MUSTAFA CENGİZ


YANLIŞ ADRESTESİNİZ!

AK Parti’nin ister adına Dünya bankası, İster IMF ne derseniz deyin seçim öncesinde yaptığı anlaşma ile bu saatten sonra Asgari ücretli ve emeklinin zam alma şansı kalmadı. Zira zorunlu sıkı mali politikalarda ilk canına okunacak kesim bu kesim. Yani yılda bir zam ile idare etmek durumunda kalacak Asgari ücretli. Emekli mi, emeklemeye devam… İMF’ye borç verdiklerini iddia edenler şimdi IMF’nin kapısında borç almak için yatıyorlar. İşin garibi ne mi Maliye bakanı “Borç buldum” diye övünüyor. Hem de ne karşılığında?!... IMF ile yapılan anlaşma ve seçim öncesi gelen son dakika paraları da herkesin dilinde. Ama anlaşmasının şartlarına bir bakar mısınız? Yapılacak olan istihdam yatırımlarında yüzde 50 Suriyeli çalıştırma zorunluluğu var.


Son dönemde en çok eleştiri konusu hiç kuşku yok ki Ekonomiye dair veriler.

Hele hele de Asgari Ücret ve Emekliye verilen zamlar sonrasında ortaya çıkan 31 Mart Yerel sonuçlarının sandığa yansıyan sonuçları sanırım Cumhur İttifakı ortaklarının epey huzursuz etmiş durumda.

Peki CHP’lilerin bu konuya bakış açısı ne?

“Krizin suçlusu ve sorumlusu, yılda 1 kez zam yapmayı planladığınız asgari ücretle geçinen milyonlar değildir…”

Bu sözler, CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç’e ait.

CHP’li Aşkın Genç’ten İktidarın Ekonomi Politikasına eleştiri geldi.

Bakın ne diyor Genç eleştirilerinde? 

YANLIŞ ÜSTÜNE YANLIŞ…

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Merkez Bankası’nın 2023 yılı için 818,2 milyar TL zarar açıklamasına ve Banka’nın hükümete yolladığı açık mektupta asgari ücrete yılda bir kez zam yapılması uyarısına tepki gösterdi. 

Evet… Zaten biliniyordu.

AK Parti’nin ister adına Dünya bankası, İster IMF ne derseniz deyin seçim öncesinde yaptığı anlaşma ile bu saatten sonra Asgari ücretli ve emeklinin zam alma şansı kalmadı.

Zira zorunlu sıkı mali politikalarda ilk canına okunacak kesim bu kesim.

Yani yılda bir zam ile idare etmek durumunda kalacak Asgari ücretli.

Emekli mi, emeklemeye devam…

Açıklaması son derece önemli Genç’in.

ZENGİN DAHA DA ZENGİNLEŞİYOR…

Genç,“Hükümete ‘asgari ücrete yılda bir kez zam yapın’ diyerek açık mektup yayınlayan Merkez Bankası, 2023 yılı için 818,2 milyar TL zarar açıkladı.

İktidar ve ekonomi yönetimi, ekonomik krizin faturasını asgari ücretliden, emekliden, işçiden çıkarmanın planlamasını adım adım işlerken, zenginler bu krizden etkilenmek yerine daha da zenginleşiyor. 

Krizin suçlusu ve sorumlusu, yılda 1 kez zam yapmayı planladığınız asgari ücretle geçinen milyonlar değildir” dedi.

Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 31 Aralık 2023'te sona eren 92. hesap dönemine ilişkin bilançosuna göre, Banka’nın 2023 yılındaki dönem zararı 818,2 milyar TL oldu.

YANLIŞTA ISRAR EDİYORLAR…

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Haftalık Bankacılık Sektörü Verileri verilerine göre ise 22-29 Mart tarihleri arasında vatandaşların kredi kartı borcu, 66,1 milyar lira artarak 3,1 trilyon liraya yaklaşırken kredi stoku 165,9 milyar liralık genişlemeyle 12,88 trilyon liraya çıktı.

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, TCMB’nin zararını ve yurttaşların bankalara olan borçlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. 

Ekonomide yaşanan krizin faturasının asgari ücretliye yansıtıldığını belirten Genç, şunları ifade etti:

 “VATANDAŞIN BORCU ARTIYOR”

 Azalması gerekiyor.

Ama ne yazık ki Türkiye’de çark tersine işliyor.

Fakir daha fakir, zengin daha da fakir.

Bakın ne diyor Genç?

“Nakit avans limitlerine getirilen sınırlamalar, kart işlemlerinde uygulanan azami faiz oranının yükseltilmesi, kredi kullanımlarının azaltılması için bankalara yapılan baskılara rağmen vatandaşlarımızın bankalara olan borcu her geçen gün daha da artıyor. 

