Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu öncülüğünde bir araya gelen sendikalar ve siyasi partiler son günlerde ülkede yaşanan gelişmelere tepki gösterdi. Eğitim Sen Şube Başkanı Sedat Ünsal, 'Emeğin haklarını korumanın, kazanımlarını kalıcı hale getirmenin yolu demokrasinin, adaletin, hukukun üstünlüğünün, barış ve kardeşliğin tesis edilmesinden geçmektedir.' dedi.
İktidarın ülkeyi hızla zifiri bir karanlığa sürüklediğini ifade eden Ünsal, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Seçme ve seçilme hakkımızdan sendikal hak ve özgülüklerimize, düşünceyi ifade özgürlüğünden toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımıza, haber alma hakkımıza kadar en temel hak ve özgürlüklerimiz ayaklar altına alınıyor. Bugün geldiğimiz yer; en temel hak ve özgürlüklerimizin yok sayıldığı, baskıların, şiddetin, hukuktan yoksun soruşturmaların, gözaltıların ve tutuklamaların olağanlaştığı yerdir. Ülkeyi yönetme kudretini gittikçe kaybeden, ekonomiyi çıkmaza sürükleyen iktidar bir yönetememe krizi yaşıyor. Bu krizi demokratik yollardan aşamayacağını gördükçe baskıcı politikalara, hukuksuzluğa, şiddete daha fazla sarılıyor.Bunun için; Bir yıl önce halkın oylarıyla seçilen yüzlerce belediye başkanı ve meclis üyesi hakkında yeni yeni soruşturmalar açılıyor, yerlerine kayyımlar atanıyor. Bunun için; 16 milyonluk bir şehrin Büyükşehir Belediyesi Başkanı’nın 35 yıl önce aldığı diploması Cumhurbaşkanı adayı olmasını engellemek için hukuksuz bir şekilde iptal ediliyor. Gizli tanıkların “görmedim, şahit olmadım ama öyle dediklerini duydum” gibi garabet ifadeleri ile tutuklanıyor.Bunun için; özerk, bilimsel, demokratik bir üniversite isteyen öğrencilerinin kampüslerinin önüne TOMA’lardan barikatlar kuruluyor. Yüzlerce üniversite öğrencisi şafak vakti yurtlarına, evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Bunun için; sadece eğitim emekçilerinin değil çocuklarımızın eğitim hakkını savunan, çocuklarımızın geleceğini tarikatlar, cemaatler, MESEM ve CEDES gibi projelerle karartmak isteyenlere karşı mücadele eden Türkiye’nin Aydınlık yüzü EĞİTİM SEN hedef gösteriliyor. ‘Boykot’ yaparak üniversiteleri özgürleştiren öğrencilere destek için akademisyen ve öğretim elemanlarının katıldığı bir günlük iş bırakma kararı alan EĞİTİM-SEN’in yöneticilerine ev hapsi cezası veriliyor. 65 bine yakın üyesiyle dünyanın en büyük barolarından biri olan, hukukun ve adaletin yılmaz savunucusu İstanbul Barosu’nun yönetimi görevden alınıyor.Halkın gerçekleri görmesi engellenmek isteniyor. Muhalif basın hedef alınıyor. Gerçeği halka ulaştırmak isteyen gazeteciler tutuklanıyor. Ülke öyle bir hale getirildi ki, sokak röportajına katılan yurttaşlar hatta falcılar dahi iktidara, siyasilere hakaret gerekçesi ile gözaltına alınıyor, cezaevine konuluyor. ‘İktidarın hukuksuz uygulamalarının faturasının yoksulluk, daha fazla geleceksizlik olarak emeği ile geçinen kesimlere yıkıldığını belirten Ünsal, ‘Nitekim son iki haftada ülke ekonomisi alt üst olmuştur.Borsa taban, döviz kurları ise tavan yapmıştır. Kurdaki yükselişi engellemek için son iki haftada 25 milyar dolara ulaşan bir döviz rezervi satılmıştır. Böylece son iki yıldır işçilerin, emekçilerin, emekliklerin, asgari ücretlilerin yani hepimizin maaşlarının, ücretlerinin TÜİK’in sahte enflasyonu ile baskılanması üzerinden biriktirilen rezerveler sadece son iki hafta da buharlaşmıştır.” Haber: Mehmet Yılmaz