MUSTAFA CENGİZ


TÜRKİYE VE DÜNYA GERÇEKLERİNE DAİR...

Peki bu işten kim kazançlı çıkıyor. Kaybeden kim? Kim kimin değirmenine su taşıyor? Kim zengin olurken, servetine servet katarken batan kim? Bu işinde Kapitalist bağlamda Emperyalist uzantısının ülkemize açtığı zarar gerek her geçen gün daha da büyük bir tehdit altında olan toprak bütünlüğü gerekse de ekonomik bağlamda yıllarca sürecek ve geleceğimizi de esaret altına alacak uzantısının ulaştığı nokta neresi? Buna kim “Dur” diyecek? Demek ki bize çizilen Türkiye tablosu ile gerçekler birbirinden çok farklı. Osmanlı’nın torununu durumu Osmanlı’nın son döneminden de çokta farklı değil sanırım!... Siz ne dersiniz?


Evet...

Sanırım zamanı geldi.

Bir kez daha farklı bir bakış açısı için.

Zaman zaman kendisini bu sütunlarda ağırlıyorum.

Ramazan Kurtoğlu.

Türkiye ve Dünya'da aslında neler oluyor.

İşte size bugün yine Ramazan Kurtoğlu'nun bakış açısı ile gerçekler.

Acaba sizinde bu görüşlerle örtüşen düşünceleriniz var mı, yoksa ilk kez mi duyacaksınız bu yaklaşımları ve bakış açısını?

Önce güncelden başlayalım  genele doğru gidelim.

BU SAVAŞIN SONU NE OLACAK?

Diyor ki Kurtoğlu “Çok sayıda dostumuz soruyor “İran ve İsrail dün gece ne yaptı”?

Bundan sonraki ”ortak şov” ve hedefler için “beraber tatbikat” yaptılar İran elindeki İHA’ları uzun menzilli test etti, İsrail  ise savunma kalkanını test ederek açıklarını gördü.

”Yük arasında denk öğütmek” istiyorlar…

İnsanların büyük çoğunluğunun özellikle biz müslümanların anlayamadığı ve her taşın altında doğrudan İsraili aramalarıdır.

Halbuki önce İsrail’i kuran-onları kullanan WASP-Evanjelist, yani Hırıstiyan Siyonistlere ve Müslüman Siyonistlere ve nihayet. 

Yahudi Siyonistlere bakın.

Dün gece siyasal Mesih/Mehdi eksenli bir küresel şov ile 3.Süleyman Tapınağı’nın yapımı için Mescid-i Aksa ve Kubbetül Sahrayı ”kazara” yıkacak bir İHA algı operasyonunu beyinlerimize kazıdılar.

Benzer şovlar devam edecek ve iki İslam mabedi ”kazaen“ yıkılacak. Sonrası masala devam!

Yağlı güreşlerin en önemli ritüellerinden biri PEŞREV’dir ve birde “yalancı peşrev” vardır. 

İran İsrail hava sahasına saatlerce uçuştan sonra ulaşacak İHA’lar ile ”saldırmış”. 

Acem palavrası ile şov yapılıyor.

İsrail dalgasında.

Siz ABD ne yapacak ona bakın.

Savaş 2038den önce bitmez.

1948 İsrail’in kuruluşu

2018/38 İsrail’in kuruluşunun 70/90.yılı ve Mesih ve Armagedon dönemi

2Ekim 2016 49 yıllık Super Şeimitah başlangıcı

2023 Birinci-2030 İkinci Şemitah ve Yeni Düzen dönemi

Türkçe-İngilizce kaynaklar-Hedef Türkiye

Ve savaş DİNİdir...

İran ile İsrail %99,9 asla savaşmaz, bakiye binde bir ise ABDli Neoconların tezgah payıdır. Pers Kralı Kiros-Babil-2.Süleyman Tapınağı üçgenindeki Acem-Yahudi aşkını bilmeyenler “Zurnadaki peşrevi” anlayamaz.

Hedef Gazze’yi boşaltıp insanları Türkiye ve Mısır’a göndermek…”

DÜNYA BANKASI KREDİ MESELESİ...

Bakın bu konuya dair yaklaşımı ene Kurtoğlu'nun?

“Dünya Bankası’nın Türkiye’ye vereceği “Kredi Şartları”nı okudukça atamız Osmanlı Türkiye’sinin 1838/1914 döneminde borçlardan başına gelenleri hatırladım…

İrkildim…

Eyvah vatanım! akılsızlığın bedeli bu kadar çabuk mu gelir Yarabbi!?

Hazine ve Maliye Bakanı Sayın M.Şimşek ”Vergi kaçağı ve haksız kazanç sağlayanların takipçisi olacağız…” diyor.