Vatandaşlarımızın birincil ödeme aracı haline gelen kredi kartlarına olan borcu, 22-29 Mart arasında 66,1 milyar lira artarak 3,1 trilyon liraya yaklaşırken kredi stoku 165,9 milyar liralık genişlemeyle 12,88 trilyon liraya çıktı. 

“SÖZ VERDİKLER… DÜŞÜREMEDİLER”

Merkez Bankası’nın ‘enflasyonu düşürmek’ için aylardır uyguladığı faiz artırımlarına rağmen ne enflasyon düştü ne de vatandaşlarımızın bankalara olan borçları azaldı. 

Halkı sıtma ile ölüm arasında bırakanlar, ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ garabetini ülke ekonomisinin başına bela edenler her seçim döneminde düşürmeye söz verdikleri enflasyonu da faizi de düşüremediler. 

Zengini daha zengin, fakiri ise açlıkla terbiye eden bu zihniyetin faiz politikası, yurttaşın içinde bulunduğu borç sarmalını daha da arttırıyor.

“MERKEZ BANKASI ZARAR AÇIKLADI”

Açlık sınırının altında emekli maaşı ve asgari ücretlerle hayatlarını sürdürmeye çalışan vatandaşlarımız, evine ekmek götürebilmek için borç yükünün altında yaşamını devam ettirmeye çalışıyor. Hükümete ‘asgari ücrete yılda bir kez zam yapın’ diyerek açık mektup yayınlayan Merkez Bankası, 2023 yılı için 818,2 milyar TL zarar açıkladı. Zarar ağırlıklı olarak Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında oluşan kur farkı ödemelerinin Hazine yerine Merkez Bankası tarafından yapılmasından kaynaklanıyor.

 “KRİZİN SUÇLUSU ONLAR DEĞİL”

İktidar ve ekonomi yönetimi, ekonomik krizin faturasını asgari ücretliden, emekliden, işçiden çıkarmanın planlamasını adım adım işlerken, zenginler bu krizden etkilenmek yerine daha da zenginleşiyor. 

Sınıflar arası gelir adaletsizliğin arşa çıktığı bu düzende, krizin faturasının geçim derdi mücadelesi veren milyonlara kesilmemesi için yapılması gereken ekonomik yaptırımların tavana yayılmasıdır. 

Krizin suçlusu ve sorumlusu, yılda 1 kez zam yapmayı planladığınız asgari ücretle geçinen milyonlar değildir.”

İBRE CHP’YE YÖNELDİ…

31 Mart Yerel seçimleri sonucunda ortaya çıkan tabloya sonrasında yapılan bir araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

“Türkiye’nin ekonomik sorunlarını kim çözer?” diye soran araştırma şirketine ilk kez seçmen “AK Parti” demedi.

Ve… Ne ilginçtir ki çeyrek asırlık bir süre sonrasında Cumhur İttifakının her şeyin sorumlusu olarak gösterdiği CHP ilk kez Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek bir parti olarak yorumlandı seçmen tarafından.

İlk kez seçmen “Türkiye’nin ekonomik sorunlarını CHP çözer” dedi.

Bu son derece önemli.

AK parti hem sandıkta kaybetti…

Hem de ciddi anlamda seçmenin güvenini.

Bunu toparlamak epey zor olacaktır.

Zira güven kaybı her şeyden önemli bir kayıp.

Telafisi de zor belki de mucizelere ihtiyacınızın olacağı bir durum şüphesiz.

IMF ile yapılan anlaşma ve seçim öncesi gelen son dakika paraları da herkesin dilinde.

Ama anlaşmasının şartlarına bir bakar mısınız?

Yapılacak olan istihdam yatırımlarında yüzde 50 Suriyeli çalıştırma zorunluluğu var.

Bu saatten sonra uygulanacak olan sıkı para politikaları eğer yıllardır süren savurganlık devam ederse bir çözüm olmayacaktır.

Zira o kadar tasarruf genelgesine rağmen “İtibardan tasarruf olmaz!” mantığı ile gelinen noktada seçmen ülkeyi yönetenlerin kendilerini getirdiği nokta ile yaşadıkları hayat ve yapılan savurganlıklardan sanırım bezmiş durumda.

İMF’ye borç verdiklerini iddia edenler şimdi IMF’nin kapısında borç almak için yatıyorlar.

İşin garibi ne mi Maliye bakanı “Borç buldum” diye övünüyor.

Hem de ne karşılığında?!...

Bunu da en iyi şekilde sandıkta deklare ettiler.

Bu saatten sonra mı?

Herkes kendine çeki düzen erecek.

“Ben” değil, “Biz” diyecek.

“Partim” değil, “Halkım” diyecek.

“Sığınmacılar” değil, “Milletim” diyecek.

Ders almam, hatasını kabul etmek bir erdemdir.

Eğer gerçekten, vatan-millet-bayrak-hizmet hedefleniyorsa!...

Demezlerse mi?

Ben bilmem seçmen bilir!...