KADİR DAYIOĞLU


ZELZELE

Peki, depremi önleyemeyeceğimize göre ondan korunmanın, hasarı en az indirmenin yolu, onunla dost olmak, onun dilinden anlamak. Başka, kurtuluş reçetesi yok.


Sekiz ayetlik“Zilzal suresi”, ismini içinde geçen “zelzele”kelimesinden alırmış. Türkçede deprem, sarsıntı anlamlarına gelir. Sure, yeryüzünün büyük bir zelzele ile sarsılacağı ve içindeki ağırlıkları dışarı atacağı günü hatırlatarak başlar. Yeniden dirilen insanların yaptığı iyi işlerin mükafatını, yaptığı kötü işlerin cezasını göreceğinden bahseder.

***

Bu sure ile ilgili, yirminin üzerinde meal karıştırdım. Çok az, “kıyamet”e atıf yapmış. Çoğu, bildiğimiz “deprem” gibi anlam vermiş. Tabii, “murad-ı ilâhi” nedir bilemem ama akla yatkın olanı “kıyamet günü”. Öyle ya, “yeniden dirilmeden” söz ediyor. 

***

Tabii, son yıllarda sık sık depremler olmaya başlayınca, “müridan” da “efendilerinin” nasıl bir keramet ehli olduğunu anlatmak için, kıssalar anlatıyorlar. Ünlü ve yaygın bir cemaatin televizyonunda hoca efendi anlattı. Bizzat dinledim. Konuşmayı, youtubeta da izleyebilirsiniz. 

***

Yine bir deprem esnasında; “Halk korktu, telaş etti, sokağa çıktı. Bundan [Şeyhten]yardım istediler. Bu da zelzeleye doğru hitap etti; ‘ey zelzele’ dedi. ‘Sen Allah’ın bir mahlûkusun’;‘Allah’tan seni sakinleştirmesini dilerim’ dedi. ‘Sakinleş’ dedi. 

***

Zelzele kendi lisanı haliyle ona cevap verdi. Dedi ki; ‘Sana itaat olunmakla emrolundum’ dedi ve zelzele bitti. Keramat-i evliyayı [Şeyh,Gavs] baştan çıkaracak bir hadise daha. Allah’tan istiyor, kendi bir şey yapmıyor. ‘Yarabbi zelzeleyi durdur’ diyor, Allah da durduruyor. Aç sen de kanalları, duası makbul bir makama gel, Allah senin de dediğini yapsın. Allah bu seviyede olan herkesin duasını kabul ediyor işte, ortada.”

***

Tabii bu sohbette, “şeyh uçmaz, mürit mi uçurur!” kavli ya da “şeyh mi kendisini uçuruyor!”, bilemem. Bizzat kulaklarımla duyduğum için paylaşmak istedim.

***

Ha diyeceksiniz ki; “Sen inanmaya bilirsin. Bu bir inanç meselesi!”. Haklısınız, ben inanmam ama saygı duyarım. Tıpkı, 7,4 büyüklüğünde oluşan Gölcük depremine gönderme yaparak, Marmara Üniversitesi önünde “7,4 Yetmedi mi?” pankartını açan türbanlı kızımıza duyduğum saygı gibi… Ama beni de inandırmaya, olayı bağlamından kopartmaya çalıştınız mı, tepki veririm.

***

Zaten bilinen hiçbir deprem, ilânihaye devam etmez. Etse, bir dikili ağaç bile kalmaz, yerkürede. Bir süre sonra durur. O nedenle, “dur!” demeye gerek yok. Zaten duracak. Ama o bildiğini okur. 

***

Büyüklüğüne ve diğer parametrelere göre, bir depremin ne kadar sürebileceği tahmin edilebilir. Fiiliyatta ise, kayıtlı dönem için bilinen ve en uzun süren deprem, 26 Aralık 2004'te Endonezya'da (Sumatra) meydana geldi. Büyüklüğü 9,1'di. Yaklaşık 10 dakika süren depremde, 230 bin kişi hayatını kaybetti. Kıtalara yayılan büyük tsunami oluştu.

***

Hafazanallah, bu büyüklükteki bir deprem, Kayseri merkezli olsa, bırakınız Kayseri’yi ülkemizde ve komşu ülkelerde taş üstüne taş kalmaz. Asıl “büyük kıyamet”(kıyamet-i kübra) o zamandır. Açığa çıkan enerjiyi düşüne biliyor musunuz? Yanlış hesaplamadıysam, 10 üzeri 25 “erg”lik bir enerji açığa çıkıyor saniyede.

***

Hissedilen, en küçük depremler de üç-beş saniye sürer. Nitekim, biz de Tokat depremimi bu kadar bir süre hissettik, yani sallandık. 

***

Yani, demem o ki, deprem nasıl olsa duracak, şu ya da bu kadar süre sonra. O nedenle, sıfatı ne olursa olsun, bir insanın ikazına falan gerek yok. Hem ikazı dinlemez bile. 

***

Bir de unutmayın; dağlar, depremi önlemek için yaratılmadı/oluşmadı. Bilakis, dağların bir bölümü depremlerle oluşur. O nedenle, bir yerde dağ varsa oranın deprem ve volkan riski fazladır. Mesela Arabistan ve Afrika çöllerinde deprem olasılığı nerdeyse sıfıra yakınmış, uzmanlar böyle söylüyor. 

***

Lafa şuradan girdik,,, Perşembe akşamı, saat 16 sularında, Tokat'ta, yerin yaklaşık 6 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem bölgede korku ve paniğe sebep oldu. Depremin ardından bazı köylerde yıkılan evler olduğu kaydedildi. 5,6'lık depremin ardından Sulusaray, 3,4 ve 3,5'lik artçılarla sallandı. Deprem Sivas, Samsun, Kayseri, Çorum ve çevre illerden de hissedildi.

***

Tokat Kayseri’ye kuş uçuşu yaklaşık 200 kilometre… Son yıllarda şunu gördük, civarımızda, beş ve üzeri büyüklükteki depremler iyice hissediliyor. Bu büyüklük altı ve üzerine çıktı mı, insanları sokağa dökecek bir biçimde iyice sallanıyoruz. Hatta daha yakın yerlerdeki yerleşimlerde yıkıma neden oluyor. 

***

Peki, depremi önleyemeyeceğimize göre ondan korunmanın, hasarı en az indirmenin yolu, onunla dost olmak, onun dilinden anlamak. Başka, kurtuluş reçetesi yok.