Kayseri Ticaret Odasında 2025 Türkiye ekonomisi ve BRICS’in rolü paneli düzenlendi. KTO Başkanı Ömer Gülsoy, burada yaptığı konuşmada, "2025 yılı hem zorlukların hem de fırsatların iç içe geçtiği bir yıl olacak derken, Ekonomi Gazetesi Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş ise Devletin belirlediği enflasyon hedeflerine güven yok dedi.
Panele, KTO Başkanı Ömer Gülsoy, Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, Ekonomi Gazetesi Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş ve ekonomi yazarları katıldı. Panel açılışında konuşan KTO Başkanı Ömer Gülsoy, "Bize göre; Türkiye, BRICS içinde yer almalı ve ortaya çıkacak ticari ve ekonomik imkanlardan faydalanmalı diye düşünüyoruz. Türkiye olarak batıyı küstürmeden dengeli bir şekilde politika üretmeliyiz. 2025 yılı, hem zorlukların hem de fırsatların iç içe geçtiği bir yıl olacak. Türkiye ekonomisi, dış ticaretin çeşitlendirilmesi, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularında ilerleme kaydederken, BRICS ile işbirliklerini artırarak küresel arenada daha güçlü bir oyuncu haline gelebilir. Bu süreci doğru yönetmek, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik bir vizyon gerektiriyor. Umarım bugün burada yapılacak konuşmalar bu vizyonun şekillenmesinde önemli katkılar sağlar diye düşünüyorum" diye konuştu.
İkinci oturumda konuşan, Ekonomi Gazetesi Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş ise Devletin belirlediği enflasyon hedeflerine güven yok. Bu güven oluşmayınca iş alemi kendi öngördüğü ya da tahmin ettiği enflasyona göre zam yapma eğilimine giriyoruz. Vatandaş hakeza o şekilde düşünüyor. Aslında sonra bakıyorsunuz bu güvensizliğin de hiç temelsiz olmadığı ortaya çıkıyor. Örneğin 2024 yıl sonu itibariyle ' ne kadar enflasyon bekliyoruz?' sorusuna devletin kurumu; Orta vadeli program yapan, içinde merkez bankasının da yer aldığı bütün kurumların entegre bir şekilde oluşturdukları orta vadeli programda bir program veriliyor. Aradan bir aylık bir buçuk ay geçiyor. Merkez Bankası aynı dönem için başka bir oran veriyor. Orta vadeli programda oran zikredilirken Merkez Bankası'nın oranını daha da başka olduğu biliniyor. Bir de piyasa katılımcıları dediğimiz bir grubun enflasyon tahmini var. Bu piyasa katılımcıları daha çok merkez bankasına yakın olmak isteyen bankacılık kesiminden oluşuyor. Onlar yüzde 20-28 gibi bir tahminde bulunuyorlar. En büyük sorunumuz enflasyon sorununu çözmek için; gerçekçi hedefler belirlenmeli. Gerçekçi hedefler belirlememek Türkiye'nin en büyük sorunu" dedi. Öte yandan bu yılın en çok yanıt bekleyen sorunlarından biri olan dövize de değinen Aktaş şöyle konuştu; "Dövizle ilgili zaman zaman çok uçuk değerler ortaya atılıyor. Dövizin bu sene ne kadar bir artış göstereceği zaten yılbaşında az çok belliydi. Çünkü enflasyonu düşürmenin yolunun döviz kurunun artmamasından geçtiği gibi bir kanı oluştu. Yabancıları ya da başka şekillerde Türkiye'ye çekebilmenin yolu olarak da düşük kur artışı öngörüldü. Kur az artsın. Faiz yüksek olsun. Dövize yatırım yapanlar para kazansın. O sayede Türkiye döviz arttırdı. Ama her şeyin bir maliyeti var. Bunu artırmanın bedelini örneğin ihracatçı ödüyor, ithalat çok artmadı ama belli malların üretimindeki azalmayla çok daha ciddi bir şekilde ödüyor." Haber: Mehmet Yılmaz