Erciyes Anadolu Holding CEO’su Alparslan Baki Ertekin, Kayseri Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti. Burada Cemiyet Başkanı Metin Kesödağ ve yönetimi tarafından karşılanan Ertekin, CHP ve İyi Parti Kayseri Milletvekillerinin toplu iş sözleşmesi sonrası sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlara bir kez daha tepki gösterdi ve neden o törene çağrılmadıklarını anlattı.
Ertekin, şunları söyledi. Erciyes Anadolu Holding en büyük işveren, İSO 500’de 6 şirketi olan, en büyük ihracatçı ve yan sanayisi ile 45 bin aileyi ilgilendiren bir kuruluştur. Çetin Arık’ıda Dursun Ataş’a da halkımız teveccüh göstermiş meclise yollamıştır ama 45 bin aileyi çarptığınızda bende bir o kadar insanın hak ve hukukunu gözetmekle mükellef olan bir koltukta oturuyorum. Şimdi gelelim meseleye. Bende Sayın Çetin Arık’ın telefon numarası yok. Beni arıyorsa da kayıtlı olmayan numaralara bakmıyorum. Daha önce beni meclisindeki ofisinden aradı. Benden bir şey rica etti. Bende derhal vekilim dedim. Bu arada da telefonumu kaydetmesi için numaramı verdim. Numaramı kaydetmemiş. Dolayısıyla beni aradıysa da kayıtlı olmadığı için açmadım. Beni ilk koltuğumda oturduğum an arayan dönemin MHP il Başkanı ve Milletvekili Baki Ersoy’du. Sayın Ersoy’a numaramı verdim kendisininkini de kaydettim. Yoksa benim vekillerle bir sorunum olmaz. Sayın Arık, beni telefonla aramadınız ki numaranızı not edeyim. Makamdan makamı aradınız. Aramış olsaydın bir kez dada diyorum. Not ederdim. Aradığınızda da hemen telefonunuzu açardım. Ve sizde bana niye bu açılışa davet edilmedim diye sorsaydınız ona da cevabını verirdim. Fabrika açılışları ve toplu sözleşmeler bizim için bayramdır, düğündür. Düğüne de kim size yakın duruyorsa onu çağırırsınız. Bir halin nedir diye sormayanın, sizin varlığınızı inkâr edeni, siz orda yokmuş gibi davrananı davet etmezsiniz. Devletin resmi açılışını yapmıyoruz. İlkokul açmıyoruz ki sıradan sıralı protokolü çağırayım. Orada valide, garnizon komutanı da, cumhuriyet başsavcısı da yoktu. Kim Erciyes Anadolu Holdingle ilgileniyorsa, kim Kayseri’nin en büyük vergi ödeyenini, kim en büyük ihracat yapanını, en büyük işvereninin derdi ile dertleniyorsa ve bunu siyasetinin bir gündemi yapıyorsa o her zaman başımın tacıdır, parti ayrımı olmadan da tepemde taşırım. İyi Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş’ı mahkemeye vereceklerdi ben verdirmedim. Bunu da bu zamana kadar kimseyle paylaşmadım. Ama bugün paylaşıyorum. Ürettiğiniz malı satamıyorsanız bir anlamı yoktur. Bizde ürettiğimiz malları bayilerimiz kanalı ile satarız. Dolayısıyla 110 bayimizi Antalya’da bir araya getirdik. O bayilerimizin işadamlarımızın gözlerinin içine bakıyoruz lap deseler et, gup deseler süt veriyoruz. Niye bir yıllık bağlantı yapacağız. 4.5 milyar ciro yapacak olan holdingimizin bir yılını oradaki o bayilerin bağlantıları ile garanti altına alacağız . Yemiyoruz yediriyoruz. İçmiyoruz içiriyoruz. Gözlerinin içine bakıyoruz. Bayilerimizin her dediklerine tabi ki diyoruz. Bayilerimizle akşam yemeğine çıktık. Bir gittim oraya buz gibi salanda hava var. Biri geldi bana dedi ki o adam kim dedi. Bende baktım Dursun Ataş, bizim Kayseri milletvekilimiz dedim. “ Bizim için ıksırana kadar tıksırına kadar yesinler diyormuş, biz istikbal çağırına kadar beş yıldızlı otel görmüyormuyuz. Bu adamı mahkemeye veriyorum. Baktım emekli astsubaymış, emekli maaşını bundan sonra mahkemelerde harcayacak dedi. Ne olduğunu bilmiyorum. Twetler geldi. Ben daha önce bayiler toplantısıyla ilgili bir twet paylaşmışım. O da yine bizi eleştirmişti. Yine yiyin için gibi sözler sarf etmişti. Başımdan kaynak sular döküldü. Bir yandan burayı sakinleştirmeye çalışıyorum, bir yandan da niye Kayseri böyle bir konuşla gündeme gelsin diye düşünüyorum. Bir düşünün 14 işadamı Dursun Ataş’la ilgili tazminat davası açsa gündem olur. Kayseri neden böyle bir konuşla