Rönesans Holding’e bağlı TepebeyMadencilik’in eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın yönetiminde Karacaören’de maden sahası alması ve bölgedeki diğer maden ruhsatlarıyla bağlantılar tartışmaları alevlendirdi.
Kırşehir’in Seyfe Gölü koruma alanının Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yarıya indirilmesi, bölgedeki altın madeni faaliyetleriyle ilişkilendiriliyor. İktidar, kararın bölgedeki köylerin yaşadığı sorunları çözmek için alındığını savunurken, kamuoyunda bu adımın madencilik faaliyetlerini kolaylaştırmak için atıldığına dair iddialar güçleniyor.
Seyfe Gölü’nün hemen yanı başında, Türkiye Varlık Fonu’na bağlı Koza Altın İşletmeleri’ne (yeni adıyla Türkiye Altın İşletmeleri) ait ruhsat sahaları bulunuyor. Ayrıca, Universal Madencilik’e ait Karacaören maden sahasının tüm hakları, Rönesans Holding’in iştiraki TepebeyMadencilik’e devredildi. Rönesans Holding’in sahibi Erman Ilıcak’ın iktidara yakınlığıyla bilinmesi, bu devir işlemini daha da dikkat çekici hale getiriyor. TepebeyMadencilik’in yönetim kurulu incelendiğinde, çarpıcı bir isim öne çıkıyor: Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız. Şirketin temsilcisi konumundaki Yıldız’ın yanı sıra yönetim kurulunda Mehmet Ali Albayrak, Emre Baki, Mustafa Baki Arıcan, Muhittin Esen ve Uğur Sebzeci yer alıyor. Taner Yıldız’ın, 20 Şubat 2025’te Kırşehir’e yaptığı ziyaret de bu süreçte dikkat çeken bir detay olarak kayda geçti. Karacaören’deki maden sahası, TepebeyMadencilik’in kontrolüne geçerken, bu sahanın hemen yanında Koç ve Fernas’a ait, 8 bin futbol sahası büyüklüğünde olduğu belirtilen dev bir altın madeni projesi bulunuyor. Ayrıca, Seyfe Gölü’ne komşu olan Koza Altın’a ait ruhsat sahaları da bölgedeki madencilik faaliyetlerinin yoğunluğunu artırıyor. Seyfe Gölü koruma alanının küçültülmesiyle, bu maden sahalarının faaliyetlerinin önünün açıldığına dair endişeler artıyor. Karacaören maden sahasının, Taner Yıldız’ın yönetiminde olduğu TepebeyMadencilik’e geçmesi, Seyfe Gölü’nün koruma statüsünün azaltılmasıyla birleştiğinde, çevre ve madencilik politikaları üzerine tartışmaları körüklüyor. Bölgedeki ekolojik dengeye olası etkiler ve maden faaliyetlerinin yerel halk üzerindeki sonuçları, kamuoyunun yakından takip ettiği konular arasında yer alıyor.
