geliştirip hayata geçirecek zihin dünyasını geliştirmekten geçer.
Bunun yolu da EĞİTİM ve BİLİM ile beslenmiş erdemli- liyakatlı insanların toplumun her kesiminde söz sahibi olmasıyla mümkündür.
"Sevgili dostlar özelden yazan pek çok kardeşimizin şikayet ve sorusu “Bu sarmaldan vatanımız nasıl çıkacak?”
“Korkma!”
“Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur!”
Yemin olsun ki 5000 yıllık Türk tarihi bunun örnekleriyle doludur!
Ya Allah Bismillah…ve ?!
