1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kayseri’de sağanak yağışa rağmen coşkuyla kutlandı. Kutlamalara, DİSK, KESK, CHP, EMEP, Tüm Emekli Sen, Devrimci 78’liler, ADD, Hacı Bektaş Veli Derneği, Emek Gençliği, TKP, TİP ve SOL Partililer katıldı. Kutlamada 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşan KESK Dönem Sözcüsü Sedat Ünsal, 2025 yılının 1 Mayısına, zorlukların, kapitalist barbarlığın, saldırıların ve direnişin arttığı bir zeminde giriyoruz. Tarihin yeni bir kırılma noktasından geçiyoruz dedi.
Kayseri'de 1 Mayıs emek ve dayanışma günü Cumhuriyet Meydanı ve mimar Sinan parkında yapıldı. Türk-iş ve bağlı sendikalar Cumhuriyet meydanında 1 Mayıs kutlarken, diğer işçi sendikaları ise mimar Sinan parkında kutlama yaptı.Tekin sokak üzerinde toplanan binlerce sendikaya üyesi işçiler davul zurna eşliğinde mimar Sinan parkına kadar yürüdü. İşçiler yürüyüş sırasında yaşasın 1 Mayıs işçilerin sloganları attı.Mimarsinan parkı girişinde ise işçiler alana üst araması yapıldıktan sonra alındı. Günün anlam ve öneminin vurgulandığı konuşmaların ardından işçiler halaylar çekerek 1 Mayıs'ı coşkuyla kutladı.Burada 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşmayı ise KESK Dönem Sözcüsü Sedat Ünsal yaptı. Ünsal, şunları kaydetti.”2025 yılının 1 Mayısına zorlukların, kapitalist barbarlığının saldırılarının ve direnişin arttığı bir zeminde giriyoruz. Tarihin yeni bir kırılma noktasından geçiyoruz. İşçi sınıfı ve ezilenlerin yüzyıllardır verdiği mücadele ile yaratılan temel hak ve özgürlükler birer birer ortadan kaldırılıyor. Mülteci, kadın ve emek karşıtı politikalar hâkim kılınmak isteniyor. Kapitalizmin aşırı kar hırsı ekolojik yıkımla sonuçlanıyor, savaş ve talan politikalarıyla doğa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılıyor.Her geçen gün daha fazla işçi, daha fazla emekçi, daha fazla genç, daha fazla kadın, iş güvencesiz, hakları ellerinden alınmış bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor. Özellikle üniversiteli ve liseli gençler, son aylarda geleceklerine sahip çıkmak için ülke çapında güçlü eylemler örgütlediler. Geleceksizlik dayatmasına, eşitsiz eğitim sistemine, rant odaklı politikalara ve demokratik haklarının gasp edilmesine karşı ayağa kalkan gençlik, umudun ve direnişin taşıyıcısı olmuştur. Gençlerin eşit, özgür, bilimsel ve demokratik bir Türkiye için yükselttiği talepleri, Eğitim Sen olarak kendi mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Barış, demokrasi ve özgürlük talebi, yalnızca emekçilerin değil, geleceğini savunan gençliğin de ortak haykırışıdır. İktidar tarafından eğitimden yargıya, sağlıktan sosyal hizmetlere kadar pek çok alan tarikatlara ve cemaatlere teslim edilmiş; kamusal yapı zayıflatılmış, laiklik ilkesine ağır darbeler vurulmuştur. Bilimsel ve özgür düşünceyi hedef alan bu politikalar, toplumun dini tandanslarla kuşatılmasına ve eleştirel aklın baskılanmasına yol açmıştır. Kadınların, çocukların ve emekçilerin haklarını tehdit eden bu düzen, kamu hizmetlerini liyakatten uzaklaştırarak yoksulluğu, eşitsizliği ve adaletsizliği daha da derinleştirmişti. Ülkemizde de iktidar kendi bekası için tüm temel hak ve özgürlükleri hiç olmadığı kadar bir kez daha askıya almış durumda. Başta Taksim yasağı olmak üzere 1 Mayıs yasakları da göstermektedir ki, toplumun en temel hakları bugün ciddi tehdit altında.İktidar bloğunun en son 19 Mart ta olduğu gibi baskıları ve şiddetin boyutları her geçen gün artmış durumda. 30 milyonu aşkın vatandaşımızın oy kullanarak seçtiği belediye başkanları, seçilmişler AKP iktidarı tarafından görevden alınarak, yerine kayyum atanarak seçme ve seçilme hakkımız gasp ediliyor. Halk iradesi hiçe sayılarak seçimler anlamsız hale getirilmek, yaşamın tüm alanlarını kontrolleri altına almak istiyorlar. Yolsuzlukları, talan ve rant düzenleri devam etsin istiyorlar. Bunun için siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, sendikacılar, avukatlar, sanatçılar, muhalif tüm kesimler hedef alınıyor. Yargı, iktidarın, emir eri haline getiriliyor. İktidarın bir diğer derdi ise toplumsal ilişkilerin gericilik ve dini referanslar temelinde yeniden düzenlenmesidir. Laiklik karşıtı uygulamalara her gün bir yenisinin eklenmesinin yanı sıra kadına ve kadın bedenine yönelik saldırılar da aynı zihniyetin eseri olarak karşımıza çıkmaktadır.” Haber: Mehmet Yılmaz