Uykularım kaçtı…
Gecenin bir yarısında kalktım, düşüncelerimi satırlara döktüm.
Sabah, yazımı bir kez daha bir kez daha okudum, okuttum ve sonra yayınlamamaya karar verdim.
Sağduyum ”Sana ne birader” dedi, vazgeçtim yeniden bir konu bularak yazmaya başladım.
İnanırmı sınız, bugüne kadar üzülerek, yüreğim sızlayarak yazdığım yazımı geri çektiğime bu kadar üzülmemiştim.
Neyse, geçelim bu konuyu…
XXX
Ülke gündeminde seçim sonuçlarının değerlendirilmesi süreci devam ediyor.
Her düşünce ortaya konuluyor.
Şu düşünce çok belirgin bir şekİlde ortaya çıkıyor ve düşünenler ortak bir noktada buluşuyor ki o da şu…
Boş tencere, yanlış siyasi söylemler seçim sonuçlarında etkili oldu.
Evet, CHP % 37,8 oy oranı ile uzun yıllar sonra birinci parti oma başarısını gösterdi, değişimin de sonucunu aldı.
Ancak bu sonucun sürdürülebilir olması çok önemli.
Vatandaş değişimin sevincini yaşarken, geleceğe olan beklentisini de ortaya koyuyor.
Ülke haritası, kıpkırmızı Albayrak rengine boyanırken, devamlılığın genel seçimde nasıl sağlanacağını bugünden sorguluyor ve bunu da CHP’den bekliyor.
Beklenti haklı…
Peki, haklı beklentiye önümüzdeki süreçte CHP nasıl karşılık verecek?
İşte bütün konu bu.
Seçmen olarak millet bu beklentisinin boşa çıkmasını bu kez istemiyor.
Erik dalını oynarken, dala o kadar hassas basıyor ki, dal kırılmasını istemiyor ama sevincini de saklamadan yaşamak istiyor.
Bu noktada beklenti, CHP’nin şeffaf çaLışmalar içinde süreci tamamlaması ve geleceğe milleti umudunu kırmadan götürmesidir.
Olabilir mi?
CHP kadroları bunu başara bilir mi?
Gelecek zaman içinde elbette bunu göreceğiz ama CHP bunu “Değişim” iddiası ile baŞlattığı süreçte başarmak zorunda.
O zaman yaşayarak göreceğiz…
Umudumuzu kırmayacağız…
Enseyi karartmayacağız…