gündeme gelsin. Hemen ilk aklıma gelen kişiyi MHP Milletvekili Baki Ersoy’u aradım. Dedim ki sayın vekilim sen eskiden bu partinin il başkanıydın, Dursun Ataş’ta daha önce belediye başkanlığı yapmış. Bununla bir irtibatın varsa paylaştığı twetleri kaldırsın dedim. Bu adamlar hop oturuyor, hop kalkıyor dedim. Mahkemeye verecekler vekillik sayılı biter ondan sonra bu adamların açtığı mahkemeleriyle uğraşır. Adam bir avukata verecek maddi gücüde fazla 14 tane dava. Bunlarla uğraşmasın dedim. Daha sonra baki Ersoy aradı ve o twet kaldırıldı. Bende bu insanları dava açmamaları için ikna ettim. Ve o konu kapandı gitti. Bu konuyu duyan var mı Kayseri’de yok. Hani ben siyaset yapıyordum. Bundan iyi siyasi malzememi olur. Ben siyaset yapmak istiyor olsaydım bundan iyi siyasi malzememi olurdu. Sayın vekil yazdı daha sonra tükürdüğünü yaladı derdim. Ama öyle olmadı. Sayın vekil o bayi toplantısının ne kadar önemli olduğunu kendisine anlatıldığında sorumlu bir Kayserili olarak bizim misafirlerimizin lokmalarını saymadığımızı, yedikleriyle, içtikleriyle ilgilenmediğimizi zaten bir Kayserili olarak misafirimize en iyi şeyleri ikram etmemiz gerektiğini, en iyi şekilde ağırlamamız gerektiğini anlayarak hatırlayarak o twetini kaldırdı. Ve o konu orada kapandı bugüne kadarda hiç gündeme gelmedi. Ben siyaset için gelmedim buraya.Toplu iş sözleşmeler ve fabrika açılışları bizim düğünümüz. Ne yaparsınız düğün sahibi olarak en yakınınızı davet edersiniz. Oraya gelenlere teşekkür edersiniz. Dersiniz ki saolun. Uzaktan yakından geldiniz. Bugün yanımızdasınız. Bizi onure ettiniz. Bende çıktım onu söyledim. Dedim ki ilk günden beri yanımızdaydınız, bu özel günümüzde de yanımızdasınız diye teşekkür ettim. Orada vay CHP milletvekili vay İyi Parti Milletvekili niye burada değil mi dedim. Siyaset mi yaptım. Ben olanı söyledim. O gün karşımda AK parti ve MHP milletvekilleri ile il başkanları vardı. Bende çıktım orada olanlara teşekkür ettim. Orada olmak isteyenlere bu sureci başından beri takip etenlere teşekkür ettim. Oysa yine ben siyaseti bilmem. Ama aklıma şu geliyor. Düşünün kıymetli bir genel başkan Ankara’dan İstanbul’a hak-hukuk-adalet diye yürüdü. Ben o genel başkanın bir milletvekili olsaydım arardın. Beni aramıyorsan sendika başkanlarını arardın. Derdinki ey sendika başkanları alın terinin karşılığını veriyor mu bu adamlar, pazarlıklar nasıl gidiyor diye sorardın. Ama ne beni sene sendikaları aradın. Ben siyaset yapacak olsaydım onları dile getirirdim. Bugün niye bunları söylüyorum. Nefsi müdefa. biri size tokat attığında kavğada yumruk sayılmaz. Onlar bana tokat attılar. Ben 51 yaşında, üç çocuk basası olan, 13 bin mesai arkadaşı bulunan 45 ailenin lider, reis olarak gördüğü iki torun sahibi bir adamım. Hiç kimsenin haddine değil. İstediği kadar seçilmiş olsun. Bana Köpek tasması birinin elinde gevşetmeden konuşuyor demek. Derse de cevabını alır. Ben ermiş değilim, derviş değilim. duymuyorum. kaile bile almıyorum. Çünkü sizin söylediklerinizin benim nazarımda kıymeti yok. Ben yalakalık yapacak ne yapmışım. Hayatım boyunca duymaktan rahatsız olacağım şeyleri yapmadım. Ey Çetin Arık, ey Dursun Ataş, Erciyes Anadolu Holding gibi Kayseri’nin en büyük işvereni ile ilgilenmemeyi bir eksiklik olarak görüyorsan o zaman ilgilenseydiniz. O zaman elinizi mi tuttular. Baki Ersoy randevu alıyorsa sen alamazmısın. köpek, ip, tasma, yalaka ve ağza gelmeyecek bütün bu söylemlerine rağmen bugün şu dakika bana telefon etse atlıyorum geliyorum dese bu şehrin seçilmiş bir milletvekilidir, düğmemi iliklerim, nefsimi bir kenara koyarım 103 bin CHP seçmeni, 96 bin İyi Parti seçmeninin hatırına düğmemi iliklerim kendilerini kapıda karşılarım, kapılarını açarım. Çayımı kahvemi ikram ederim, suratımı ekşitmem, bir laf söylerlerse de ev sahibiyim cevap bile vermem uğurlar çeker giderim. Bununda böyle bilinmesini istiyorum.” Haber-Foto: Mehmet Yılmaz