Yapma Sayın Bakan takibe gerek yok icraata gerek var zaten her şey ortada yeter ki yapmak isteyin.

Deveyi hörgücü ile götürenler artık vicdanları sızlatıyor.

Önümüzdeki 10 yılda Dünya yıkılıp yeniden kurulacak.

Kurulmakta olan yeni düzende kaybedenler kulübünde olmak istemiyorsak Bayrak-Vatan-Ezan sacayağında dedemizin kim ve nereden geldiğine bakmadan Türk Milleti Çınarı’nın Cumhuriyet Türkiye’sine sarılacağız. Aksi yok oluştur.” 

Demek ki bize çizilen Türkiye tablosu ile gerçekler birbirinden çok farklı.

Osmanlı’nın torununu durumu Osmanlı’nın son döneminden de çokta farklı değil sanırım!...

Siz ne dersiniz?

NE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ?

Bu konuya dair de önemli bir tespiti var Kurtoğlu'nun.

Bakın nasıl yorumluyor bu konuyu?

"Türkiye ivedilikle EĞİTİM/Bilim-TARIM/Su/Tohum-SANAYİ/Kobi-SAVUNMA -SAĞLIK/İlaç politikalarını hedefteki” müstakbel AV” konseptinden çıkaracak tedbirleri alarak AVCI konumuna geçmek mecburiyetindedir.

Teo-Politik temelli reel savaş politikaları ile karşı karşıyayız.

Milletlerin derin altüst oluşları tek başına bir dış olaya tepki olarak ortaya çıkmaz. Zihinlerde uzun bir sürecin yaşanması toplumsal ve iyi çözümlenmemiş meselelerin birikmesi gerekir ki tam bu noktada iç veya dış bir ”katalizör” altüst olmayı yeniden doğuşu veya yok oluşu tetikler…”

TÜRKİYE Y/TALAN TABLOSU!

Ramazan Kurtoğlu’nun bir diğer ve önemli tespiti de yerli piyasadaki başta Et fiyatları olmak üzere abartılan diğer fiyatlara dair.

Bakın nasıl bir tespit yapmış ülke gerçeklerine dair?

“Türkiye’de “serbest piyasa” yerine “serbest talan piyasası” oluşmuş.

Başta et fiyatları ABD ve ABden kat be kat pahalı.

Fiyat artışları yüksek enflasyonun ötesinde ahlaksız bir vurguna dönüşmüş.

Ekonomik kriz toplumsal çöküntüye evriliyor.

Bu yangın acil söndürülmeli.”

Peki bu işten kim kazançlı çıkıyor.

Kaybeden kim?

Kim kimin değirmenine su taşıyor?

Kim zengin olurken, servetine servet katarken batan kim?

Bu işinde Kapitalist bağlamda Emperyalist uzantısının ülkemize açtığı zarar gerek her geçen gün daha da büyük bir tehdit altında olan toprak bütünlüğü gerekse de ekonomik bağlamda yıllarca sürecek ve geleceğimizi de esaret altına alacak uzantısının ulaştığı nokta neresi?

Buna kim “Dur” diyecek?

GELECEĞİN SORUNU SU’SUZLUK!

Ramazan Kurtoğlu diyor ki; 

“Bir milyar insanın aç yattığı,1.5milyar insanın yeterli içecek su bulamadığı bir dünya ve insanlık tarihinin en adaletsiz dönemini yaşıyoruz. 

Bazıları ”korkutuyorsun” diyor. 

Acı gerçekten korkmayıpta bu pespayeliği içine sindiren varsa elbette korksun.

21.Yüzyılın yeni SAVAŞ unsurları:

Gıda-Su/Tarım ve hayvancılık…

Biyogenetik ilaçlar-asılar-salgınlar…

Nöropsikolojik saldırılar-sosyal medya…

Düzensiz göçler ile demografik yapının bozularak milli kimliğin dejenerasyonu-melez-istikrarsızlaştırma ve Dinleri senkretize-cemaaleştirme…”

Ramazan Kurtoğlu’na katılmamak ne mümkün!

Kendisinin önemli ve ses getiren farklı görüşlerine kısmet olursa önümüzdeki zaman diliminde bir başka yazımızla devam edeceğiz. 

Evet… Gerçektende geleceğin sorunu açlık-susuzluk olacak.

Kıt kaynakları en iyi şekilde değerlendirmeyiz.

Önceliğimiz Cennet Vatan Türkiye’de başta tarım ve hayvanlığını yeniden ve yine şaha kalkması olmak üzene “Kendi kendine yetebilen ülke: Türkiye” modeline acil geçmeliyiz.

Başka çaresi yok!...