TARİHÇİ-YAZAR MUSTAFA CİNGİL DUYURDU

BİT PAZARININ OLDUĞU ALAN TARİHİ HİPODROMMUŞ

27.11.2024 13:06:00 0
TARİHÇİ-YAZAR MUSTAFA CİNGİL DUYURDU

Kayserili Tarihçi-Yazar Mustafa Cingil, şuan bitpazarı olarak kullanılan alanın tarihi hipodrom olduğunu ortaya çıkardı. Konuyla ilgili makale paylaşan Cingil, "Kayseri’de hiç bilinmeyen, tarihin derinliklerinden gelmiş ancak toprak altında kalmış devasa, muhteşem bir hipodrom bulduk dedi.

Tarihçi-Yazar, Mustafa Cingil, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı. “Hypo” Latince’de “at" “Dromos” ise “yol , yarış, yarış pisti ” anlamlarını taşır. Bu manada “hipodrom” ise at yarışlarının yapıldığı mekânı ifade eder.Önceleri. Hipodromun daha büyüğüne “ circus ” denilse de, daha sonraları at yarışlarına ilaveten farklı spor aktivitelerinin de yapıldığı hipodromlara “ circus ” denilmeye başlanmıştır. Kapadokya’nın başkenti olan Kayseri Erkilete adını veren ve Erkilet üzerinde kendisi için yaptırdığı höyüğü (mezarı) da bulunan son Kapadokya Kralı Archelous (MÖ 36-MS 17) döneminde. Kapadokya ve dolayısı ile başkent Kayseri de Roma yönetimi altına girer. Buda Roma döneminde yapılmış. Günümüzde Kayseri’de yaraltında adeta saklı bir şekilde bulunan bu antik hipodrom da büyüklüğünden dolayı mutemeldirki bir “ circus ” dur. Fransız ve Alman gezginlerin 19.yy sonlarında belgeleyip, fotoğrafladığı bu muhteşem tarihi yapı ne yazık ki Türkçe kaynaklarda hiç geçmez. Pekihipodrom nerededir? Bulunduğu yer Kayseri’de yaşayanların çok iyi bildiği bir eğlence ve dinlenme mekânı olan Beştepeler Parkı’nın hemen eteklerindedir. Günümüzde bu alana her pazar günü “Bit Pazarı” kurulmaktadır. Yani Antik hipodrom kurulan bu bitpazarının tam altındadır. Dikkatlice bakıldığında, günümüzde bile arazinin topoğrafik yapısı antik hipodromun orada oluşunun adeta kanıtı gibidir. Ancak, çok önceki belediyeler döneminde arazi, moloz döküm alanı ve şehir çöplük atım alanı olarak kullanıldığı için şu an  antik hipodrom on binlerce ton yığıntının ne yazık ki altında kalmış durumdadır."  Haber: Mehmet Yılmaz