FARUK ERGAN


YARDIMLAŞMAK AMA NASIL?

Demem odur ki, çirkinlikleri, abartıları, görgüsüzlükleri, argoları ve insanca olmayan her şeyi hayatınızın her alanından çıkartın. İnsanlara ve özellikle çocuklara dokunun, vergilendirilmiş kazancınızda başta yakınlarınız olmak üzere tüm diğer canlıların hakkı vardır. Zannetmeyin ki ben çok çalışıyorum ve alın teri dökerek kazanıyorum dolayısı ile bunda kimsenin hakkı olamaz, huzur ve sağlık içerisinde kazancımı harcarım, karnımı ve nefsimi doyururum dediğiniz anda ömür boyu aç kalırsınız.   


Yardımlaşma kelimesi, bir kişi ya da canlıya, kişilerin maddi ya da manevi yönden destek vermesi, imece yapması, dayanışma ve kaynaşma içinde olması, ihtiyaç sahibinin yüzünü güldürmesi olmalıdır.  
  Son zamanlarda hayatımın en garip ve garip olduğu kadar da üzücü uygulamalarına şahit olmaktayım. İnsanlar cenazelerde, düğünlerde, gençler askere giderken ve çeşitli sebeplerden dolayı gücünün yettiği kadar yardımlaşır ve yaptığı yardımın adını unutur. Yardımlaşmanın ana teması bu olmalı ve şimdiye kadar uygulamalar böyle devam ede geldi, zor günlerde olumsuz engelleri aşmak ancak insanların farklı konularda birbirlerine yardım etmeleri ile sorunlar çözülebilir. Salonlarda veya kalabalık içinde yardımcı olmak bahanesi ile hava atıp yıllar sonra verdiğini tekrar istemek, birilerine istetmek çirkinliğin en uç noktası ve bunun adı yardımlaşma olmasa gerek.
  Düğünlerdeki takı adetine karşıtlığım yıllar öncesinden gelmektedir. Şöyle ki davetlilerin verdiği hediyeler evlenen gençler tarafından alınarak (bu benim hakkım diye) gerekli veya gereksiz yerlerde harcanıyor, kıt kanaat geçinen baba ve anne o sorumluluğun altında yıllarca eziliyor. Hele birde yıllar içinde ekonomik durumu bozulan aile, verilen takının karşılığını ödemekte oldukça fazla zorlanıyor, işte ondan dolayı bu geleneğin bizleri rahatsız ettiğini hep söylemişimdir. Hediye adı altında verdiğiniz her neyse üzerine adınızı yazıyorsanız, daha sonraki bir zamanda ben bunu senden tekrar isterim demek istiyorsunuzdur.
  İmkanınız yerinde ve verdiğinizi gönül rahatlığı ile yok sayabilirseniz, yardım yapan kişi ile yardım yapılan kişi arasında sevgi, saygı ve dostluk bağları güçlenir. Yardım ve şefkat sayesinde topluma kazandırılan çocuklar kin, nefret, haset ve düşmanlık gibi insanlık dışı düşüncelerden arı olarak hayata ve çevresine sevecen bakarlar. Karşılıksız yardımlaşma ile sorunları çözülen insanlar, daha mutlu ve huzurlu bir hayat yaşar, bu yaşanan güzellikler çevresinde ki tüm insanlara ve ailesine pozitif enerji verir.
  Demem odur ki, çirkinlikleri, abartıları, görgüsüzlükleri, argoları ve insanca olmayan her şeyi hayatınızın her alanından çıkartın. İnsanlara ve özellikle çocuklara dokunun, vergilendirilmiş kazancınızda başta yakınlarınız olmak üzere tüm diğer canlıların hakkı vardır. Zannetmeyin ki ben çok çalışıyorum ve alın teri dökerek kazanıyorum dolayısı ile bunda kimsenin hakkı olamaz, huzur ve sağlık içerisinde kazancımı harcarım, karnımı ve nefsimi doyururum dediğiniz anda ömür boyu aç kalırsınız.